T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Vatan'da tören

Vatan Caddesi'nin, törenler dolayısıyla trafiğe kapatıldığını görünce yolumu uzatmak zorunda kaldım.

Polisler girişi tutmuştu.

İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşu kutlanıyordu.

Her tören sabahı bu cadde trafiğe kapatılır.

İstanbul'un fethi...
29 Ekim...
23 Nisan...
19 Mayıs...
30 Ağustos...

Millet Caddesi'nden dolaştım.

Sur dibinden ağır ilerleyen trafikte yol alırken, genç bir Amerikalı turist, yaya olarak, yolu çaprazdan geçmeye çalışıyordu.

Amerikalı olduğunu, sırt çantasındaki ABD bayrağından tahmin ettim.

Herhalde bir Fransız veya Alman, sırtındaki çantada ABD bayrağını taşımaz.

Böyle bir şeyi ancak bizim gençlerden bazıları yapar, gocunmadan.

Kıvırcık sarı saçları, iki haftalık sakalına karışmış.

Üzerindeki kot blucinin rengi atmış.

Yorgun.

Epeydir yollarda olduğu her halinden belli.

Etrafında üç dört çocuk belirdi.

Esmer, cılız, kirli...

El kol işaretleriyle turiste birşeyler anlatmaya çalışıyorlardı.

"Mani mani, cigarettes..."

Amerikalı turistin, sırnaşık ve sevimli esmer çocuklara ne sigara vermeye niyeti vardı, ne para.

Sırıtıyordu.

"No, no, no!.."

Bir bacağını bariyer demirine dolayarak kendini sabitledi ve biraz geriye doğru kaykılarak, boynundaki fotoğraf makinesiyle çocukların tek tek fotoğrafını çekti.

Sahneyi daha fazla takip edemedim.

Yol açılır gibi olmuş, ilerlemiştim.

Vatan caddesi tarafından sesler geliyor fakat ne söylendiği anlaşılamıyordu.

Az ötede Adnan Menderes ve Turgut Özal'ın anıt mezarları, daha ileride gazete binası.

UZAY KALEMİ

NASA mühendisleri, uzaya ilk astronot gönderme denemelerine başlandığı zaman, tükenmez kalemin yerçekimsiz ortamda yazmadığını keşfederler.

Mürekkep, yazılacak yüzeye akamamaktadır.

Bu problemi çözmek için, Andersen Consulting firması ile anlaşırlar.

10 yıl ve 12 milyon Dolar harcanır.

Donma noktasından daha düşük sıcaklıklardan 300 dereceye kadar, yerçekimsiz ortamda kullanılabilen, yukarı-aşağı doğru, su altında ve kristal yüzey dahil her tür yüzeye yazabilen bir kalem geliştirirler.

Ruslar ne yapmış peki? Bu kadar masraf yerine "kurşun kalem" kullanıp meseleyi çözmüşler. (Cambaz'dan Nihat'a teşekkür.)

İKAME YÖNTEMİ

Takvim var, saat var, radyo-tv var, ezana gerek yok.

Ayrobik var, meditasyon var, psikolog var, namaza gerek yok.

Rejim-diyet var, spor var, yardım kuruluşları varken oruca gerek yok.

Bilim var, sanat var, felsefe var, öylese dine de gerek yok.

PEYAMİ SAFA DER Kİ...

Bazı insanlar, dama oynarlarken, oyunun yarısında ayağa kalkmaya ve ayrılmaya mecbur olurlarsa, aradan seneler geçse bile taşların yerini unutmazlar ve tekrar oynamak lazım gelse, evvelki hırslarıyla masanın başına geçerek taşları yerine koyarlar ve oyuna devam ederler.

Bunlar ihtiraskârlardır.

Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. Çünkü başka bir oyuna başlayacakları muhakkaktır.


8 Ekim 2002
Salı
 
MEHMET ŞEKER


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED