YeniSafak.com “ Türkiye'nin birikimi... ” Yazarlar

 
Ana Sayfa...
Gündem'den...
Politika'dan...
Ekonomiden...
Dünya'dan...
Kültür'den...
Yazarlar'dan

  Arşivden Arama

  I Explorer Kullanıcıları, TIKLAYIN.

 

İki pranga

 
Yeni yasalar isteniyor veya eski yasanın iptali isteniyor; ama prangalar taşıyor olmaktan yakınılmıyor.

 

Siyasi düşünceyi özgürleştirme yolunun yasaları ifade serbestisi getirecek yönde yeniden düzenlemekten geçtiğini sananlar feci bir şekilde yanılıyor. Yaşayarak öğrendiğimiz gerçek şu ki hangi dil kalıbı içine dökülmüş, ne derecede sarih bir dille yazılmış olursa olsun her yasanın etkisi biçimde kazandığı mükemmellik sebebiyle değil, uygulamada kazandığı yorum dolayısıyla doğmaktadır. Yasalara insanların öne aldıkları işler anlam veriyor; yoksa insanlar bazı işleri yasalar sebebiyle elde ettikleri bakış açısı gereği öne alıyor değiller. Bu anlayış doğrultusunda diyeceğiz ki düşüncenin kendi başına kendi özgürlüğünü güvenceye alamadığı bir ortamda yasalarda özgür düşünce lehinde yapılacak herhangi bir değişiklik belki bazı siyasi tasarıları kuvveden fiile çıkaracak işlerin görülmesini kolaylaştırabilir; ama bu değişiklikle birlikte düşünceyi özgürleştirme isteği uygulama alanı bulamamış bir niyet olarak kalır.

Türkiye'de özgür siyasi düşüncenin doğmasına engel olan yasalar değildir. Bizatihi özgür düşünce özlemini taşıyanlar kendi prangalarını fikriyatın üzerinde duracağı ayaklara raptetmiş durumdadır. Durumdaki gariplik iki ayakta iki pranga taşındığı ve bunlardan kurtulmak için hiçbir çaba harcanmadığı halde düşüncenin, bilhassa siyasi düşüncenin özgürleşmesini istemekten doğuyor. Yeni yasalar isteniyor veya eski yasanın iptali isteniyor; ama prangalar taşıyor olmaktan yakınılmıyor. Taşınan bu prangalardan biri oto-sansür, diğeri ise dayatılmış gündemin tasdikidir.

Türk siyasi hayatında rol almış unsurlar hangi sebepten ötürü belli bir konumu korumakta olduğu hakkında konuşmaz. Kimse neyin nesi olduğunu söylemez. Her siyasinin elinde niçin oto-sansür yaptığına dair birçok bahane vardır: Söylenecek şeyin orası ya yeri değildir veya ne denilecekse onun henüz vakti gelmemiştir yahut o sözleri sarf etmeye değecek bir muhatapla karşılaşılmamıştır. Bizler siyasileri kendi kendilerini tasvir ve tarif edişleriyle tanıyamayacağımızı, çünkü kendileri hakkında konuşurken sözlerini oto-sansüre uğrattıklarını biliriz. Siyasiler kendilerinden daha ziyade hasımlarının tasviriyle uğraşır, onları belli bir biçimde tarif ederler. Elimizde siyasiler hakkında hasmâne tariflerden başka bir şey yoktur.

İkinci pranga: Siyasi düşünce dayatılmış gündemi tasdik ile etkinlik gösteriyor. Siyaset adamları bulundukları konumun tarihî değerini reddederek dünyada sözü geçen güç odaklarının fiilen dayattıkları gündemin maddeleriyle meşgul oluyorlar. Bu durum oto-sansür dolayısıyla ortaya çıkan sakıncalardan daha büyük bir ağırlık yaratıyor. Böylelikle siyasi düşüncenin özgürleşmesi muhtevadan mahrum bırakılıyor. Eğer özgür düşünce sadece bir gündem dayatmanın başka bir şeye dalalet etmeyecekse ülke hesabına kazanılan ne olacaktır? Özgür olmayı emretmenin, düşünceyi haysiyetten arıtmanın mantığı nedir?


25 Mart 2000


Kağıda basmak için tıklayın.

İsmet Özel

 


Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya | Kültür | Yazarlar
İnteraktif: Mesaj Formu | ABONE FORMU | İNTERNET TARAMA FORMU | KÜNYE | ARŞİV

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED

Bu sitenin tasarım ve inşası, İNTERNET yayını ve tanıtımı, TALLANDTHIN Web tarafından yapılmaktadır. İçerik ve güncelleme Yeni Şafak Gazetesi İnternet Servisi tarafından gerçekleştirilmektir. Lütfen siteyle ilgili problemleri webmaster@tallandthin.com adresine bildiriniz...