|

Raid Salah: Uzun saat sorgulayarak işkence yaptılar

İsrail tarafından 9 ay önce tutuklanan ve dün serbest kalan 1948 Filistin İslami Hareketi Lideri Şeyh Salah, önemli açıklamalarda bulundu. Salah, hapishanedeki günlerini anlatarak, "Doğrudan işkenceye maruz kalmadım, ama uzun saatler yaptıkları sorguları bir işkence olarak kullandılar" ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak
13:11 - 18/01/2017 Çarşamba
Güncelleme: 13:17 - 18/01/2017 Çarşamba
AA

İsrail'in güneyindeki Ramon hapishanesinde geçirdiği 9 aylık cezasından sonra dün tahliye edilen 1948 Filistin İslami Hareketi Lideri Şeyh Raid Salah, "Hapishane bizim için bir güç kaynağıdır, moralimizi, ilkelerimize bağlılığımızı ve davamızdaki ısrarımızı arttırır. Hapis hür yaşadığımızın, hür yaşayacağımızın ve hür öleceğimizin sembolüdür." dedi.



9 aylık süreci anlattı


Memleketi Ummu'l Fahm kentinde kendisi için düzenlenen karşılama töreninin ardından, ilk röportajını AA'ya veren Şeyh Salah, 9 aylık hapis süreci, sorgu seansları, yaşadıkları ve hapisteyken Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz darbe girişimi hakkında açıklamalarda bulundu.



Ramon cezaevinin bulunduğu İsrail'in güney kenti Bi'ru's-Seba'dan "topraklarımız" diye söz eden Şeyh Salah, hücrede geçirdiği 9 aylık süreci, "Topraklarımızın güneyinde, Gazze yakınlarında yer alan Ramon hapishanesinde yaklaşık 9 ay geçirdim. Tabii bütün bu zaman dilimini tek başıma, hücrede geçirdim. Tutuklularla hücre penceresinin dışında konuşman, onlarla bir araya gelmen yasak. Herhangi bir tutukluyla tokalaşman dahi yasak. Herhangi bir tutukludan yemek alman veya onlara yemek vermen yasak. Her şey yasak. Yalnız başınasın." ifadeleriyle anlattı.



"İsrail ailemi de cezalandırdı"


Şeyh Salah, hücre cezasının bir çeşit eziyet türü olduğunu belirterek, "Koca dünyada yapayalnız, bir başına olduğunu sana bildirmek istiyorlar. İçinde bulunduğun dünyada seni tamamen yalnızlaştırmanın yöntemiydi bu. Bu atmosfer bir tutuklu için çok zor." dedi.



İsrail'in kendisiyle birlikte ailesini de cezalandırdığını ifade eden Şeyh Salah, "Cezaevinin bulunduğu bölge memleketimden çok uzaktı. Beni ziyaret etmek istedikleri zaman sabah namazından hemen sonra çıkmaları gerekiyordu. Aslında uzak bir hapishanede tutmakla hem bana hem de aileme eziyet ediyorlardı." diye konuştu.



"Dağlar gibi dimdik ayaktalar"


Şeyh Salah, Ramon hapishanesinde geçirdiği zaman boyunca hücresinin penceresinden birçok Filistinli tutukluyla konuşma ve tanışma fırsatı bulduğunu belirterek, Filistinli tutukluların yaşadıkları bütün zorluklara rağmen "dağlar gibi dimdik ayakta" olduklarını söyledi.



Filistinli tutukluların durumunu anlatan Şeyh Salah, sözlerini şöyle sürdürdü:



"Hücremin penceresinden Batı Şeria'dan, Gazze'den birçok Filistinli tutuklu ile konuşma imkanım oldu. Ağır hükümlü tutuklular bunlar. Bunlardan kimi 9 kez müebbet hapis cezasına çarptırılmış, kimisi 14 yıldır cezaevinde. Ben bu tutuklularla yaptığım konuşmalarda, yaşadıkları acılara ve dertlerine doğrudan tanıklık ettim. Bütün bunlara rağmen morallerinin çok yüksek olduğunu, iradelerinin çok güçlü olduğunu söyleyebilirim. İslami ve milli şuurlarından hiçbir şey kaybetmemişler, bütün yaşadıklarına rağmen duruşlarından taviz verme gibi bir durumları da asla olmayacaktır. Üzerilerinde zillet ve zayıflık emareleri yoktu. Dağlar gibi dimdik ayaktalar."



"Saatlerce süren sorguları işkence yöntemi olarak kullandılar"



Şeyh Salah, tutukluluk süresi boyunca İsraillilerce doğrudan herhangi bir işkenceye maruz kalmadığını ancak baskıya uğradığını belirterek, "Tabii doğrudan fiziksel bir işkenceye maruz kalmadım. Ancak çok yoğun sorgulardan geçirildim. Saatlerce süren bu sorguları bir eziyet yöntemi olarak kullanıyorlardı." dedi.



İsrail askerlerinin mahremiyetlerini ihlal ettiklerini ifade eden Şeyh Salah, kendilerine yönelik bazı uygulamaları şöyle anlattı:



"Hücremize belirli saatlerde yaptıkları baskınlar ve arama seanslarıyla bizi özellikle bıktırmak istiyorlardı. Sabahın erken saatlerinde ve yatsı namazlarından sonra hücrelerimize baskınlar düzenler ve bütün eşyalarımızı altüst ederlerdi. Yaklaşık üç ay boyunca bana kitap ve gazete ulaşmasını engellediler. İşte bütün bunlar bize yönelik sürekli uygulamalarından bazılarıydı."



Şeyh Salah, 12 Ocak'ta serbest bırakılacağının duyurulmasının hemen ardından hazırlanan yeni suç iddianamesi için, "Son olarak İsrail polisi bünyesinde "LAHAV433" adlı bir birim tarafından sorgulandım. Bu birim, şiddete teşvik, yasaklı örgüte üye olma olarak öne sürdükleri gerekçelerle hakkımda yeni bir suç dosyası hazırladıklarını söylediler." ifadeleriyle iddiaları "saçmalık" olarak yorumladı.



Sorgulama sırasında İsrail polisinin, kendisine niçin Müslümanlara Mescid-i Aksa'da nöbet çağrısı yaptığını sorduklarını belirten Şeyh Salah, "Kendilerine, nöbet asla taviz vermeyeceğimiz bir ibadettir dedim. Geçmişte Mescid-i Aksa'da nöbete çağırıyordum, şimdi yine çağırmaya devam edeceğim dedim. Ancak bir kez daha, bütün bu saçmalıklarla beni korkutamayacaklarını ve yolumdan döndüremeyeceklerini belirtmek isterim. Allah'ın izni ile bize diz çöktüremeyecekler. Davamızı sürdürmeye devam edeceğiz inşallah." şeklinde konuştu.



Şeyh Salah, hapis cezasına rağmen, İsrail içinde barışçıl mücadelesini sürdüreceğini işaret ederek şunları söyledi:



"Hapishane bizim için bir güç kaynağıdır, moralimizi, ilkelerimize bağlılığımızı ve davamızdaki ısrarımızı arttırır. Hapis hür yaşadığımızın, hür yaşayacağımızın ve hür öleceğimizin sembolüdür. Bizi hapisle korkutacaklarını sanıyorlarsa, asla bunu yapamayacaklardır. Biz her zaman şunu söyledik: Hapsi sevmiyoruz ancak eğer bu bize dayatılıyorsa hoş geldin deriz."



"Ucuz darbe girişimini düzenleyenleri rezil rüsva eden Allah'a binlerce kez şükürler olsun"


Türkiye'de yaşanan 15 Temmuz darbe girişimini değerlendiren Şeyh Salah, "İslam ümmeti, Arap alemi ve Filistin halkının düşmanlarını sevindiren, Türkiye'ye bu komployu kuran ve bu ucuz darbe girişimini düzenleyenleri rezil rüsva eden Allah'a binlerce kez şükürler olsun. Türk halkı ve liderinin kalbini birleştiren, böylece halkın bu ucuz darbe girişimini bertaraf etmesine yardım eden Allah'a şükürler olsun." dedi.



Şeyh Salah, hücresinde ulaşabildiği bazı kaynaklar vesilesiyle Türkiye'de gerçekleşen olayları takip etme fırsatı bulabildiğini belirterek, "Kendi kendime Türkiye'ye nasıl yardımcı olabilirim diye düşündüm ve Allah'a, Türkiye'ye yönelik bu komployu bertaraf etmesi için dua ettim." ifadelerini kullandı.



O gece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sesini duymakla çok ferahladığını söyleyen Şeyh Salah, şunları kaydetti:



  • "Birkaç saat sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sesini duymam beni çok ferahlattı. Cumhurbaşkanının telefonda sarf ettiği birkaç cümle, halkın sokaklara dökülmesine vesile oldu ve darbecilerin, topukları üzerine gerisin geri dönmelerini sağladı. Öyle bir yenilgiye uğradılar ki dünya ve ahirette zarar edenlerden oldular. Allah'tan adalet ve hukuk üzerinde olacak bir Türkiye'yi korumasını diliyorum."

Şeyh Salah son olarak, "Ben Türk halkını ve liderini seviyorum. Ben Türkiye'yi kendimden bir parça, kendimi de Türkiye'den bir parça gibi hissediyorum." diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:



"Biz bir ceset gibiyiz. Dolayısıyla geçmişimiz de geleceğimiz de birdir inşallah. Türkiye hayırla doludur. Türkiye halihazırda sadece Türkiye halkı için değil, İslam ümmeti, Arap alemi ve Filistin halkı için bir dayanaktır. Türkiye'ye binlerce kez selam olsun."









#15 Temmuz FETÖ darbe girişimi
#1948 Filistin İslami Hareketi Lideri Şeyh Raid Salah
#Filistin
#İsrail
7 yıl önce