T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Medya dünyası

Yeni gelen iktidarın, mutlaka medyaya çekidüzen vermesi gerekiyor. Herşeyden önce, bir gazete sahibi, televizyonun hâkim hissesini elinde bulundurmamalı.

Bir kişi, birden fazla televizyonun ve radyonun sahibi de olmamalı. Elbette, kamu ihalesine girme yasağı devam etmeli. Basınla uğraşanların banka veyahut aracı kurum sahibi olması da yasaklanmalı.

İstediğiniz kadar basın ahlâkı ilkelerini ilân edin, medya gücü parçalanmadıkça, bu ilkeler uygulanamıyor.

Sabah'tan çağrı

Son gelişmelere hele bir bakın: Sabah'ın yeni Genel Yayın Müdürü Ergun Babahan samimiyetle içini döküyor: "Geçmişimizde övgüyle bahsedeceğimiz olaylar kadar, yüzümüzü kızartacak gelişmeler olduğunu da biliyoruz. Bir daha sizin karşınıza başımız öne eğik çıkmak istemiyoruz. Kartel olmak istemiyoruz. Bir emirle gazete ve televizyonlarında, bir gruba, bir partiye, bir şirkete saldıran bir yayın organı olmak istemiyoruz. 4 Kasım sabahının hükûmetini kurma çabasına girmiyoruz. Hükûmeti kurma, bakan atama gibi işlere hiç bulaşmamamız gerektiğini biliyoruz..."

Ve son sözünü söylüyor Babahan: "Avrupa'ya uyum isteyen Türkiye'nin, böyle bir medya yapılanmasıyla yoluna devam etmesi olanak dışıdır."

Temiz medya için, yazımızın girişinde temas ettiğimiz "güç parçalanmasının" muhakkak gerçekleşmesi gerekir.

Çünkü sadece, Ergun Babahan gibi profesyonel gazetecilerin iyi niyeti kâfi gelmiyor.

* * *

Bir örnekle düşüncelerimizi açalım. Sabah'ın yeni patronu Turgay Ciner, Beypazarı'ndaki Trona madeninin büyük hissedarı. Trona madeninde veyahut Bor madeninde devletin hissesinin arttırılması, belki de ülkemizin yararınadır. Bu konu gündeme geldiğinde, Sabah'ın ve ATV'nin tavrı ne olacak? Gerçekten ilkeli gazetecilik yapılabilecek mi? Farklı görüşlere yer verilecek mi? Yoksa, bu istikamette karar almayı düşünen hükûmetin önü mü kesilmeye çalışılacak? O partilerin genel başkan ve üyelerinin ipliği pazara mı çıkarılacak?

Turgay Ciner, basın sektörüne, gazetecilik aşkıyla mı, korunma içgüdüsüyle mi girdi?

Sabah ve Ciner

Bir başka sorumuz daha var. Aydın Doğan'ın gazeteleri, Sabah grubunun sessizce el değiştirdiğini, Dinç Bilgin'in, Etibank'tan doğan borçlarının üzerine yatmak istendiğini yazıyor.

Hürriyet'in haberine göre, Sabah Grubu'nun Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na yaklaşık 500 milyon dolar borcu bulunuyor. Buna ilâve olarak Sabah'ın diğer bankalara yaklaşık 600 milyon dolar kredi borcu var. Ayrıca SSK ve devlete vergi borcu 40 milyon dolar. Şahıslara olan borç da 70 milyon dolar. Sabah Grubu'nun toplam borcu 1,2 milyar doları aşıyor.

Elbette Turgay Ciner, Dinç Bilgin'in borcunu ödeyecek değil. Ama, Merkez Gazete Dergi Basın Yayıncılık şirketini kurarak, bu şirketin, Sabah markasının lisans sahibi olduğunu ilân etmek suretiyle, elde edilen satış ve reklam gelirinin borçlara gitmesinin engellendiği doğru mu?

Aynı durum ATV için de geçerli: Merkez ATV Televizyonu Prodüksiyon şirketi benzer bir işlevi yerine getiriyormuş.

Böyle hatalı bir yapılanma üzerinde, nasıl ilkeli medyayı inşa edeceksiniz? Gidilir, belirli bir fiyatla Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu ile anlaşılıp Sabah gazetesi satın alınır ve ancak o zaman taze bir başlangıç yapılabilirdi.

* * *

Bugün, Sabah gazetesi konusunu gündeme getiren Doğan Grubu, düne kadar Dinç Bilgin'in borçlarından hiç söz etmiyordu. Dinç Bilgin ile işbirliği yapan Aydın Doğan, "Ceketini alıp giden gazete patronunun" yeniden Sabah'a dönmesini sağlamış ve Turgay Ciner ile Mehmet Emin Karamehmet'in gazeteden uzaklaşması için Bilgin'e arka çıkmıştı.

O dönemde, Doğan Grubu, Dinç Bilgin'in devlete olan borçlarının böylesine yakın ve ısrarlı takipçisi değildi.

Ama Bilgin, yeniden Turgay Ciner'le birlikte hareket etmeğe başlayınca, önce Sabah'ın içini boşaltma ve yıkma amacı ile Vatan gazetesi yayın hayatına atıldı.. Planlananın aksine, Sabah batmadı. Satışı da Vatan'dan daha yüksek.

Bir baktık geçenlerde, Aydın Doğan, 500 milyon dolar karşılığında Sabah'ı almak için BDDK'ya başvurmuş.

İnsan ister istemez şüpheye kapılıyor: "Dinç Bilgin borcunu ödemiyor" yayınlarının ardında, Sabah'ın da patronu olma tutkusu mu yatıyor?

