11 Eylül baskılarıyla bağlantılı olarak New York ve Londra pazarlarından paralarını çeken Körfez Sermayesi'nin İslam Dünyası'nda finans alanında önemli gelişmelere yol açtığını vurgulayan Mahmud El-Gamal, bu konuda erken düzenlemeler yapan ülkelerin bu sermayeden en çok faydalanan ülke olacaklarını söyledi. Gamal, Batı bankalarının faizsiz bankacılık ürünleriyle İslam ülkelerinde önemli orandaki yatırımı da değerlendirdiklerine dikkat çekti.
İslam ülkelerine kayan sermaye, bu ülkelerdeki faizsiz bankacılık piyasasını bir anda hareketlendirdi. 2001 yılından bu yana ardı ardına kurulan finans kurumları 270 milyar dolarlık pastadan faydalanmak için kolları sıvadı.
Bu işe sadece özel finans kurumları (ÖFK) değil, ekonomik borçlarını, açıklarını kapatmak isteyen devletler de el attı. BusinessWeek Online dergisinin sorularını yanıtlayan Mahmud Amin El-Gamal İslami Finans konusunda en büyük ilerlemeyi kim kaydetti şeklindeki bir soruya şu cevabı verdi:
"İslami finans konusunda kendini yenilemede hep en ön sırada bulunan Malezya, bu alanda Bahreyn, Birleşik Arap emirlikleri ve diğerlerinden en az 10 yıl önünde gidiyor. Malezya en önce, sertifikalı İslami bonolar için bankalararası (interbank) bir sistem geliştirdi. Ayrıca gelişen ülke ekonomisinin cazibesi de çok yüksek.
Bahreyn ise bu konuda ikinci konumda bulunuyor. Bahreyn İran Körfezi'nde bulunduklarını ve İslam hukukçularına sahip olduklarını, yatırımcıların kendilerini daha güvenli hissedebileceklerini ön plana çıkararak petro-dolarcıları çekmeye çalışıyor. Malezya ise Labuan kentinde offshore bankacılığına imkan tanıyan yeni bir alan açtı. Şimdi uluslararası para piyasası için yarış Bahreyn ve Labuan arasında geçiyor.
----------------- imza------------------
----------------- imza------------------