Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan görüşmede, Merkez Bankası Başçı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a 130 sayfalık sunum yaptı. Zirvenin ardından önce Merkez Bankası'ndan, ardından da Cumhurbaşkanlığı'ndan açıklama geldi.
Resmi programda saat 16.45'te öngörülen kabul, Erdoğan'ın programının sarkması nedeniyle saat 18.00'de başladı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda basına kapalı gerçekleştirilen kabul yaklaşık 2 saat sürdü. Görüşmenin ardından Saray'dan ilk olarak Erdem Başçı ayrıldı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise yaklaşık yarım saat daha Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda kaldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile görüşmesinde, Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda mevcut güven ve istikrar ortamının titizlikle muhafaza edilmesi gerektiğinin altı çizilerek, tüm ekonomik birimler tarafından sürecin yakından izlendiği, gerekli tedbirlerin alınmakta olduğu ifade edildi.
Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda gerçekleşen görüşmede, Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarından Yiğit Bulut ve Cemil Ertem'in de hazır bulunduğu belirtildi.
Görüşmede küresel piyasalardaki gelişmeler ile bunların etkilerinin değerlendirildiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:
"Türkiye'de ekonominin temellerinin son derece sağlam olduğuna işaret edilen görüşmede, güçlü ve dengeli büyüme hedefleri doğrultusunda uygulanmakta olan politikalar, Sayın Cumhurbaşkanımızın faiz ve üretime yönelik hassasiyetleri üzerinde durulmuştur.
Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda mevcut güven ve istikrar ortamının titizlikle muhafaza edilmesi gerektiğinin altı çizilmiştir. Tüm ekonomik birimler tarafından, sürecin yakından izlendiği, gerekli tedbirlerin alınmakta olduğu ifade edilmiştir."
Kabulde, Babacan ve Başçı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a son ekonomik gelişmelere ilişkin brifing verdi.
Merkez Bankası Başkanı Başçı'nın, Erdoğan'a yaptığı 130 sayfalık "Ekonomik Gelişmeler" başlıklı sunum, Merkez Bankasının internet sitesinde yayınlandı.
Sunumda, para politikası duruşunun enflasyon beklentilerinin en önemli belirleyicilerinden biri olduğu kaydedildi.
Piyasa faizlerini düşürmenin yolunun, istikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin (kamu borç yükünün hafifletilmesi) ve fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşunun olduğu aktarılan sunumda, "Bu yolla enflasyon beklentileri ve enflasyon risk primi düşeceğinden piyasa faizleri kademeli olarak düşebilir" ifadeleri kullanıldı.
Yapısal reformların tasarrufları, geleceğe ilişkin güveni ve istikrarı daha da artıracağı aktarılan sunumda, bu yolla yatırım eğiliminde ilave bir artış sağlanabileceği belirtildi.
