T ü r k i y e ' n i n   B i r i k i m i

Y A Z A R L A R
Ters tepen CIA darbesi

Latin Amerika bir zamanlar sabah erken kalkanın darbe yaptığı bir kıtaydı; Venezuela'da 48 saat süren CIA darbesi bu sebeple eski günleri hatırlattı. Popülist devlet başkanı Hugo Chavez, çoğu 'US Army School of the Americas' (SOA) mezunu subaylar tarafından devrildi; o okulda okuma fırsatı bulamamış başka subayların karşı-darbesiyle de görevine döndü. Chavez'i deviren subayların tercihi olan Venezuela'nın TÜSİAD benzeri işadamları örgütü lideri Pedro Carmona geldiği gibi gitti cumhurbaşkanlığından... Yeni lideri tanıyan ABD de bu ayıbıyla başbaşa kaldı.

Hayret bir şey. Konuyu ele alanlar Venezuela'daki darbede Amerikan parmağına işaret etseler bile, ABD'nin darbeyi neden planladığını açıklamada nazlanıyorlar. Oysa sebep çok basit: Petrol zengini Venezuela'da iktidarda bulunan Cumhurbaşkanı Chavez Washington'un suyundan gitmeye yanaşmıyordu... Petrol pazarlığında dikkafalı davranan Tâlibân Yönetimi'ne Afganistan'da ne yaptıysa, Saddam Hüseyin'e ne yapmaya hazırlanıyorsa, Chavez'e de aynısını reva gördü ABD...

Chavez Amerika'nın Afganistan seferine "Teröre terörle karşılık verilmez" sözleriyle alenen karşı çıkmış, Afgan bebelerini gösteren bir fotoğrafı elinde tutarak, "Mâsumların öldürülmesine son verilmesini" talep etmişti. Bu, yeterince büyük bir suç... Bush'un Caracas'taki büyükelçisi Donna Hrinak, Washington Post'a göre (23 Şubat 2002), Chavez'e, "Böyle önemli konularda çeneni tut" mesajını iletti.

'1 numaralı düşman' ilân ettiği Fidel Castro'yu ülkesine dâvet eden, Küba'ya sattığı petrole indirim uygulayan, İran, Irak ve Libya'yı ziyaret eden Chavez'i elbette sevmez ABD. Bu öfkeyi, biz, Libya ve İran'ı ziyaret etmesi iktidardan düşürülme sebeplerinden biri olarak gösterilen Necmettin Erbakan'ın başına gelenlerden de biliriz. Chavez'e darbe girişimi Washington'un hassasiyetine bir kez daha ışık tutmuş oldu.

Chavez'in savunma bakanı, "Soğuk savaş sona erdi, artık lüzum kalmadı" gerekçesiyle, Amerikan askeri misyonunun Venezuela Genelkurmay karargâhı içerisindeki bürosunu kapatmasını istedi. Bununla da kalmadı, Amerikan istihbarat örgütlerinin, 'terörle mücadele savaşı' kapsamında "Ülkedeki Araplar'ın fişlerini bize ver" talebini de reddetti Chavez. Washington Post, ABD yönetiminden birinin, "Chavez durumu düzeltmezse iktidarı dönem sonuna kadar sürmeyebilir" tehdidini sayfalarına taşıdı.

Sevmediği, iktidarda görmek istemediği siyasilere ne yapabilir Amerika? Ortalığı karıştırmadan önce, mümkünse, sandık yoluyla işbaşından uzaklaştırır. Ancak, 1998 yılında yapılan seçimlerde halkın yüzde 58'inin desteğiyle seçilen Chavez, anayasa değişikliğinden sonra gidilen erken seçimde (2000), destek tabanını daha da artırıp partisinin Meclis çoğunluğunu yüzde 80'e yükseltmeyi başardı. Seçimlerin ardından üç generalin Chavez'i istifaya dâvet etmesiyle Washington'un bu gelişmeden hoşlanmadığı anlaşıldı. Özellikle generallerin SOA mezunu olduğu bilindiği için...

SOA kısaltmasıyla tanınan 'US Army School of the Americas' Lâtin Amerika ülkelerine askeri diktatörler yetiştirmesiyle şöhretli bir Amerikan okulu. İşadamları örgütünün başkanı Carmona'yı iktidara taşıyan darbenin liderleri olan Genelkurmay başkanı Efrain Vasquez ile Gen. Ramirez Poveda SOA mezunu. Vasquez SOA'da 23 Ocak – 2 Aralık 1988 tarihleri arasında bulundu. Ramirez'in, geçen yıl adını 'Western Hemisphere Institute for Security Cooperation' (WHISC) olarak değiştirmiş Fort Benning/Georgia'daki SOA ile ilişkisi daha eski ve daha kısa : 8 Mayıs-11 Ağustos 1972 arası.

Mezunlarının darbeci eğilimleri ve insan hakları ihlâlseverlikleri ile şöhretli SOA için, Temsilciler Meclisi üyesi Joseph Kennedy, "Dünya tarihinde SOA kadar diktatör yetiştirmiş bir başka okul yok" demişti. Manuel Noriega'dan (Panama) Roberta Viola ve Leopoldo Galtieri'ye (Arjantin) kadar tam 11 diktatör SOA'da eğitim gördü. SOA'nın kötü şöhreti sebebiyle adı değişti, ama sırf yaptıklarını gözleyip izlemek amacıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütüne göre, okulun amacı aynen duruyor.

Kenan Evren, "Bize gelip darbe yapın diyenler vardı" açıklamasını yapmıştı ya, Venezuela'da darbe talebi için kapısı çalınan yer ABD büyükelçiliğiymiş. Bunu Washington Post'tan (13 Nisan) öğreniyoruz: "Birkaç haftadır, muhalifler, Chavez'in devrilmesi için ABD desteği bulmak amacıyla, büyükelçiliği ziyaret ediyorlardı. Ziyaretçiler arasında halen görev başında veya emekli askerler, medya öndegelenleri ve muhalif politikacılar da bulunuyordu."

 

Chavez muhalifleri de Washington'a dâvet ediliyormuş... Washington Post, "International Republican Institute'ün davetiyle şu yakınlarda bir heyet Washington'u ziyaret etti" diyor. Bir Amerikalı gözlemci, bu ziyaretler ile CIA arasında irtibat kurmaktan kendini alamamış. WP, ABD'li yetkililerin, kendileriyle görüşüp "Darbe olsun" talebini seslendirenlere, "Biz darbe işinde yokuz" dediğini naklediyor...

ABD, SOA eğitimli subayların Chavez'i koltuğundan etmeleri ve bir işadamını devlet başkanlığına getirmeleri üzerine, "Bu, bir darbe değildir" açıklamasını yaptı zaten. Amerikalılar'ın, adına 'darbe' demeyince, darbecileri desteklerken yüzlerinin kızarması gerekmiyor olmalı.

Darbe ters tepti. Peki şimdi ne olacak?


16 Nisan 2002
Salı
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
ReklamTarifesi
AboneFormu
MesajFormu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Aktüel | Dizi | Röportaj | Karikatür
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED