AYDINLIK TÜRKİYE'NİN HABERCİSİ
Albaraka Türk

Y A Z A R L A R
Yangın yeri

Bâtıl inançlarım yoktur, ama dün yaşanan iki gelişme arasında meş'um bir ilişki kurmaktan kendimi alamadım: Bakanlar Kurulu Irak'a asker gönderme konusunu görüşürken pek çok yurt köşesi cayır cayır yandı... O güzelim Burgaz'da ağaçlar ve evler köz olduğu sırada, bakanlar tezkereye imza atıyordu...

Ak Parti'nin her ay yaptırdığı yoklamaların sonuncusunda, kamuoyuna, "Türkiye Irak'a asker göndersin mi?" sorusu da yöneltildi. Gözümle görmedim, ama güvenilir bir kaynak kulağıma fısıldadığı için biliyorum: Halkın yüzde 70'ten fazlası "Göndermesin" cevabını verdi.

O cevabı verenler Ak Parti tabanı... 1 Mart tezkeresi öncesi de benzer bir kanaat belli etmişti aynı taban ve Meclis o kanaat istikametinde tavır alarak ülkenin yanlışa ortak edilmesinin önüne geçmişti. Bugün Irak'tan Mehmetçik tabutları gelmiyorsa, Türkiye topraklarında Amerikan askerleri cirit atmıyorsa o sâyededir. "Tezkere geçecek diye piyasalar coştu" haberlerine kanmayın; Türk ekonomisinin canlılığından söz edilebiliyorsa bugün, bunun sebebi de Türkiye'nin Irak mâcerasının dışında kalmasıdır.

Washington'daki bir avuç mâceraperestin dünyayı sürüklediği felâketten neredeyse herkes darbe aldı, 'savaş lobisi' bile iki seksen yerde. Olan-bitenden olumlu etkilenen tek ülke Türkiye, tek siyasi kadro da AKP... Başbakan ve bakanları gittikleri her ülkede el üstünde tutuluyorlarsa, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik ihtimali güçlendiyse, ülkede istikrar varsa... Bunları 1 Martta tezkerenin Meclis'ten geçmemesine borçlular...

Ak Parti bu tabloyu bütünüyle değiştirecek bir adım attı...

Tayyip Erdoğan çabuk öğreniyor. İlk tezkerenin başına gelenlerin sebebini de iyi tespit etmiş olduğu anlaşılıyor. İstediği sonucu almasını sağlayacak bir oyun planı kurdu. Milletvekillerinin zihinlerinin karışmasına izin vermek niyetinde değil başbakan...

Kurduğu oyun planı bir takvim üzerine oturuyor. Reddedilen tezkere aslında 27 Şubat günü görüşülecekti; Milli Güvenlik Kurulu'ndan çıkacak destek kararının rolü olur diye, oylama iki gün ertelendi. O 48 saat içerisinde televizyonlara da yansıyan tartışmalar, Ak Parti grubundan 100'e yakın milletvekilinin "Asker gönderilsin" kararlılığını bozdu... 1 Mart günkü oylamadan 'hayırlı' bir sonuç çıktıysa, bunu, o iki günde yapılan çok sayıdaki televizyon tartışmasına borçluyuz...

Tayyip Erdoğan'ın tespit ettiği takvim istediği sonucu almasını kolaylaştırıyor. Sorulduğunda, tezkerenin "Önümüzdeki 10-15 gün içinde" Meclis'e sevkedileceğini söyleyip durdu Başbakan Erdoğan; en kısa vâde olarak "Bir hafta" süresini dillendirdi. İşi iki gün içerisinde sonuca ulaştırmayı kafasına koyduğu halde... "Bugün sünnet, yarın deniz" anlayışıyla, pazartesi Bakanlar Kurulu'na sunduğu tezkereyi, aynı gün Meclis'e havale ettirerek salı Meclis'ten geçirmeyi hedefledi...

Enine boyuna tartışılmasına zaman ve imkân bırakmayarak...

Yeni Şafak'ın şubat ayı son haftası nüshalarını bulup televizyon sayfalarını açın. Orada, hemen her kanalın Irak'a asker gönderme konusunu uzun uzadıya tartıştırdığı programlarla izleyici önüne çıktığını göreceksiniz. Ben kendimden biliyorum; o günlerde yazılarımı iki program arasında çalakalem yazmak zorunda kaldığım çok olmuştu. 1 Mart oylamasında, bir gece önce Kanal 7'de yapılan 'İskele Sancak' programının hiç etkisi olmadığı söylenebilir mi?

Şimdiyse, kanallar genel bir sessizlik içerisinde. Tarafları karşı karşıya getirip serbest bir tartışma düzenleyen tek bir kanal çıkmadı. Gündem o kadar yoğun ki, gazete yazıları bile çoğunlukla farklı konularda. Milletvekilleri kendi sağduyularına güvenmek zorundalar...

Onların sağduyusunu sakatlayabilecek bir gerçeklik de var: Ardından hükümet değişikliğinin de gelebileceği AKP kongresi...

Burgaz Ada yanar, Bakanlar Kurulu konuyu Meclis'e sevkeden tezkereyi imzalarken, Washington'da Irak konusunda çok keskin yeni bir karar alındı: Pentagon devre dışı bırakıldı ve sorumluluk Beyaz Saray'ın eline geçti... Epeydir beklediğim bir gelişme bu. Seçimde kaybedeceğini anlayan George W. Bush, bir süreden beri, ülkesini savaşa sürükleyen Pentagon ekibiyle araya mesafe koymaya çalışıyor. Donald Rumsfeld 'out', Condoleeza Rice 'in' ise, bunun sebebi Irak'ta işlerin yolunda gitmemesi...

Beni bu noktada derin derin düşündüren bir konu var: Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül hep Pentagon ekibiyle görüştüler. En çok konuştukları kişi Paul Wolfowitz oldu. Oysa, son gelişmeler, o ekibin devre dışı kalacağına işaret ediyor. Irak'a asker gönderme riskini gönüllerini hoş tutmak için üstlendikleri kişiler denklemden tamamen düşerse, bu gelişme, ince hesaplarını boşa çıkartmaz mı Erdoğan ve Gül'ün?

Çok tehlikeli bir rotaya girildi, çok...

Mehmet Barlas Irak konusunun benim 'kişisel sorunum' olduğu iddiasında. Emin olun öyle değil. Tersine, eğer ülkeyi değil de kendimi düşünsem, savunageldiğim üzere, Irak'a asker göndermenin vahim bir hata olduğunun denenerek görülmesini istemem gerekir... Diyelim, Irak'a asker gönderdik ve başımız göğe erdi, bundan dolayı utanacak değilim ya? Başkasının ülkesini işgale asker göndermeye karşı çıkmanın utanılacak bir tarafı olamaz...

O güzelim Burgaz'ı yaktık, umarım bütün ülke yangın yerine dönmez...


8 Ekim 2003
Çarşamba
 
TAHA KIVANÇ


Künye
Temsilcilikler
Abone Formu
Mesaj Formu

Ana Sayfa | Gündem | Politika | Ekonomi | Dünya
Kültür | Spor | Yazarlar | Televizyon | Hayat | Arşiv
Bilişim
| Dizi | Karikatür | Çocuk
Bu sitede yayınlanan tüm materyalin HER HAKKI MAHFUZDUR. Kaynak gösterilmeden çoğaltılamaz.
© ALL RIGHTS RESERVED