|

Türkiye 2003’te de Irak’ta olmalıydı

Eski Musul Valisi ve Haşdi Vatani (Sünni Güçler), yeni adıyla Ninova Muhafızları komutanı Esil Nuceyfi, Musul operasyonunda Türkiye gibi güçlü bir ordunun burada olmasına ihtiyaç olduğunu belirterek, “Türkiye’nin bir hatası oldu, o da 2003’te. Türkiye eğer 2003’te müdahil olsaydı, her şey farklı olurdu. İran Irak’a bu kadar etki edemezdi” dedi.

Yeni Şafak
04:00 - 18/10/2016 Salı
Güncelleme: 04:51 - 18/10/2016 Salı
Yeni Şafak

Eski Musul Valisi ve Haşdi Vatani (Sünni Güçler), yeni adıyla Ninova Muhafızları komutanı Esil Nuceyfi, Erbil'de Musul operasyonuyla ilgili Yeni Şafak Gazetesi köşe yazarları Merve Şebnem Oruç ve Kemal Öztürk'le görüştü. Ninova Muhafızları'nın resmi olarak Irak Ordusu'nun komutası altında operasyonun parçası olduğunu söyleyen Nuceyfi, Musul Barajı'ndaki cephede yaklaşık iki bin kişi olarak konuşlandıklarını belirtti. Operasyon sonrası, şehre ordu ve Ninova Muhafızları'nın gireceğini, sonrasında şehrin güvenliğini Irak ordusu ve federal polisin sağlayacağını vurgulayan Nuceyfi, Peşmerge'nin şehrin dışında kalacağını ifade etti.



HAŞDİ ŞAABİ OLMAZSA BAŞARILI OLUR


Başarıya ulaşmak için, Haşdi Şaabi güçlerinin operasyonun içinde olmaması gerektiğine dikkat çeken Nuceyfi, “Ancak bu sayede Musul halkı Irak ordusuna yardım eder. Bizim de desteklerimizle Musul, DAEŞ'ten temizlenebilir. Aynı zamanda operasyonun çabuk ve hızlı bir şekilde tamamlanıp bitirilmesinin de zararı minimize edeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.



DİRENİŞLE KARŞILANIRLAR


Haşbi Şaabi'nin kente girmek istese bile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bölgesini geçmek zorunda kalacağını ve şu an için bunu yapamayacağını düşündüğünü aktaran Nuceyfi, şöyle devam etti: “Bağdat ve IKBY arasındaki anlaşma gereğince Haşbi Şaabi buna kalkışmayacak. Ancak güneydeki Geyyare cephesinden şehre yönelebilir. Geyyare ile Musul arasında 50 kilometre mesafe var. Haşbi Şaabi milisleri bu alanda bulunan köylerden geçmeye kalktığında büyük bir direnişle karşılaşabilir."







TEL AFER'E YÖNELEBİLİRLER


“Bu nedenle Haşbi Şaabi'nin Musul'a değil, Tel Afer'e yöneleceğini düşünüyorum. Musul çok büyük bir şehir. Ha keza çevre köyleriyle birlikte güçlü bir Sünni direnişle karşılaşma ihtimalleri var. Ama Tel Afer'e yönelirlerse, yerleşim alanlarının bulunmadığı çöl araziden kolaylıkla geçebilirler. Nüfusun çoğunluğunu Türkmenlerin oluşturduğu Tel Afer'e çok yakın mesafede Şengal var. Eğer Haşbi Şaabi, Tel Afer'e yönelirse Şingal'de bulunan PKK da ardından Tel Afer'e gelecektir."



TÜRKİYE'YE İHTİYAÇ VAR


Yeni mülteci akımı ihtimaline değinen Nuceyfi şöyle konuştu: “Esas sıkıntı olası bir mülteci akımı. Yoğun bir çatışma olması durumunda, Musul'da yaşayan 2 milyon insanın 1 milyonu Türkiye'ye ulaşmadan durmayacaktır. Öte yandan KRG bölgesinde de benzeri sıkıntı yaşanacaktır. Askeri mücadelede olmasa da, savaşın uzaması ve kontrolden çıkması ihtimaline karşılık, Türkiye gibi güçlü bir ordunun durumu bastırmak için burada olmasına ihtiyaç var. PKK'nın ve Haşdi Şaabi'nin sahneye çıkması ihtimaline karşılık, yine Türkiye'ye ihtiyaç var. Koalisyonun burada kara gücü yok. Sadece Türkiye'nin var." Musul'un geleceğine ilişkin sorulara da cevap veren Nuceyfi, “Musul'un DAEŞ'ten temizlenmesi sonrasında, yeniden yapılanması konusunda çeşitli projeler var. Bunlardan biri, Musul'un IKBY bölgesine bağlanması, bir diğeriyse Musul'un ayrı bir otonom bölge olması. Ancak Bağdat yönetimi mevcut durumu korumak istiyor. Son kararı Musul halkının vermesi gerekiyor" ifadelerini kullandı.



BAŞİKA MESELESİ YAKINDA ÇÖZÜLÜR


Ankara ve Bağdat arasında ortaya çıkan Başika krizine de değinen Nuceyfi, şöyle devam etti: “Başika aslında büyük bir mesele değil, olmamalı. Türkiye'nin Musul Operasyonu'yla ilgili olarak vurguladığı çeşitli hususlar var. Koalisyonun bunları anlamasını istiyor. Aslında amaç noktasında Abadi'nin de farklı düşündüğünü zannetmiyorum. Ama Irak'taki Şii milisler bu ortak amacın karşısındalar. Abadi'nin de onların etkisi altında olmak, onlara bağımlı hale gelmek isteyeceğini düşünmüyorum. Bu nedenle Başika meselesinin yakında çözüleceğini düşünüyorum."



