|
Susmanın çeşitleri

İnsanın en somut mesesini en soyut bir dille ifade etme­ye başlamış olmasına bakarak kendini ifade etme sadedinde onun bazı sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını anlamak mümkündür.

Gerçi insan bu, kendini ifade etmenin bir yolunu mutlaka bulur. Çünkü kendini ifade etmek, fikrini ortaya atma bağlamında bi­ricik yaratık odur. O, ne kadar sıkı tedbirlerle kısıtlanmak istenir­se istensin, konuşmaması için ne kadar ağır müeyyidelere maruz bırakılmış olursa olsun, onun kendini ifade etme ve fikrini açığa vurma sadedinde bulacağı yolların tümünün önceden kesilmesi ve kestirilmesi mümkün olmayacaktır. Ve insanın kendini ifade etmekten men eden müeyyideler karşısında suskun kalması, bizatihi onun varlık ya­pısına aykırıdır. O kadar ki, onun bazen susmayı tercih ettiği zaman­larda, bu müeyyideler yüzünden suskun kaldığının sanılması bile yanıl­tıcıdır. Çünkü insan konuşmadan da kendini ifade edebilir. İnsanın te­mel özelliği konuşmak olduğundan ve konuşmanın illâ da lafzen olması şart bulunmadığından, onun susması da anlam ifade eder. Bu nedenle onun susması bir atın, bir devenin susması gibi değildir. At ve deve zaten susar ve insan zaten susmaz.


Dikkat edilmesi gereken husus, birinin bir başkasını ni­çin susmaya zorladığını anlamak olmalıdır. Konuşmayı engellemek is­teyen biri acaba neyin konuşulmasını istemiyor? Bazılarının konuşmasını istemeyen biri acaba neden gocunuyor? Gocunulan husus bir süre gizli kal­sa bile bu gizlilik acaba sürgit giz­li kalmaya hükümlü müdür? Bu bağlamda yalan söylemek de bir susma biçimi olarak kabul edilebilir.

Bu olayın bir de ters yüz edilmiş hali var: konuşmak isteyip de konuşması engellenen insan... Burada, konuşması engellenen kimse meram­ını jestlerine, mimiklerine müracaatla ortaya koyabilir. Veya pantomim yapmayı deneyebilir. Şiir okuyarak meramını ifa­de etmeyi başarabilir. Ama bir insanın konuşmaması, eğer o insan, insan olma şartının dışına çıkmamışsa, hiç bir müeyyide ile sağlana­maz; ölüm bile onu konuşmaktan men edemez. Hiciv söyleme­sin diye idam edilen şairin sesi, onun sağlığındayken söylediklerini vurgulamaktan ve onun sesini çağların ötesine ulaştırmaktan başka bir işe yaramamıştır.

Bu bakımdan konuşmanın illâ lafızla olması gerekmiyor. Konuşan Türkiye talebinin yerine gelmesi onu susmaya zorlayan yasaların lağvedilmesini de gerektiriyor. Bu da olayın bir başka veçhesi...

Bir de şu: kimilerinin öyle bir susması olur ki, bu susma, muhatabını eşşek yerine koymayı tazammun eder: bu, susmaya hükümlü tutulanın suskunluğudur.

#Sohbet
#Susmak
#Hiciv
7 yıl önce
Susmanın çeşitleri
Kara dinlilerle milletin savaşı
Siyasette yumuşama: Mümkün mü?
Genç kimdir?
Başkan Erdoğan soykırım davasının müdahili olarak ABD’ye gidecek mi?
Özgürlüğün otoriterliği karşısında Filistin taraftarı öğrenciler