Okur kitabı ‘arka kapak’tan sevmeye başlar

Okur kitap ilişkisi ‘arka kapak’ta başlar, yazarın biyografisiyle devam eder.Eğer bu ilk tanışıklık okuru büyülemişse kitabın içine girmeye hazırdır. Geçtiğimiz ay yazar biyografileriyle ilgili yaşanan tartışmalardan da yola çıkarak yayınevleriyle arka kapak ve yazar biyografilerinin bir kitap ve okur için ne anlama geldiğini konuştuk.

Halil Solak Yeni Şafak
Hamdi Akyol İz Yayınları Yayın KoordinatörüBir kitapçıya girdiğimizde yüzlerce kitap arasından bizi birine / birilerine doğru yönelten şey nedir? Şayet belli bir adresle gitmemişsek, yani adı sanı belli bir kitap aramıyorsak, önce dikkatimizi çeken kitap kapaklarına yöneliyoruz. Yazar ve kitap adını okuduktan sonra kitabı çeviriyoruz: İşte karşımızda arka kapak!

“Acaba bu kitap neden bahsediyor?" Aklımızdaki soru bu. Hemen arka kapak yazısını okumaya başlıyoruz ve elimizde tuttuğumuz kitap hakkında “aşağı yukarı" bir kanaate sahip oluyoruz. Bir adım daha atıp kitabın yazarına dair bir bilginin peşine düşüyoruz hemen. Genellikle ilk kez karşılaştığımız yazarlarda daha çok yapıyoruz bunu. Bazı kitaplarda arka kapağın hemen altında, bazılarındaysa ilk sayfalarda yer alan yazar biyografisine göz atıyoruz. Şayet benim gibi kolay ikna olmayanlardansanız, kitabın önsöz/giriş/takdim/ilk bir sayfasına şöyle bir göz atmak da isteyebilirsiniz, ama bu ayrı ve konumuzun dışında.

'KİTAP BİR KUTUDUR' DİYEBİLİRİZ

Bir Görsel İletişim Platformu Olarak Kitap adlı yetkin incelemesinde Melike Taşçıoğlu, “Kitap bir kutudur: hem kutunun kendisi hem de kutunun içindeki" diyerek kitabın “dış unsurlarına da" dikkat çekiyor: “Kitap bir nesnedir. Elle tutulan, gözle görülen, taşınabilen, sahip olunabilen basit bir nesnedir. Bir “dış"a ve “iç"e sahip olan, “açılabilen" ve “kapanabilen" bir nesnedir. Dışı (genellikle) kalındır, serttir; tıpkı bir kaplumbağa gibi içindekini sert kabuğuyla korur."
Yeni Şafak Kitap olarak bu ay kaplumbağanın kabuğuna, yani kitabın arka kapağına odaklandık. Bu arada yazar biyografileri bahsini de ihmal etmedik. Okuyucuların kapaktan hemen sonra ziyaret ettiği arka kapak yazılarının serüvenlerini yayınevlerine sorduk ve şu 3 soruyu cevaplamalarını rica ettik:

1 Yayınevinde, bir kitabın arka kapak yazısını ve yazarın biyografisini kim/ler yazar? Bu metinler hazırlanırken hangi kriterler göz önünde bulundurulur?

2 Okuyucu genellikle bir kitabı eline aldığında önce arka kapağını, ardından da, şayet tanımadığı bir yazarsa, biyografisini okur. Okuyucunun kitapla ilk teması diyebiliriz buna. Bu iki husus -arka kapak yazısı ve biyografi- okuyucuyu etkilemede ne kadar önemlidir?

3 Arka kapak yazısı ve biyografi de “asıl kitaba" dahil midir?



Klasik eserlere biyografi yazmamayı tercih ettik

1 Çalıştığım yayınevlerinin edebiyat ya da kurgu metinler değil de genellikle kurgu-olmayan, ilmî metinler yayınlamasına bağlı olarak buralarda edindiğim tecrübelerime göre cevap vereceğim: Arka kapak yazısı editörün sorumluluğundadır ama editör de eğer konunun uzmanı değilse “kaleme almak"tan ziyade yazarın ya da nâşirin sunduğu malzemeden hareketle “hazırlar". Arka kapak yazısının okuyucuyu kitabın içeriği ve değeri, önemi hakkında doğru bilgilendirmesi beklenir öncelikle. Öte yandan kitabın okuyucunun dikkatine sunulması, okuyucunun satın almaya teşvik edilmesi de bir diğer amaç olduğu için kitabın cazip hâle getirilmesine, metnin albenili olmasına çalışılır. Dengeyi tutturmak gerek. Biyografiyi de genelde yazar gönderir, editör kısaltmak, standartlaştırmak vb. tasarruflarla düzenler. Yazarın eğitimi, çalıştığı kurumlar ve başlıca eserlerinin yer almasında fayda var. Peki ya vefat etmiş, tarihte kalmış yazarlar diyeceksiniz. Klasik eserlerin yazarlarına biyografi yazmamayı tercih ettik genelde. Müstid okuyucuya hitap ediyoruz nihayetinde.

2 Okuyucu genellikle bir kitabı eline aldığında önce arka kapağını, ardından da, şayet tanımadığı bir yazarsa, biyografisini okur. Okuyucunun kitapla ilk teması diyebiliriz buna. Bu iki husus -arka kapak yazısı ve biyografi- okuyucuyu etkilemede ne kadar önemlidir? Okuyucu olarak ben de aynı adımları atıyorum: Önce kitap hakkında, ve arka kapakta yer verilmişse yazar hakkında bilgi. Yazarı tanıyorsam kitabı ve varsa diğer kitaplarıyla ilişkisi hakkında bilgi bakınıyorum. Ama bu bağlamda kaliteli okuyucu olarak niteleyebileceğim tanıdıklarımın tavsiye ve eleştirilerini biraz daha önde tutarım. Arka kapak yazısı ve biyografi okuyucunun -belirttiğiniz gibi- ilk teması olduğunda gayet önemli, özellikle de kitapçıda kitap şrinkli olarak sunulmuşsa. İnternet ortamındaki kitap satış sitelerinde ve hatta yayınevlerinin sitelerinin çoğunda da kitap hakkında bulabileceğimiz biricik bilgilerin bu iki metin olduğu düşünülürse ehemmiyetleri tavazzuh eder.

3 Kitaba dâhildir ama “asıl kitaba" dâhil değildir sanırım. Kitaba dâhil olduğu için de biyografi, arka kapak yazısı ve kapak görseli her ne kadar yayınevinin ve editörün hükümranlık alanında olsa da bu hükümranlık mutlak değil, yazarın haklarını ihlal etmemekle mukayyettir.



Yayıncı bu anlamda bir kültür çöpçatanı, kitap ebesidir. Kapak ise namusudur.


1 Bir kitapta yazar ilk cümlesiyle son cümlesi arasındadır. Kitabın başı, sonu, özellikle kapağı tamamen yayıncınındır. Editör ya da yayın yönetmeni yazarın biyografisinin içeriğini, formunu, dilini, uzunluğunu belirler. Yayınevinin zaten bir şablonu vardır, olmalıdır. Biyografiyle kapak metni bu dille, üslupla üretilir. Yalınlık, dürüstlük, anlaşılırlık bir sanatsal yaklaşım içinde sunulmalıdır.
2 Bilinen yazarlarda, hazır okuru olan kitaplarda bunların bir etkisi yoktur. Ama yazar pek tanınmıyorsa yayıncıya daha fazla iş düşer. Sanıldığından çok önemlidir. Kitabın sesinin ilk duyulduğu yerdir kapak metni. Bilgiçlik taslamaktan, “esnaf ağzı" kullanmaktan kaçınmalıdır. Gerekirse yazardan da yardım istenebilir. Önemli olan kitabı “ideal okuru" ile buluşturmaktır. Bu anlamda yayıncı bir kültür çöpçatanı, kitap ebesidir. Kapak da onun namusudur.

