İnsanların, hükümetlerin, yönetimlerin, devletlerin tarihlerinde kırılma noktaları vardır. Bu hiç beklenmedik yerde ve zamanda, hiç beklenmedik şekilde kendini gösterir. Değişim katsayısı çok yüksek olan dünya konjonktöründeki gelişmeler ister istemez ülkemizi, ülke yönetimini ve insanımızı de etkilemektedir. Değişen ve gelişen yerküremiz, küre olmaktan çıkarak kare ya da mikro yapıya dönüştü.
Bu transformasyondan nasibini alan ülkemiz 35 yıllık temel bir soruna neşter atma şans ve fırsatını yakaladı. Türkiye''nin son on yılda geçirdiği değişim, dönüşüm ve devrim niteliğindeki kararlar ve uygulamalar kapalı toplumdan açık topluma, baskıcı despot anlayıştan demokrat anlayışa geçişin göstergesi olarak yeni bir Türkiye inşasına zemin hazırladı.
Düne kadar tabu ve yasak olan; konuşulması, yazılması, müzakeresi suç niteliği teşkil eden konular ve kavramlar bugün gelinen noktada her türlü değerlendirmenin ve uygulamanın muhatabı olmuştur. Fikir ve inanç bağlamındaki özgürlüklerin önündeki prangalar bir bir ortadan kalkmıştır. Bu satırların yazarına 30 sene öncesinde TÜYAP Kitap Fuarı''nda Bediüzzaman Said Nursi''nin Risale-i Nur Küllliyatı''nın stantlarda sergilenmesine ve satılmasına izin verilmemiştir. Aynı şekilde Sultanahmet Camii avlusunda düzenlenen ve adı Dini yayınlar Fuarı olan bir etkinlikte Kur''an Tefsiri olan bu eserlere yasak konulmuştur. Bu durumu Türkiye''nin son 30 yılını okuma açısından yaşanmış bir örnek olarak canlı tanık sıfatıyla iliklerime kadar hissetmiş bir prototip özelliği taşımaktayım.
Ülkemiz sancılı geçen bu acı ve acıklı yıllardan sonra yepyeni bir temiz sayfa açma aşamasına gelmiştir. Adına ister Barış Süreci diyelim, ister Çözüm Süreci diyelim toplumun her kesiminin yüreklerinde ılık bir sevinç rüzgarının esmesine neden olmuştur. Adeta ıssız çöllerde su arayanlar gibi, suya kavuşmanın mutluluğu yaşanmaya başlanmıştır.
Mardin Artuklu Üniversitesi Röktörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay''ın öncü girişimleriyle ikincisi gerçekleştirilen ''HUTBE-İ ŞAMİYE SEMPOZYUMU/İSLAM DÜNYASI VE KÜRESEL BARIŞ'' konulu uluslarararası sempozyum vesilesiyle bir haftalık Güney Doğu Anadolu gezisi yapma ve bölgeyi yerinde inceleme ve izleme fırsatı bulduk.
STK temsilcisi sıfatıyla bir grup arkadaşımızla birlikte Batman, Siirt, Mardin ve ilçelerini gördük. Üç ilimizin valisi ile makamlarında ayrı ayrı görüştük. Belediye başkanlarını ziyaret ettik. sivil toplum temsilcileri ile, cemaat ve cemiyet ve kanaat önderleriyle mekanlarında görüşmeler yaptık. Sokaktaki vatandaşın, halkın arasında çözüm sürecine yönelik görüş ve değerlendirmeler aldık.
Güneydoğu her zamankinden çok daha barışa hazır ve hasret. Daha şimdiden barış atmosferinin verdiği huzur ve güven ortamı iç ve dış turizm patlamasına vesile olmuş. Gezdiğimiz bu üç vilayette ve ilçelerinde (Hasankeyf, Tillo, Midyat, Kızıltepe, Ziyaret gibi tarihi beldeler) ziyaretici akınına muhatap olmakta. Geçen hafta bu kentlerin sokaklarında adete insan seli gibi turist akımı vardı. Ticaret canlanmış, insanların yüzü gülmekte, alış-verişin verdiği keyifle herkes herkese karşı alabildiğine nazik, sıcak ve candan muhatap olmakta.
Gezimizin ilk ayağına Batman''dan başladık. Son derece canlı ve aktif bir hayat. Batman petrol zengini yapay bir kent. Hayatın merkezinde TPAO ve çalışanları var. Herkes bir şekilde petrol ve türevleriyle ilgili bir geçim kaynağı bulmuş. Batman Valisi Yılmaz Arslan''ı makamında ziyaret ettik. İşine vakıf, kendisini adete kenti için vakfetmiş bir hizmet ve gönül insanı. Yüreğini barış ve çözüm için açmış. Halkıyla bütünleşmenin güzel bir numunesini ortaya koymuş.
Batman Valisi Yılmaz Aslan; ''Barışın lafı bile yüzleri güldürdü, moralleri yükseltti. Bölgemize talep patlaması var. Organize Sanayi Bölgesi''nde 37 parselimiz kaldı. Bize 125 müracaat yapıldı. Yeni yatırım alanları oluşturuyoruz. Bu bölgeye 100 lira yatırım yapana devlet 116 lira teşvik ve koruma veriyor. Böyle bir imkanı değerlendirmek isteyen her sanayiciye kapımız sonuna kadar açık. Çözüm şehrimizde büyük bir coşkuyla karşılandı. Ancak çözümü istemeyenler çok azınlıktaki bu işten nemalananlardır! Çözümsüzlüğü nema ve fırsat bilenlerin ekmekleri elinden alındığı için bazı çatlak sesler çıkmaktadır. Onun dışında Batman tam kadro çözümün yanında ve içindedir'' diyor.
Gezimizin ikinci ayağını Tillo oluşturdu. Tillo evliyalar ve alimler diyarı. Yolumuzun üzerindeki Ziyaret ilçesinde Veysel Karani Hazretleri''nin varlığı bölgeye ayrı bir huzur veriyor. Ardından Tillo kelimenin tam anlamıyla evliyalar ve alimler diyarı konumunda. İsmail Fakirullah Hazretleri, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, Sultan Memduh Hazretleri, Cemil Hassa Hazretleri gibi zatların kabir ve türbelerini ziyaretle aldığımız manevi haz neden bu ülkenin şer güçlere teslim olmadığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.
Tillo''da çok önemli medrese hizmetleri halen devletin himaye ve desteğinde talebe yetiştiriyor. Mücahidiye Medresesi''nde Melle Burhanettin ve Melle Alaaddin; Memduhiye Medresesi''nde Şeyh Bedreddin; Melle Taha, Melle Sadullah hocalar bölgenin saygın kanaat önderleri olarak İmam Hatip Liselerine, İlahiyat Fakülteleri''nde klasik dini eğitimin yanında modern eğitimi en güzel şekilde vermekteler. Valilik de bu kuruluşların vakıf ve derneklerine öğrenci ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli imkan ve desteği sağlamakta.
Burada görüştüğümüz kanaat önderlerinin tamamı çözüm ve barış sürecine sahip çıkan ve destek veren bir anlayışta. Zaten kendi medreselerinde ve eğitim kurumlarında üç dilde; Türkçe, Kürtçe ve Arapça lisanlarında eğitim veriyorlar. Üç ayrı kültüre mensup gençleri bu vatana hizmet için yetiştiriyorlar. .
Siirt Valisi Ahmet Aydın bu şehirde tam bir uzlaşma ve hoşgörü kültürünü oluşturmuş. Herkesi ve her kesimi kucaklamış ve sahiplenmiş. Bu barış ikliminin temelini de bölgesindeki maneviyata bağlıyor: ''Siirt evliyalar ve alimler şehridir. Barış iklimi ile en huzurlu şehir olduk. Işığını sevgiden alan kentiz. Türk-Kürt-Arap üç dilli medeniyeti yüzyıllardır sulh içinde yaşatmış bir modeliz. Sinemiz ummanlar kadar engin; kucaklayamayacağımız hiçbir fert yok. İşte Tillo, işte Veysel Karani, işte Fakirullah, işte İbrahim Hakkı.. modelimiz, örneklerimiz bu toprakların barış sembolleri olan manevi değerlerimizdir.
7 bin yıllık geçmiş, 32 farklı medeniyete ev sahipliği yapmış kadim şehir, kadim bir medeniyetin kimliğini muhafaza etmiş nadir kentlerden biridir. Taşların inançla şekil aldığı, her türlü inancın asırlardır barış içinde yaşadığı kültür, sanat ve medeniyetlerin bulaşma noktası anıt bir şehirde çözümü süreci her haliyle kendini hissettiriyor. Bu süreçle birlikte sokaklar cıvıl cıvıl hale gelmiş, ekonomi, turizm, kısacası hayat canlanmış.
Mardin Valisi Turhan Ayvaz kentini çok benimsemiş: ''Burası tarihiyle muhteşem bir ulu çınar. Dilleri, yemekleri, müziği ve gelenekleriyle harika bir hazine. Hoşgörünün taçlandırılmış kadim bir kültür mozayiği. Biz burada protokal valisi olmadık. Milletin valisi olduk. Düşünce ve zihniyet devrimi yaptık. Herkesin derdiyle dertlendik ve çözüm ürettik. Ülkede çözüme karşı çıkanlar derincilerdir! Onların dışında bölgemizde barış ve çözüm desteği yüzde yüze yakındır.''
Bölgenin üç dilli ve üç kültürlü olmasının en bariz temsilcisi Arap asıllı Mardin Belediye Başkanı. AKP''li Başkan Av. M. Beşir Ayanoğlu da barışa tam destek verenlerden ve sahiplenenlerden. ''PKK''yı bölgemizde yok edecek şey İslam ve inanç ortak paydasında buluşmaktır.''
Güneydoğu Anadolu''da görüştüğümüz çok sayıda STK ve kanaat önderinin, cemaat ve cemiyet temsilcisinin ortak görüşü: ''Gidilen yol doğrudur, tutulan iş sağlamdır, harita ve pusula güven vermektedir. Ümitvarız, umutluyuz, duacıyız, destekçiyiz, ülkemiz için hizmetçiyiz!''