Sormak lâzım büyük patrona: Düne kadar neden sustunuz? Bugün niçin konuşuyorsunuz?

Öte yandan, sadece İş-Doğan şirketinin borcu 1 milyar doları geçiyor. Şimdi bu borç, (1,2 milyar dolar) halka açık olan Petrol Ofis'e yüklenilmek isteniyor. Doğan Şirketler Grubu'nun başı İmre Barmanbek, "iki şirketin birleşmesinden sinerji doğacak" diyor ama ellerinde Petrol Ofisi hissesi bulunan ortakların neden Aydın Doğan'ın borcunu taşımak zorunda olduklarını anlatmıyor.

Kartel parçalandı da biz kimin kime, ne kadar borcu var, öğrenebiliyoruz. Ama, ya yarın öbür gün gene menfaatler bu patronları biraraya getirirse?..

Cem Uzan

Öte yandan medya gücüyle bir gazete patronunun %10 barajını aştığına şahit oluyoruz. Ama hakkını yemeyelim. Cem Uzan'ın şahsî özellikleri de var. Bir kere genç ve yakışıklı. Vaad etmeyi iyi biliyor. Kısa sürede, özellikle gençlerin umudu oldu. Siyasete bile soyunması cesaret işiydi. Bunu başardı.

Ama bu tecrübe, bir kere daha, medya gücünün ve tabiî para gücünün siyaset üzerindeki etkisini bize gösterdi.

Doğrusu Yüksek Seçim Kurulu Star'a haksızlık yaptı. Evet, Star Cem Uzan'a geniş yer ayırıyor. Fakat diğer gazetelerde ve televizyonlarda Uzan hakkında hiç haber yayınlanmıyor.

Uzan'ı önce görmezden geldiler. Şimdi ise, tahmin ediyorum hiç akıllarından çıkmıyor.

Bu arada, "Derviş klibi" sebebiyle –görüntüleri reklam sanıp– Habertürk'ün kapatılmak istenmesi başlıbaşına haksızlık. Çünkü Habertürk dengeli yayın yapan, her görüşü tarafsızca yansıtmaya çalışan bir kuruluş.

Anketler

Bugün medya dünyasının içine fazlaca daldık. Seçim sonrasında hükûmetin el atması gereken bir konu bu. Hem CHP, hem de AK Parti kartelleşmenin veyahut sermaye yoğunlaşmasının, yargısız infazın vs.. zararını biliyor; görüyor. Bu yönden her ikisi de –çekinmeden– yaraya neşter atmaya çalışacaklardır.

Bu arada, kim iktidara gelecek denildiğinde, Anar'ın araştırmasında da, AK Parti % 32 ile favori görünüyor.

Anar'ın Yönetim Kurulu Başkanı Beşir Atalay ile konuştum. Atalay, sonuçların hayret verecek kadar Konda'ya yakın olduğunu söyledi. Araştırma sonuçlarını almadan, Genç Parti'nin o kadar yükselmiş olacağına inanmıyordu. Oysa, bugünkü durumda, Anar'a göre de Genç Parti, barajı aşmış görünüyor.

Anar ve Konda araştırması, üç partiye (AK, CHP ve Genç Parti) baraj üstünde yer veriyor. Anar'ın bulgularına göre DYP ile MHP'nin oyları birbirine yakın. Her ikisi de, %7-8 civarında seyreden Dehap'ın altında. Anar'ın anketinde % 15'lik "kararsız ve hiçbiri" diyen bir kitle var. Ama, kayıtlı seçmenin % 10 veya 15'inin sandığa gitmediği düşünüldüğünde, halâ partilerin, bu % 10-15'ten besleneceğini ifade etmek hata olur. % 15'lik bir kitlenin sandığa gitmediği hesabıyla oranlar yeniden dağıtıldığında, hem Anar'da hem Konda'da AK Parti % 32-35 gibi görünüyor, CHP % 19-21 bandında dolaşıyor. Konda, Genç Parti'nin % 15'e kadar çıkabileceğini düşünüyor. Genç Parti'ye giden oylar –sırayla– ANAP, DSP, DYP ve MHP'den geliyor. Genç Parti, aşağı yukarı bütün partilerden oy alıyor. Ama daha önemlisi, "Anket yapıldığı gün, oyunu Genç Parti'ye vereceğini söyleyenlerden % 20'sinin ikinci tercihi AK Parti, % 14'ünün ise CHP."

* * *

Görüldüğü gibi, AK Parti'nin önünü kesmek için birçok sun'i oluşuma tevessül edildi. Fakat kendiliğinden ortaya çıkan Genç Parti, bu işlevi yerine getiriyor. Tepki oylarının ve değişim arayan oyların bir bölümünü kendisine çekerek, AK Parti'nin daha fazla gelişmesini engelliyor. CHP'ye gidecek yeni ve genç seçmen açısından da bir cazibe merkezi yaratıyor.

Üstelik, Cem Uzan, seçmen sempatisini iyi ölçtüğü için, Tansu Çiller'in aksine, AK Parti'ye "irticacı" veyahut "yeşil elmanın yarısı" diye saldırmıyor. "Helâl kazanç, Allah, bayrak" sözleri ağzından düşmüyor.

Bu yakışıklı adamı, arka planını, bugüne kadar yaptıklarını sorgulamak, umut arayan genç ve eğitimsiz kitlelerin aklına gelmiyor. Göle çalınan maya misali... Ya tutarsa..


8 Ekim 2002
Salı
 
NAZLI ILICAK


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED