|

Suudi Arabistan’da 'üçüncü kuşak' düzeni

Suudi Arabistan'da Muhammed bin Selman'ın birinci veliaht olarak görevlendirilmesi ile birlikte ilk kez kralığın üçüncü kuşağa geçmesinin önü açıldı. Son iki yılda ülkenin iç ve dış politikasında etkin bir rol üstelenen Bin Selman'ın yeni dönemde izleyeceği politikaların Körfez başta olmak üzere tüm bölgeyi etkileyeceği belirtiliyor.

Yeni Şafak ve
12:52 - 22/06/2017 Thursday
Güncelleme: 13:14 - 22/06/2017 Thursday
Yeni Şafak
Suudi Arabistan Birinci Veliahtı Muhammed bin Selman
Suudi Arabistan Birinci Veliahtı Muhammed bin Selman

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz, 21 Haziran sabahı uzun zamandan beri beklenen bir karar ile Birinci Veliaht Prens Muhammed bin Nayif’i görevden alarak yerine oğlu Muhammed bin Selman’ı atadı. 31 yaşındaki yeni Veliaht Prens Muhammed bin Selman, dün önce Prens Nayif’e bağlılık yemini ederek görevi devraldı ardından ise Kraliyet ailesine mensup prenslerin kendisine bağlılık yemini ettiği törene katılarak resmen Birinci Veliaht oldu.

Muhammed bin Selman ile birlikte ülkede büyük bir değişimin gerçekleşeceği ve ülkenin iç ve dış politikasına ilk defa üçüncü kuşak Suud ailenin damga vuracağı belirtiliyor. Kral Selman 2015 yılında göreve başladıktan sonra, ülkedeki değişimin ilk işaretlerini verdi. 2015 yılına kadar kendisine danışmanlık eden oğlu Muhammed bin Selman’ı Savunma Bakanlığı’na getiren Kral, kısa süre sonra ise İkinci Veliaht Prens olarak ilan etti.

İki yılda yükseldi

Bin Selman, İkinci Veliaht Prens ve Savunma Bakanı olarak göreve başladıktan itibaren ülkenin hem iç hem de dış politikasında önemli roller üstlenmeye başladı. Birçok Suudi Prensi’nin aksine ülkesinde eğitimini tamamlayan Bin Selman, Kral Suud Üniversitesi mezunu. Muhafazakar bir ortamda yetiştiği belirtilen yeni veliahttın İran karşıtı olduğu biliniyor.

  • Nitekim, Bin Selman’ın Savunma Bakanlığına getirildikten sonraki ilk hamlesi de İran’ın desteklediği Yemen’deki Husi ve Salih yanlısı güçlere karşı koalisyon oluşturarak Yemen Operasyonunu başlatması oldu. Yemen operasyonunu kendisi yöneten Bin Selman, bu dönemde Birinci Veliaht Prens Nayif’ten daha fazla öne çıkmaya başladı. Yemen operasyonun başladığı dönemden itibaren Bin Selman’ın 56 yaşındaki Birinci Veliaht Nayif’in yerini alacağı konuşuluyordu.
2030 Vizyonunun altında imzası var

Bin Selman’ı öne çıkaran en önemli proje ise ülkenin petrole dayalı ekonomisini çeşitlendirmeyi öngören 2030 Vizyonu belgesi oldu. Petrole dayalı bir ekonomiden uzaklaşmanın hedefinin çizildiği, özelleştirmeden savunmaya, istihdamdan kadınların çalışma koşullarına ve turizme kadar pek çok alanda reformların yer aldığı projenin altında Bin Selman’ın imzası bulunuyor.


31 yaşındaki yeni Veliahtın yakın bir zamanda babası Kral Selman’dan görevi devralması da sürpriz sayılmayacak. 2015’te Kral olan Selman’ın yaşlı olması ve birçok görevi ilk günden itibaren oğluna vermesi bu yöndeki iddiaları güçlendiriyor. Nitekim 2015’te Savunma Bakanlığı, İkinci Veliaht Prens ve Bakanlar Kurulu Başkanı olarak atanan Bin Selman, iki yıl sonra ise Birinci Veliahtlık görevini devralarak ülkenin en güçlü ismi haline geldi.


'Üçüncü kuşak' yönetimi

Bin Selman’ın birinci veliaht olmasının arka planında yatan bir diğer ayrıntı ise Suudi Arabistan’da yönetimin gençleştirilmesi eğiliminin öne çıkması. Ülkede krallık başta olmak üzere önemli koltukların çoğunluğu şu ana kadar kurucu lider Abdulaziz bin Suud’un oğullarındaydı. Bu isimlerin tamamı yaşça büyük olan isimlerden oluşuyordu. Nitekim görevden alınan Birinci Veliaht Prens Nayif’te 56 yaşındaydı. 2015 yılında Bin Selman’ın İkinci Veliaht ilan edilmesi ile ilk kez yönetimin üçüncü kuşağa yani genç prenslere geçme şansı doğarken, dün gerçekleşen değişim ile birlikte ilk kez üçüncü kuşaktan torunların kral olmasının yolu açılmış oldu.

Bunun ilk işareti Bin Selman’ın 2015 yılında İkinci Veliaht ve Savunma Bakanı olarak atanması ile verilirken, 22 Nisan 2017’de de ülkedeki en büyük bürokratik değişim ve gençleştirme hamlesi atıldı. 22 Nisan’da Kral Selman tarafından yayınlanan 40’ı aşkın Kraliyet kararnamesi ile hem siyasal hem de güvenlik ve diplomasi alanında büyük bir değişikliğe gidilmişti. Yapılan görev değişikliği ile Kral Selman’ın oğulları emirliklere ve büyükelçiliklere kaydırıldı. Birçok genç prense yeni görevler verildi. Yemen operasyonu için oluşturulan koalisyonun sözcülüğünü yapan ve Bin Selman’ın da yakından tanıdığı Ahmed Hasan Asiri İstihbarat Başkan Yardımcılığına getirilirken, ülkede Güvenlik Konseyi de oluşturularak başına Muhammed Gafili getirilmişti.

  • Suudi Arabistan’ın bu dönemde dış temsilciliklerde attığı en önemli adım ise ülkenin Washington Büyükelçiliği’ne Emir Halid bin Selman bin Abdülaziz’in getirilmesi oldu. Bütün bu değişikliklerin altında Kral Selman’ın yanı sıra bugün Birinci Veliahtlık koltuğuna getirilen Muhammed bin Selman’ın da imzası vardı. Bu durum Bin Selman’ın yakın zamanda babasının yerine geçeceği yönündeki iddiaları da güçlendiriyor.
Yemen'e operasyonu başlatan isim

Bin Selman, 2015 yılından bu yana ülkenin dış politikasını da yönlendirmeye başladı. 2015 sonrası dönemde önce Yemen’de operasyon başlatan Suudiler için en büyük tehdit ise İran olarak görülüyor. Bu noktada Suudi Arabistan’ın geleneksel olarak bölgede kendisi için tehdit olarak algıladığı İran’ın engellenmesi fikri, Bin Selman için de büyük önem taşıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başladıktan sonra İran karşıtı söylemler kullanması da Suudi Arabistan’ın bölgedeki konumunu etkiledi. Obama’nın aksine bölge politikasını İran yayılmacılığının engellenmesi üzerine kurduğu belirtilen Trump’ın bu fikrine en büyük destek ise Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerinden geliyor. Trump’ın göreve başlamasından sonra onunla görüşen ilk Arap liderlerden olan Bin Selman ile Beyaz Saray’da gerçekleşen ilk görüşme sonrasında bölgede işbirliği mesajı verilmişti. Nitekim Trump’ın ilk yurt dışı ziyaretini Riyad’a gerçekleştirmesi de Suudi Arabistan’a önemli bir destek olarak algılandı.

'Katar Emiri ile rekabet içinde' iddiası

Riyad ziyaretinde en önemli gündem konusu da yine İran olurken, zirve sonrası bölgede başlayan Katar krizi de İran ile ilişkilendirilmeye çalışıldı. Bu noktada Bin Selman’ın Katar krizinde büyük rol aldığı ve Katar Emiri Temim Al Sani ile liderlik rekabetine giriştiği de Foreign Policy tarafından iddia edildi. Bin Selman’ın ABD ile yakın işbirliğini savunduğu ve bölge politikasını bu işbirliği çerçevesinde geliştireceği de iddialar arasında yer alıyor. Vehhabiliğe sıkı sıkıya bağlı olduğu belirtilen Bin Selman’ın bölgede tehdit olarak gördüğü bir diğer aktör ise Müslüman Kardeşler.

  • Özellikle 5 Haziran’da Katar’a karşı başlatılan ambargonun hayata geçmesinde büyük etkisinin olduğu bilinen Bin Selman’ın Müslüman Kardeşlere karşı sert tavır takınacağı ifade ediliyor. Katar ile yaşanan diplomatik kriz sonrası Suudi Arabistan ve BAE’den gelen suçlamalara bakıldığında da Hamas ve Müslüman Kardeşler ’in ismi öne çıkıyor. Bin Selman’ın İsrail ile ilişkileri geliştirmek için bir takım gizli ilişkiler gerçekleştirdiği de göz önüne alındığında yeni veliahttın bölgede izleyeceği politikanın bölgenin kaderini de etkileyeceği öngörülüyor.
#Suudi Arabistan
#Muhammed bin Selman
#Kral Selman
#ABD
#Katar
7 years ago