T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

S P O R
Taraftar Mozayiği

Türkiye-Kore maçını hiç unutmadım. Hani maçtan sonra iki takım futbolcularının birbirlerine sarılarak tribünleri selamladığı alkışlanan maçı.

HAFTANIN YORUMU
Salih Sezer

Hiç ders almamışız demek ki. Sporun sevgi, barış ve dostluk olduğu bizim için geçerli değilmiş.. Oysa o maçtan sonra duygularını saklayamayanların gözlerinden süzülen yaşlar, soğan doğrayan birilerine aitmiş... Galiba biraz abartıyorum. Kuşkusuz bu ülkenin her yerinde, her spor karşılaşmasında kavga, döğüş, ateş ve kan yoktur. İzmir'de Altay-Fenerbahçe maçında olduğu gibi. Tribünlerde, üstelik daha maç bitmeden büyük kavga patladı. Coplar sıyrıldı, kafalar yarıldı, koltuklar sökülüp sahaya fırlatıldı. Oysa Elazığ'da bir taraftar maçtan önce çiçeklerle karşıladığı bir başka taraftarı, maçtan sonra da sevgi ve dostlukla uğurlamıştı.. "Yine bekleriz, sağlıcakla kalın" diyerek.

EL AZİZ İNSANLAR

O da taraftardı, bu da taraftar. Bu mozayik içinde asker, öğrenci, esnaf, doktor da var, gazeteci, işçi, memur, müdür köylü de. Asla soyutlayamayız, çünkü hepsi bizim. Hepsi BİZİZ.

Orası Elazığ, burası İzmir. Orada çiçekler, burada sopa. Örnek olsun diye yazıyorum. Çünkü bire bir yaşadım Elazığ'da. Daha dün tanıştığım, ama kırk yıllık dost gibi karşılandığım El Aziz insanlardan ayrılırken, soğan doğramıyordum. Yimpaş mağazaları Müdürü sayın Vakkas Dönder'i, dostlarım Saim Erdoğan ve Veysi Erdoğan'ı asla unutmayacağım. Tunceli'deki Fenerli Üsteğmenim Zafer'i, Cimbomlu Musa Asteğmenimi, Fenerli Ender Başçavuşumu hiç unutmayacağım. Bir parçamı oralarda bıraktım da öyle geldim zaten. Benim kavgayla gürültüyle ne işim olur? Hangi takımı tutarlarsa tutsunlar hiç farketmez. Yeter ki dost kalsınlar.

TERİM'E YAKIŞMADI

Belki yanlış yorumluyorum ama Fatih Terim'in Elazığ maçında saha kenarındaki öfkesini, abartılı hareketlerini hoş karşılamadım. Neden derseniz, Fatih hocanın artık bazı şeyleri aşmış olması gerektiğini düşünüyorum. Galatasaray'a ilk geldiğinde heyecanlı oluşu, kenardan bunu futbolcularına göstermesi fayda sağlıyordu. Ama aradan yıllar geçti. Artık O bir dünya markasıdır. 4. hakemin uyarısını sükunetle karşılayan, futbolcusunu soyunma odalarında uyaran bir teknik adam olmalıdır. Zaten bunları benden iyi bilir. Ama dışarıdan pek hoş karşılanmıyor. Bir hatırlatayım dedim.

MÜTHİŞ BİR MAÇ

Beşiktaş'ın Gaziantepsporla yaptığı karşılaşma, her halde bu sezon oynanan en tempolu maçtı. İki takımdan hangisi kazansa lider olacaktı. Doğrusu maça iyi asıldılar. Kaçan fırsatlar bir tarafa, iki takımın da savunması, kaleci Ömer'in çıkardığı o top hala gözümün önünde. İki takım da bulundukları yere yakışıyor doğrusu.

ORTEGA FARKI

Fenerbahçe'nin Altay'ı 3-1 yendiği karşılaşmadan aklında ne kaldı? diye sorsanız, hiç düşünmeden Ortega derim. Attığı golün yanı sıra, attırdığı iki golün asistliğini yaparken Arjantinli küçük dev adam takımını sırtlayan adamdı. Daha ne asistler yaptı da kıymetini bilemediler. Serhat'ın biraz kenarda oturup onu seyretmesinde fayda var diye düşünüyorum. Pas nasıl atılır, gol nasıl atılır, çalım nasıl atılır öğrenmesi lazım. Adam dünyanın tekmesini yiyor da dönüp bakmıyor bile. Hakemle de hiç işi olmuyor. Asıl işini yapıyor, yani futbol oynuyor ve çıkıyor. Helal olsun Sağlık ve mutluluk dileğiyle hoşçakalın...



8 Ekim 2002
Salı
 
Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu
Ana Sayfa | Gündem | Politika| Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon| Hayat| Arşiv
Bilişim
| Dizi | Röportaj | Karikatür

Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED