|

Betonlaşma yok tanker var

SALT Beyoğlu’nda sergilenen Boğaz enstalasyonu, 1990’lardan sonra tuhaf bir petrol boru hattına dönüşen İstanbul Boğazı’nı fiziki ve hayali halleriyle yeniden oluşturuyor. Sergi estetikten uzak tankerlerin Boğaz'ın peyzajıyla bütünleşmesine dikkat çekiyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 7/06/2015 Pazar
Güncelleme: 23:38 - 6/06/2015 Cumartesi
Yeni Şafak

İstanbul Boğazı kendisine benzeyen diğer geçitlerle karşılaştırıldığında kıtaları ayırıyor olması, 14 milyonluk tarihi bir şehrin ortasından geçiyor olması açısından benzersizdir. Boğaz boyunca dizili tarihi yalılar ve doğal güzellikler bizi Boğaz'ın jeopolitik durumundan biraz uzaklaştırıyor. Her şeyden önce Boğaz aynı zamanda bir petrol boru hattı olarak işliyor. Bunu bize yeniden hatırlatan ise Rice University School of Architecture'da (Houston, ABD) öğretim üyesi ve mimar Neyran Turan'ın Salt Beyoğlu'nda sergilemeye başladığı Boğaz enstalasyonu. İstanbul Boğazı'nın, gerçek topografyasından bağımsız şekilde kıyı çizgisi boyunca yükseltilmesiyle oluşturulan Boğaz enstalasyonu, 1990'lardan bu yana tuhaf bir petrol boru hattına dönüşen boğaza Turan'ın böyle bir gayesi olmasa da farklı bakış açıları kazandırıyor.



BOĞAZ İÇİN TANKER RİSKİ


2 Ağustos'a kadar Salt Beyoğlu'nda sergilenecek olan enstalasyon bize Boğaz'ın istanbul'daki şehirleşmenin en az yaşandığı bir alan olduğunu da gösteriyor. İstanbul için yapılan betonlaşma tartışmalarını Boğaz için yapamayız. Boğaz için başka riskler var. Tankerler gibi… Boğaz'ın coğrafi yapısı gereği bazı yerleri dar. Bu da büyük tankerler için bir risk oluşturuyor. 1994'teki 100 bin tonluk tanker Nassia olayını hatırlayalım. Bu ölçekte olmasa da ufak tefek kazalar yaşanıyor. Tam da bu noktada Turan, başarıyla gerçekleştirdiği bu enstalasyonda “Tankerler boğazın peyzajıyla bütünleşmiş bir görüntü aslında. Başlı başına çok estetik değil ama boğazın bir parçası” olduğunu gözler önüne seriyor.



Mimarlar sorun çıkaran tarafta


Neyran Turan'ın enstalasyonuna bir dizi çizimle oluşturulan sessiz film eşlik ediyor. Filmde Oilella isimli dev bir tankerin Boğaz'ın dar bir noktasında sıkışması ve sonrasında gelişen olaylar anlatılıyor. Distopik bir hikaye. Dev tanker sıkıştıktan sonra Yeni Arsalar Konseyi bunu fırsat olarak görüp suyu karaya çevirme kararı alıyor. Burada yenşi bir şehir kuruluyor ve boğaz kapatılıyor. Turan'ın derdi hayal ürünü bir film yapmak değil. Bu hikayenin gerçeklerle bağdaşan tarafları onun hoşuna gidiyor. Çevrecilik ve şehirleşmeyle alakalı kara hikayelerden de bahsetmemiz gerektiğini düşünen Turan, bu noktada aslında mimarları problem çözen değil de problem çıkaran grup olarak yorumluyor. Problem yaratmak, kötü şeyler yapmak değil insanları düşündürmek, bir parantez açmak anlamında.


#Boğaz enstalasyonu
#İstanbul Boğazı
#Neyran Turan
9 yıl önce