3 Değildir. Yapıtın kılığı kıyafetidir. Kapak görseli, seçilen harf karakteri, puntosu, grafik düzeni vs. hepsi bir bütündür. Kitaba yakışanı bulmak, giydirmek yayıncının işidir. Elbette bir grafikerle birlikte.




Başkasının övgü dolu bir cümlesi etkili olabiliyor


1 Arka kapak yazıları, bazen kollektif bir şekilde yazılır, bazen editör yazar, yayın yönetmeni veya danışman üzerinden geçer, bazen eseri yayına hazırlayan yazar, bazen o eserle veya yazarı ile ilgili medyada çıkmış bir metin iktibas edilir. Yani, sorunun birden fazla seçenekten oluşan bir cevabı var diyebiliriz. Metinler hazırlanırken, kitap hakkında hiç bilgisi olmayan müstakbel/muhtemel okurun bilgilenmesine ve kitabı satın almaya teşvik edici nitelikte olmasına azami gayret gösterilir.
2 Bu dediğiniz belki sadece edebiyat eserleri için geçerli olabilir. İnceleme-araştırma veya düşünce kitaplarında okur zaten genellikle tanıdığı/bildiği, daha önceden okuduğu veya fikirlerini önemsediği kişilerin kitaplarını alır. Ancak edebiyat eserlerinde, örneğin ilk kez gördüğü bir ismin kitabının arka kapağında, çok beğendiği bir başka ismin övgü dolu bir cümlesinin alıntılandığını görmek, etkileyici olabiliyor.
3 Bence değildir. Eser, yazarın düşünce ve birikiminin ürünüdür. Arka kapak yazısı ve biyografi ise, yayıncının o eseri ve yazarı takdimidir. Bu bakımdan, mesela biz neşrettiğimiz eserlerde, yazarından biyografi gelmiş olsa bile, mutlaka üzerinden geçiyor, ekleme ve çıkarmalar yapabiliyoruz.



Okuyucunun kitaba nüfuz edebileceği yegâne alan arka kapaktır


1 Bir yazarın biyografisi kendisinden edinilen bilgiler esas alınarak, kitabı hazırlayan editör tarafından kaleme alınır. Ancak yazar hayatta değilse, yakınlarının verdiği bilgiler; yakınları yoksa ya da onlara ulaşılamıyorsa, muteber ansiklopediler, antolojiler yahut monografiler dikkate alınır. Arka kapak yazıları ise yine kitabı yayına hazırlayan editör tarafından kaleme alınır. Arka kapak yazısında, kitabın muhtevası ve hangi bakımdan önemli olduğu birkaç cümleyle verilmeye çalışılır.
2 Biyografiler, yazarın hayatı dışında; okuyucuyu, bilhassa ihtisas gerektiren konularda yazarın o kitabı yazmaya ehil olup olmadıklarını da gösterir. Arka kapak yazıları ise, okuyucuya tabir caizse o kitabı niçin okuması gerektiğini söyler. Yaygın okuyucu profilimiz kitapların “içindekiler" kısmını genellikle incelemediği için, okuyucunun kitaba nüfuz edebileceği yegâne alan olarak geriye arka kapak yazısı kalıyor. Bu açıdan bakıldığında, eğer okuyucu, okuduğu biyografi ve arka kapak yazısı ile eline aldığı kitap arasında bir ilişki kurabiliyorsa, kitaba daha sıcak yaklaşıyor.
3 Kitapla olan ilişkimiz, her zaman başka bir ürünle olan ilişkimizden daha farklı olmuştur. Kitap, nihayetinde yazarın metnidir. Okuyucu, eline aldığı kitapta doğrudan yazarla bir ilişki kurar, ancak yayınevi de bu metni sunan merci olması bakımından, metni döktüğü kalıpla “asıl kitaba" dâhil olur.



Bir kitap, her parçası ve her yönüyle bir bütündür.


1 Kitapların arka kapak yazıları ve yazarın biyografisi genelde ya müellifler ya da editörler tarafından yazılır. Müellif yazdığı takdirde, editörler tarafından yine de gözden geçirilir ve üzerinde yayınevinin kriterlerine göre düzeltmeler yapılır. Arka kapak yazısıyla ilgili en önemli kriter, kitabın içeriği hakkında kısa ve özlü bir bilgi verebilmesidir. Çünkü okuyucunun bir kitabı eline alır almaz baktığı ilk yer kitabın kapağıysa, ikincisi genellikle arka kapak yazısıdır. Dolayısıyla arka kapak yazısı okuyucuyu yormayacak, kısa bir yazı olmalı, kitabın muhteviyatı hakkında çarpıcı cümlelerle genel bir bilgi vermelidir. Arka kapak yazısıyla ilgili bir başka yönelim de -sanırım Amerikan yayınevlerinden sirayet etti bu-, genellikle kültür ve basın dünyasının tanınan isimlerinden kitapla ilgili övgü dolu cümleler alınması. Bu temayül, popüler kültürün getirdiği, reklama dönük bir yaklaşımın neticesi. Yazarın biyografisiyle ilgili kriterimiz ise şu: Kitap ilmi bir kitapsa, müellifin ilmi kariyeri ve geçmişi, nerede eğitim gördüğü ve yazmış olduğu eserlere yer veriyoruz. Eğer bir edebiyat eseri ise edebi kişiliğine yer vermek gerekiyor tabii. Bu kısa biyografilerde, yazarın hayatının diğer alanlarına pek yer vermiyoruz.
2 Dediğiniz gibi, okuyucunun kitapla ilk teması, kitabın kapağıyla birlikte arka kapak yazısı. Sonra da İçindekiler ve Biyografi kısımlarına bakılıyor tabii. Okuyucu buralara bakarak kitap hakkında tatmin edici bilgiler edinirse kitaba müşteri oluyor. Dolayısıyla bu hususun, kitabın satışında çok etkili olduğunu söyleyebiliriz.
3 Kanımca bir kitap, her parçası ve her yönüyle bir bütündür. Her kitabın bir “şahsiyeti" vardır. Bu şahsiyeti oluşturan unsurlar, bizim kitabı tanımamızda yardımcı olur. Dolayısıyla kitabın kapağı, arka kapak yazısı ve biyografisi de “asıl kitaba" dahildir. Hatta kitabın okuyucuya kendini ilk gösterdiği yer olması hasebiyle, “asıl kitabın" vazgeçilmez bir unsuru diyebiliriz.

Selçuk Aylar İthaki Yayınları Editörü

Herhangi bir yaşam öyküsü eserin önüne geçmemeli


1 Arka kapak yazısını ve eğer konulacaksa biyografiyi kitapla ilgilenen editörler hazırlıyor. Her ikisi de kitaba yahut bağlı olduğu diziye göre bir değerlendirmeye tâbi tutuluyor.
2 Arka kapak yazısının, tıpkı ön kapak görseli ve düzenlemesi gibi, rolü yadsınamaz. Bu bakımdan biyografiden daha mühim olduğu da ortada. Kurgu dışı kategorisine giren kitaplarda kısaca kitabın içeriği hakkında malumat vermek en kestirme ve herhalde en doyurucu yol. İyi okurlar zaten bu tip kitapları şöyle bir karıştırarak bile yollarını bulabiliyor, seçimlerini yapabiliyorlar. Edebiyat yapıtlarında ise okuyucuyu ikna etmek üzere, ellerinde tuttukları kitabın belirgin özelliklerini duyurmak, belki üslup bakımından metnin yazarına yakın bir dille konuşmak vs. gerekebilir. Biyografilerin, ideal şartlarda, kitap seçiminde tek başlarına çok belirgin bir rol oynamadıkları kanaatindeyim. Demek istediğim, okur gözüyle bakıldığında, herhangi bir yaşam öyküsü eserin önüne geçmemeli. Zaten az sayıda “yaşam", eserin önüne geçerek okuru ya da muhatabı tek başına etkileyebilir. Hem yapıtları hem de yaşamlarıyla dikkat çeken sanatçı ve yazarlar doğal olarak farklı değerlendirilmeli ve değerlendiriliyor da.
3 Matbaayla birlikte, hatta daha yazma eserler döneminde bile, kitapların baskısına ya da cildine, iç ve dış özelliklerine önem verildiğini biliyoruz. Her kitapseverin beklediği bir şeydir bu ve dolayısıyla cildin, kapağın vesairenin de kitaba dahil olduğu anlamına gelir. Bir kez başkalarının önüne çıktığı zaman, içerideki metin asla bir başına metin olmakla kalmaz ve sunum da araya girer. Arka kapak yazıları, ön kapak düzenlemesi elbette kitaba dahil oluyor. Ama okur gözüyle bakıldığında özel durumları da unutmamamız gerekir. Kişinin hararetle beklediği bir eser, hangi şartlar altında yayımlanmış olursa olsun, kütüphanedeki yerini alacaktır.



