ABD'nin iş, sanat ve siyaset dünyasından önde gelen isimlerine hitap eden Koç, küçük bağışların bir havuzda biriktirilerek ciddi bir fona dönüştürülebileceğini belirtti. Türkçe'de 'damlaya damlaya göl olur' diye, bir atasözünün var olduğuna dikkati çeken Koç, “Fakat maalesef Türkiye'de halen bu yaklaşıma ulaşamadık. Daha büyük bir etki oluşturmak için güçlerimizi bir araya getirmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
Vakfın kuruluşuna ilişkin de bilgi veren Koç, şunları kaydetti: “10 yıl bir vakfın hayatında çok uzun bir zaman değil. Türk Hayırseverler Vakfı, bu kadar kısa zaman zarfında Türkiye çapında önemli sivil toplum kuruluşları ile iş birliği kurarak 100'den fazla projede kullanılmak üzere 16 milyon doların üstünde finansman sağlamayı başardı. Bu kuruluşun başarıyla yürütüldüğünü ve geliştiğini görmekten memnuniyet duyuyorum."
Rahmi M. Koç, Osmanlı döneminde çok yaygın ve önemli olan vakıfçılığın bugün aynı gücü koruyamamasının sebeplerine ilişkin şunları bildirdi: “Vehbi Bey, 1946 yılında ABD'ye geldiğinde üniversitelerin, hastanelerin ve müzelerin vakıflar tarafından finanse edildiğini gördü. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk özel vakfı olan Vehbi Koç Vakfı'nı kurdu. Vakfın kuruluş parası ise Vehbi Bey'in Koç Holding'deki hisselerinin yüzde 10'u ile oluşturuldu. Vehbi Koç Vakfı, bugün kültür, eğitim ve sağlık alanlarındaki projelere destek vermeyi sürdürüyor. Andrew Carnegie'nin dediği gibi 'Parayı akıllıca dağıtmak, onu kazanmaktan daha zordur.”