Arakanlı Müslümanlara insanlık dışı muamele

Uluslararası Af Örgütü, Güneydoğu Asya ülkelerine, Rohingyalara (Arakanlı Müslümanlar) yönelik "insanlık dışı" muamelelere karşı önlem almaları çağrısında bulundu. Raporda, insan kaçakçılarının sığınmacıları "cehennemvari" koşullarda tuttuğu ve insanlık dışı muamelelerde bulunduğu belirtildi.

Haber Merkezi AA
Af Örgütü'nün yayımladığı raporda, insan kaçakçılarının sığınmacıları "cehennemvari" koşullarda tuttuğu, onları dövdüğü ve ailelerinin fidye ödemeyi kabul etmemeleri durumunda onları öldürdüğü belirtildi.

Raporda, tehlikeli bir tekne yolculuğunun ardından Endonezya'ya ulaşan 100'den fazla Arakanlı sığınmacıyla yapılan görüşmelere yer verildi. Birleşmiş Milletler'in 2015'in ilk yarısında 370 kişinin hayatını kaybettiği tahmininde bulunduğu ifade edilen raporda, gerçek sayının çok daha yüksek olduğunun düşünüldüğü vurgulandı.

"Kızı döverken babasına çığlıklarını dinlettiler"

Raporda, yüzlerce Arakanlı Müslümandan haber alınamadığının ve bu kişilerin ya yolculuk esnasında ölmüş ya da zorla çalıştırılmak üzere satılmış olabileceğine dikkati çekildi. Babası kaçakçılarla görüşen 15 yaşındaki Arakanlı bir kızın hikayesine de yer verilen raporda, "Kaçakçılar kızı döverken, babasına onun çığlıklarını dinlettiler ve ondan bin 700 dolar para istediler" ifadesi kullanıldı.

"Her gün dayak yiyoruz"

Raporda sözlerine yer verilen 15 yaşındaki bir erkek çocuk da "Sabahları üç posta dayak yiyorsunuz, öğlenleri üç posta dayak yiyorsunuz, akşamları ise dokuz posta dayak yiyorsunuz" dedi.

Sığınmacılar üzerine araştırma yapan Anne Shea, Bengal Körfezi ve Andaman Denizi'nde tekne üzerinde kalan çocuklar dahil, Rohingyaların her gün karşılaştığı fiziksel istismarın kelimelerle anlatılamayacak kadar korkunç olduğunu söyledi.

Yasa dışı işlere zorluyorlar

Shea, Andaman Denizi üzerinden Endonezya'ya kaçanların da bir başka kabusla karşılaştıklarını belirtti. Endonezya'ya varmış olanlardan, kendi görüştükleri sığınmacıların nispeten şanslı olduğunu ifade eden Shea, sayısız sığınmacının denizde kaybolduğunu ya da yasa dışı işler yapmaya zorlandığını vurguladı.

"Bu zulüm derhal sona ermeli"

Arakanlı Müslümanların, bu krize neden olan asıl konunun üzerine gidilene kadar, denizlerde hayatlarını riske atmaya devam edeceklerinin altını çizen Shea, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Myanmar hükümeti, Rohingyalara yaptığı zulmü derhal sona erdirmeli. Hükümetler, bu insani trajedinin tekerrür etmesini engellemek için daha fazla şey yapmalı. 25 Mayıs'ta olduğu gibi, insanların hayatını ve insan haklarını riske atan insan kaçakçılarına karşı hükümetler girişimlerde bulunmalı, aynı zamanda denizlerde arama kurtarma çalışmaları gerçekleştirmek için daha hızlı hareket etmeli."

Myanmar'ın batısındaki Arakan eyaletinde 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan çatışmalar, Rohingyaların dramını gözler önüne sermişti. Budistler tarafından düzenlenen saldırılarda çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yerinin ateşe verildiği şiddet olayları nedeniyle binlerce kişi bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.

Bölge ülkeleri, çoğu Arakanlı Müslümanlardan oluşan göçmenlerin trajedisinden Myanmar hükümetini sorumlu tutmuştu. Ülkede 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden ve "devletsiz" sayılan Arakanlı Müslümanlar, yaşadıkları kısıtlamalardan ve ayrımcılıktan kaçmak için ülkeyi terk ediyor ve insan kaçakçılarının ellerine düşüyor. Birleşmiş Milletler'e göre son iki yılda yaklaşık 130 bin Arakanlı Müslüman Myanmar'dan kaçtı.

Çürük teknelere hınca hınç doldurulan binlerce Arakanlı ve Bangladeşlinin kaçakçılar tarafından az bir yemek ve su ile denizin ortasında terk edilmesiyle sığınmacıların içinde bulunduğu kötü durum, mayıs ayında uluslararası kriz haline gelmişti. Bu sığınmacıların bazıları Endonezya tarafından kabul edilirken, bazıları Tayland ve Malezya hükümetlerince geri çevrilmişti.