Bir yandan PKK/ PYD diğer yandan da DAEŞ terörü ile mücadele eden Türkiye'yi denklemin merkezi haline getiren sürece dair çok sayıda yorum yapılıyor. Suriye bölünecek mi? DAEŞ'i kim durduracak? ABD ve Avrupa destekli PYD'nin “Kürt devleti" girişimi nereye varacak? Direkt olarak Türkiye'yi ilgilendiren bu soruların yanıtlarını Prof. Avi Shlaim verdi. Gerçek Hayat Dergisi'nin bu haftaki sayısında Ersin Çelik'in sorularını yanıtlayan Prof. Shlaim aynı zamanda, 100. yıl önce
Ortadoğu coğrafyasının sınırlarını belirleyen Sykes-Picot Anlaşması'nın sayılı uzmanlarından..
Prof. Avi Shlaim, yeni bir Sykes-Picot Anlaşması'nın olmayacağını eğer yeni bir düzen kurulacaksa da eski düzene benzemeyeceği kanaatinde. DAEŞ'in Suriye ve Irak'ta başarılı olduğunu söylerken El Kaide'den farklı olarak, basit bir terör organizasyonu değil de devlet benzeri kurumları olan bir yapı olduğunu vurgulayan Shlaim, DAEŞ'i bozguna uğratacak gücün Amerikan bombaları değil, Müslümanlığı gerçek anlamda yaşayan milletler olduğunu söylüyor.
ABD'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Suriye'deki Kürtlere karşı DAEŞ'e yardım sağlamakla suçladığını belirten Shlaim, Amerikalıların 'Erdoğan'ın ne yapacağı belli olmayan, kontrol edilemez bir lider' olduğunu düşündüğünü kaydediyor. Shlaim konuşmasına şu cümlelerle devam ediyor: “Bana göre, Erdoğan Türkiye için en iyisi neyse onu yapıyor ve bu konuda Amerikalılarla aynı frekansta değil. Çünkü Türkiye'nin düşmanı PKK'dır. Herkes de PKK'nın bir terör örgütü olduğu konusunda hemfikir. Dolayısıyla Erdoğan Suriye'deki çatışmayla ilgili politikasını belirlerken Türkiye'nin menfaatini dikkate alması gerekiyor."
Shlaim, “ABD, bölgede güçlü bir rol üstelenen Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğu gerçeğiyle yüzleşmekte zorlanıyor" derken mülteci sorunun bunda etkili olduğunu vurguluyor. Batı'nın Türkiye'nin işinin sadece mültecilerle ya da DAEŞ'le uğraşmak değil de Türk devletinin bütünlüğünü tehdit eden Kürt sorunu olduğunu Batı'nın bunu anlaması gerektiğinin altını çiziyor.