Okuru 'tavlayabilmek' için arka kapakta yanıltıcı ve amacını aşan yaratıcılıktan kaçınmak gereklidir


1 Yayınevlerinde bu iş editörlere aittir. Çünkü bir kitabın seçilmesinden yayına hazırlanmasına kadar birçok kişinin işbirliği gerekse de, tüm bu işbirliğinin baş sorumlusu editördür ve bir bakıma kitap ona zimmetlidir. Bu nedenle bu bölümler de onun tarafından hazırlanır. Yayınevinin ve yazarın karakteri dış çeperi oluştururken, editörün yaklaşımı da dili belirler.
2 Yazarın biyografisine fazla katkınız olamaz. Bu yoruma açık bir konu değildir, hatta bazan yapılan 'aşırı yorumlar' istenilenin tam tersi bir etki de yaratabilir. Bu nedenle biyografinin etkileyiciliği yazarın hayatıyla sınırlıdır. Bazan çok etkileyici hayatlar eserlerin önüne geçip yazar için bir çekim oluşturabilir. Ama yaşamı inişli çıkışlı olmayan, sakin akmış yazarlar da vardır. Örneğin Kafka. Biyografisiyle okur kazanacak bir yazar değildir ancak yazarlığı öylesine büyüleyicidir ki, yaşamı hakkında da en çok yazılıp çizilen yazarlardan biridir. Arka kapak yazısı ise editörün nispeten daha kişisel etkilerini hissettirebileceği bir alandır. Kalemi kuvvetli bir editörün yazdığı arka kapak yazıları tabii ki okur üstünde iyi bir etki bırakır, okurluk ilgisini uyandırır. Ancak okuru 'tavlayabilmek' için burada da yanıltıcı ve amacını aşan yaratıcılıktan kaçınmak gereklidir. Kitabı doğru anlatan yazılar yazabilmek olmalıdır asıl amaç.
3 Bir bakıma evet. Kitabın üretilmiş ve satılan bir nesne olduğunu dikkate alırsanız okurun kitabı satın almasında ya da almamasında etkisi olan arka kapak yazısı kitaba dahildir. En azından kitabı almanız ve okumanız üzerinde belli bir etkiye sahiptir. Ancak kitabı bir nesne değil, içeriğiyle kültürel bir ürün olarak gördüğünüzde 'asıl kitap' yazarın yazdığı metinden ibarettir. Hiç bir şey oraya dahil de değildir, orayı eksiltemez de. Sonuçta kitapların farklı dillerde, farklı zamanlarda baskılarında arka kapak yazıları, kapak tasarımları kitaba dahil olsalardı halimiz nice olurdu? Karamazov Kardeşler gibi bir kitaba sözgelimi arka kapak yazmakla dahil olabilmek kimin haddine düşmüş ki?