T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Seçmenler ve araştırmalar

Bu köşede zaman zaman seçimlere yönelik kamuoyu araştırmalarına değinmem bazı okurları kızdırıyor. Ortaya çıkan rakamların sahte olduğunu ve seçmeni yönledirme amacının taşıdığını düşünüyorlar.

Ama şu iki noktayı gözardı etmemek gerek.

Bir kere bu araştırmaların seçmeni yönlendirme şansı yok denecek kadar az. Bu hem bugüne kadar yapılan seçimlerle test edilmiştir; hem çeşitli kamu oyu araştırmalarında denekler tarafından bizzat dillendirilmiştir. Nitekim yarından itibaren duracağımız, ülkenin güvenilir araştırma kuruluşlarından olan Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin gerçekleştirdiği, CNN'de arka arka yapılan programlarla değerlendirilen yeni bir araştırma, seçmenlerin yüzde 85'nin araştırma sonuçlarından etkilenmediğini ortaya koyuyor.

Öte yandan iyi bir örneklemle ve toplumsal seyyaliyeti gözden kaçırmadan yapılan kamuoyu araştırmaları az yanılma paylarıyla doğru sonuçlar verirler. Seçime yönelik bu tür kamuoyu araştırmalarından önemli olan sadece partilerin oy oranları değildir; kaldı ki bu oy oranları yeni girdilerle her an değişebilirler. Ancak araştırmaların bazı verileri genel seçmen davranışını ve neye oranla siyasallaştıkları belirten, kimliğini ortaya koyan, özellikle partiler arası oy kaymalarını saptayan veriler görece olarak kalıcı niteliklidir. Ve bu toplumu anlmak açından azınsınmayacak araçlardan birisidir.

Genç Parti, örneğin. Son aylarda yüzde 2'lerden yüzde 10'lara ilerleyen oy potansiyeliyle hiç kimsenin ilgisini çekmiyor mu? Birçok gözlemci için içi boş, olabileceğin en köhnesi popülist vaadler dışında hiçbir şey ifade etmeyen Cem Uzan'ın partisi nasıl oluyor da böyle seçmen gücüne ulaşabiliyor?

Objektife Uzan ailesini koyarsanız ortaya çıkan resim başka, bu partiye oy vereceklerini koyarsanız başka. Hatta tümüyle çelişkili; milyarder bir başkan ile toplumu en yoksul kesimini oluşturan seçmenler. Bunu bilgiyi bize veren de araştırmalar. SAM'ın araştırması bu partiye oy vereceğini söyleyenlerin 3'te 2'sinin günde 10 milyon TL'yle geçindiğini söylüyor. Seçmenlerinin yüzde 60'şının kadınlardan oluştuğunu gösteriyor.

Şimdi asıl soruyu sorup, Türkiye üzerine düşünmek mümkün? Genç Parti vari siyaset öneriler, kestirme çözümler, milliyetçi tepkiler, yaşanan bunca krize rağmen popülist siyasete bu sarılış neden?

Gelişmeleri siyasetçi tavırlarıyla, çıkar gruplarıyla, kamuoyunun öfkeye dayanan beklentileriyle açıklamak her zaman anlamlı olmuyor.

Siyasetten zihniyete bugünün sorun ve bunalımlarının ana manivelasını yine devlet ve "devlet kaynaklarını dağıtmaya yönelik popülist gelenek ile, bu gelenekteki değişimler, tıkanıklıklar" oluşturuyor.

Belki en son söylenecek sözü en başta söylemek ve şunu görmek gerek:

Güçten hareketle devlet kaynaklarını dağıtmak anlayışı, yarattığı tüm sıkıntılara rağmen, aslında bugüne kadar "toplumsal sistemin ayakta kalabilmesinin yegâne garantörü" olmuştur. Devlet merkezli popülizm, zenginlik yaratılması ve dağıtılması açısından oynadığı işlev temelde sosyolojiktir. Başka bir deyişle bizde devletçilik "toplumun alt katmanlarından üst katmanlarına doğru hareket etme ya da bir sınıftan diğerine giriş çıkış yapma imkânı sağlayan bir dolaşım sistemi" olmuştur. Bu anlayış köyden gelenin cumhurbaşkanı olmasından tutun, milyarder iş adamı olmasına uzanan, böyle bir dönüşümü mümkün kılan bir düzen oluşturmuştur.

Bilinir; alttan üste, sınıftan sınıfa, statüden statüye geçişleri sağlayan dolaşım sistemleri her toplumun, bütünlüğünü koruyabilmesi için sahip olması gereken olmazsa olmaz bir unsurudur. "Toplumsal ve bireysel beklenti ve talepleri, umut, hatta gerçekle birleştiren, bireysel ve kültürel başarı modelleri" oluşturan ve bu yolla çatışmaları patlama seviyesine gelmeden kontrol altına alan mekanizmalardır dolaşım sistemleri. Bu sistemleri kimi ülkelerde daha çok sermaye, kimilerinde daha çok eğitim, kimilerinde daha çok hukuk oluşturur. Biz de ise milliyetçi ve magazinci bir popülizm.

Ülke yoksullaştıkça, yaşanan ağır krizlerin yarattığı ağır ekonomik tahribat görmezden gelindikçe, popülist söylem güce işaret eden milyarder ile yoksulu faydacı bir arayışla biraraya getirmeye devam edecektir.

Ucuz popülizm umutsuzluk içinde bir simit olmaya devam edecektir ve oyların rasyonalitesi bu çerçevede oluşacaktır.

Evet araştırmalar biraz da bunları söylüyor…



8 Ekim 2002
Salı
 
ALİ BAYRAMOĞLU
ALİ BAYRAMOĞLU


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED