Doğu Afrika’nın ilk genetik laboratuvarını Tanzanya’ya kuran Prof. Fatmahan Atalar, Yeni Şafak’a konuştu. Bölgede ‘albino’ (bembeyaz derili) doğan bebeklerin batıl inanışlar yüzünden katledildiğine dikkat çeken Atalar, kurdukları laboratuvarla bunun önüne geçmeye çalışacaklarının altını çizdi. Tanzanya’da albino çocuk sayısının çok olduğunu vurgulayan Atalar, “Albinolu çocuklar işkenceye maruz kalıyorlar. Kolları ve parmakları büyü malzemesi olarak kullanılıyor. Albino olan kızlara AIDS’li erkekler tecavüz ediyor. Tecavüz ettiklerinde AIDS’ten kurtulacaklarını düşünüyorlar. Bazı bölgelerdeki hastanelerde doğan albinolu bebekleri hemşireler kendi elleriyle öldürüyor ve gömüyorlar. Böyle vahşet olayları çok fazla. Türkiye olarak bu teknolojiyi buraya getirirsek insanların bundan faydalanabileceğini düşündük. Cihaz olursa ailelere albino geni taşıyıp taşımadıklarını söyleyebiliriz. 9 ay sonra sürprizle karşılaşmaz ve kendilerini bu duruma hazırlarlar. Korktukları insanlar varsa o çevreden uzaklaşır ya da önlem alırlar” dedi.
Tanzanya’nın başkenti Darüsselam’a Tanzanyanın 3. Cumhurbaşkanı olan Al Haj Dr. Ali Hassan Mwinyi'nin daveti üzerine 2014 yılında geldiklerini söyleyen Atalar, ekipman eksiklerine dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Makina ve malzeme eksiklerimiz var. Eski model makinaları kabul etmeye hazırız. Doğu Afrika’nın ilk genetik laboratuvarını kurduk. Genetik laboratuvar sayesinde testler artık Tanzanya’da yapılıyor. Hem hastaları tedavi ediyoruz hem de buradaki doktorlara eğitim veriyoruz. Bu laboratuvar yurtdışına olan bağımlılıklarını bitirdi. Doku tiplendirme, lösemi tanısı testleri burada yapılıyor. Kanser testleri ve tedavisini de yapmaya başladık. Bazı Batı ülkelerinden gelen doktorlar burada hastaları kobay olarak kullanıyor, bunun önüne geçmek istiyoruz.”
Sahra altı Afrika’da dokutiplendirme testlerinin sadece burada yapıldığının altını çizen Prof. Fatmahan Atalar, “Tanzanya’da çok sayıda kanser hastası var, bu hastalar burada tedavi edilmeye başlandı. Lösemi tanısı testleri burada yapılıyor. Doğu Afrika bölgesinin en büyük sorunlarından birisi böbrek yetersizliğidir. Burada çok fazla genç böbrek hastası var. Bunların testlerini de biz ilk defa yapıyoruz” diye konuştu.