2003'TE HER ŞEY FARKLI OLURDU


Nuceyfi sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye'nin bir hatası oldu, o da 2003'te. Türkiye eğer 2003'te müdahil olsaydı, her şey farklı olurdu. İran Irak'a bu kadar etki edemezdi. Eğer Türkiye koalisyonla beraber Irak'ta olsaydı, İran Irak'a giremezdi. Ama şimdi, eğer ABD Türkiye'yle beraber hareket ederse, durum değişebilir ve iyileşme için umut olabilir."




“PKK ve Haşdi Şaabi arasında nasıl bir bağlantı olduğu" sorusuna Nuceyfi, “Burada PKK'nın maaşlarını Haşdi Şaabi ödüyor. Tel Afer'de ciddi bir Sünni-Şii çatışması ihtimalinin bulunuyor" dedi. Haşdi Şahabi'nin Irak'a değil, İran'a, Hamaney'e ve Kasım Süleymani'ye bağlı olduğunu belirten Nuceyfi, operasyon sürecinde durumun kontrolden çıkması halinde B ve C planlarının devreye girebileceğini söyledi. Haşdi Şaabi'nin Musul operasyonunda yer alması durumunda, burada kalmakla da yetinmeyeceğini söyleyen Nuceyfi, Kerkük'ün kolay bir hedef olacağını, ardından sıranın Duhok ve Erbil'e gelebileceğini söyledi. Nuceyfi şöyle devam etti: “Eğer Musul'a giremezlerse, kendi içlerinde kavgaya tutuşurlar. Kendi partilerinin ajandaları hususunda zaten farklı düşünceleri var. İçeride kavgaya düşerler. Şu anda Sünnilere karşı savaş olduğu için beraberler, ancak Sünnilere karşı savaş durduğunda İran bile onları kontrol edemez. Söz konusu kendi menfaatleri olduğunda İran'ı bile dinlemezler."



Ordu DAEŞ'le kıyaslanamaz


Operasyonun başarıya ulaşması konusunda umutlu olduğunu kaydeden Esil Nuceyfi, “Irak ordusunun şu andaki gücü DAEŞ'le kıyaslanamaz. 2014 yılında Maliki'nin Başbakanlık görevini bırakmasının ardından ordu, yenilenme sürecine girdi. Yapılan reformların etkisiyle, Irak ordusu öncesine oranla daha organize ve güçlü. Aynı zamanda tam teçhizatlı şekilde, tank ve silahlarla artık sahaya indiler" dedi. “Maliki döneminin bitmesiyle beraber son iki yıldaki yeniden yapılanma ve kurulan farklı birimler sayesinde, ordunun önceden olduğu gibi yozlaşmış olmadığını" düşündüğünü belirten Nuceyfi, “Koalisyonun da hava desteğiyle bu operasyon başarılı olacak. Ancak önemli olan minimum can kaybıyla olması" diye konuştu.



Sünniler mülteci olacak


Musul'un Irak'ta Sünniler için kalan tek yer olduğunu vurgulayan Nuceyfi şunları söyledi: “Musul'un kaybedilmesi halinde, Sünnilerin Irak'ta yeri kalmayacak. Evlerini, sokaklarını, medeniyetlerini her şeylerini kaybedecekler. Irak Sünnileri mülteci haline gelecek. Milyonlarca Iraklı Sünninin yurt dışına sığınmacı olarak gitti. Bir zamanlar Bağdat ve Basra gibi şehirler Sünni yoğunlukluydu, bugün değil. Irak Sünni yoğunluklu bir ülkeydi, bugün değil. Bugün Irak'ın %30'unu Sünniler, %45'ini Şiiler, %25'ini Kürtler oluşturuyor ve Sünnilerin oranı azalmaya devam ediyor. Eğitim seviyeleri, hayat standartları, ekonomik gelirleri de düşen Sünniler, kendilerine hiçbir hayat alanı kalmaması durumunda mülteci olmak ya da radikalleşmek arasında bir tercih yapmak zorunda kalacaklar."



Şiilerle sorunumuz yok


Irak ordusuyla ilişkilerinin nasıl olduğu sorusuna Nuceyfi, “Irak ordusu'yla bir sorunumuz yok. Ordunun çoğunluğu Şii. Ancak bizim Şiilerle de bir sorunumuz yok. Bizim sıkıntımız Haşdi Şaabi. Irak ordusuna saygı duyuyoruz ve onlarla iyi ilişkilerimiz var. Onlar Irak'ın askeri" diye cevap verdi. Haşdi Şaabi'nin mentalitesinin ordudaki Şiilerden çok farklı olduğunu ifade eden Nuceyfi, Haşdi Şaabi'nin Irak için çalışmadığını belirtti. Nuceyfi, mezhepçi partilere bağlı Şii milislerin, sadece kendi partilerinin ajandası için çalışan tehlikeli zihniyetlere sahip olduğunu vurguladı.



#Musul
#Esil Nuceyfi
#Haşdi Şabi
#Irak
8 yıl önce