Asker üniforması giyerek Türkiye'yi kana bulamak isteyen Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) militanlarına tepkiler çığ gibi. Yurtiçinde iki haftadır demokrasi nöbeti tutan vatandaşlarda, yurtdışında yaşayan Türkler de destek veriyor. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde ellerine Türk bayrağı alan vatandaşlar FETÖ'ye lanet, Türkiye'ye destek sloganları atıyor. Dünyanın gündemine oturan birlik - beraberlik manzaları sonrası başta Almanya olmak üzere çeşitli hazımsızların da sesi yükselmeye başladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel yönetimindeki Hristiyan Demokrat Partisi milletvekili Jens Spahn açıklamalarıyla, bugün Köln kentinde yapılacak “Darbeye Kaşı Demokrasi Mitingi”ni gölgede bırakmaya çalıştı. Bir gazeteye mülakat veren Spahn, “Kimin kalbi Erdoğan için atarsa, kim Erdoğan ve AKP için sokağa çıkarsa, bunu en iyisi Türkiye'de yapsın” dedi. Sözlerini daha da ileri götüren Spahn, Almanya'da yaşayan çifte vatandaş konumundaki Türklerin nereye ait olduklarına karar vermesi gerektiğini belirterek, protesto hakkının demokrasinin bir gereği olduğunu unuttu.
Alman Milletvekili'nin skandal sözleriyle, demokratik protesto hakkını 'tarafını seç' haline dönüşürken, yine FETÖ'ye tepki gösteren Avusturya'daki Türkler bir başka anti demokratik tepkiyle karşı karşıya kaldı. Wiener Neusttadt şehrinde, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı çıkan Türklerin evlerine ve balkonlarına Türk bayrağı asması yasaklandı. Wiener Neustadt Belediye Başkanı Klaus Schneeberger, Türk sivil toplum örgütleri ve toplu konut yönetimlerine gönderdiği mektubunda, evlere ve balkonlara asılan Türk bayraklarının kaldırılmasını istedi. Türk bayrağı asılmasının Türkiye siyasetinin Avusturya'ya taşınması anlamına geldiğini ileri süren Schneeberger, “Evlerine ve balkonlarına Türk bayrağı asanlara bu bayrakları derhal kaldırmaları çağrısında bulunuyorum. Bu şehri benimsemeyenin burada yeri yoktur” ifadelerini kullandı. Mektupta, toplu konut yöneticilerinden de kiracıların Türk bayrağı asmasına engel olunması istendi.
Öte yandan FETÖ'nün darbe kalkışması Almanya'da yaşayan Türkler tarafından dev bir mitingle protesto edilecek. “Darbeye Kaşı Demokrasi Mitingi” adıyla Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) öncülüğünde düzenlenen miting yerel saatle saat 15 sularında başlayacak. Her kesimden 100 derneğin katılım sağlaması beklenen dev miting öncesi UETD ise önemli bir çağrıda bulundu.
Katılımı zayıflatmak için miting hakkında iptal ya da kışkırtıcı haberlere itibar edilmemesini isteyen UETD, katılımcıların emniyeti için tüm önlemlerin polis ile işbirliği yapılarak alındığına dikkat çekti. Köln şehrindeki demokrasi şöleni yerel saatle saat 15 sularında gerçekleşecek.
Alman siyasetçilerin Naziler ve Yeşiller ile birlikte yürüttüğü tüm sindirme çabalarına karşın mitinge, her kesimden yaklaşık 100 derneğin destek vermesi bekleniyor. Deutzer Werft'te düzenleyeceği mitinge, Almanya'nın çeşitli şehirlerinin yanı sıra Avrupa'nın diğer ülkelerinden de geniş katılımın olması bekleniyor. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Sekreteri Bülent Bilgi, amaçlarının kesinlikle herhangi bir ülkeye, Türkiye'de yaşanan sıkıntıları yansıtmak olmadığını belirtti. Türkiye'ye ve demokrasiye sahip çıkmak istediklerini anlatan Bilgi, “Demokrasimize vurulmaya çalışılan bu teşebbüse karşı duracağız, darbe girişimine karşı duracağız, burada dik duracağız” dedi.
Türkiye'de darbe yapmaya teşebbüs eden Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) Almanya iç istihbaratı raporlarında, şeffaf olmayan yapısıyla ele alnıyor. Baden-Württemberg Eyaleti Anayasayı Koruma Dairesi'nin 2014 yılında uzmanlardan aldığı bilgilerle hazırladığı rapora göre, ülke genelinde bu örgüte yakınlığıyla bilinen 24 okul, yaklaşık 300 dernek ve 150 okul derslerine yardımcı kurs bulunuyor. Bunun yanı sıra “ışık evleri” olarak nitelendirilen, üniversiteye giden öğrencilerin kaldığı çok sayıda apartman dairesi de Almanya'da faaliyet gösteriyor. Raporda örgütün şeffaf olmadığına vurgu yapılıyor. Raporda ayrıca, “Değişik kurum, dernek ve inisiyatif kurması ve bunların hem birbiriyle hem Gülen ile olan bağlantısını açıklamaması, hareketin örgütsel yapı olduğunun kanıtlanmasını zorlaştırıyor” deniliyor.
