|

İnşaatlar durursa kriz daha da derinleşir!

'Ekonominin lokomotifi inşaat sektöründe işler durursa, ekonomi büyük zarar görür'

Yeni Şafak
00:00 - 19/08/2001 Pazar
Güncelleme: 16:58 - 15/04/2016 Cuma
Yeni Şafak

Marmara depreminin 2. yılında Tüm İnşaat Müteahhitleri Derneği Genel Başkanı Mustafa Çetin, depremde yıkılan evlerle ilgili olarak müteahhitlere yönelik eleştirilere cevap verdi. Depremin bütün faturasının müteahhitlere kesilmek istendiğini belirten Çetin, "Değişik kurumların deprem bölgelerinde yaptığı araştırmalara göre, genel bazda müteahhitlerin kusurları yüzde 15-20 civarındadır. Geriye kalan yüzde 75-80'lik hatalar kimin?" diye sordu.



Yeni Şafak'ın sorularını cevaplayan Çetin, ekonomik krizin inşaat sektörüne büyük bir darbe vurduğunu belirterek, "Devlet tarafından demire ve çimentoya yapılan zamlar kontrol altına alınmalıdır. Yoksa, şimdikinden daha büyük krizler olabilir" uyarısında bulundu.



Devlet daha fazla sorumlu



S- 17 Ağustos Depremi'nden sonra en fazla eleştirilen kesim müteahhitler oldu. Bu sizi nasıl etkiledi?



C- Şu gerçek ki; dünyada ve Türkiye'de hiçbir meslek sahipsiz, sorgusuz ve kontrolsüz değildir. Bir iş yapılıyorsa, devlet bunu bir şekilde kontrol eder. 17 Ağustos depremi ardından, direk müteahhitleri hedef alan suçlamaları kabul etmiyoruz. Buradaki yapılaşmadan imar planlarını yapan Bayındırlık Bakanlığı, projeleri yapan mühendis ve mimarlar, bunları kontrol eden Bayındırlık Bakanlığı ve belediyelerden sonra müteahhitler sorumludur.



S-Depremden sonra idari ve yasal sorunların giderilmesi için ne gibi adımlar atıldı?



C- Mevcut kanunlarla denetimin yetersiz olduğu kanaatine varıldı ve önce Kanun Hükmünde Kararname, ardından da Yapı Denetim Yasası çıkarılarak, İmar Kanunu'na ilaveler yapıldı. Yeni düzenlemelerle, yapıların bütün kontrol işlemleri özel firmalara devredildi. Ancak bu firmalar ilgili kuruluşlar tarafından yeterince denetlenmezse eskisinden daha büyük sorunlar ortaya çıkar.



S-Bir dönem inşaat sektörü Türkiye'nin parlayan yıldızıydı, son dönemde bu yıldızın söndüğü izlenimi var, bunu neye bağlıyorsunuz?



C- Türkiye'de istihdamın yüzde 6'sı inşaat sektöründe. Son bir yılda ve özellikle 5-6 ayda bu istihdam oranı yüzde 3'lere kadar inmiş durumda. Şubat krizinden önce maliyetlerle bugünkü maliyetleri karşılaştırdığımızda yüzde 110'lara varan maliyet artışı var. Bu artışlara rağmen, daireleri Şubat krizinden önceki fiyatlarla satabiliyoruz. Bırakın kâr etmeyi, maliyetleri bile kurtaramaz hale geldik.



İMAR AFFI CİNAYETTİR


Depremden en az zararla çıkmak için, bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılacak binalarla ilgili neler yapılması gerekir?



Bugüne kadar yapılan binalarla ilgili yapılabilecekler çok az. Nüfusunun yüzde 90'ı deprem bölgesinde yaşayan Türkiye'de yapıların yüzde 70-80'i depreme karşı dayanıklı değil. Türkiye'deki yapıların çoğu kaçak, ömrünü doldurmuş, hesapsız-kitapsız yapılmış yapılardan oluşuyor. Bunları depreme dayanıklı hale getirmek çok zordur. 17 Ağustos depreminden yeterince ders alınmadığını da görüyorum. Hâlâ kaçak yapılar, hâlâ dikkatsizce ruhsatların verilmesi devam ediyor. Bundan sonra, şehir planları yapılırken mutlaka zemin etüdlerinin yapılması, projelerin çok ciddi şekilde elden geçirilmesi gerekir. Projeler de uygulanırken, çok sıkı bir şekilde denetlenmelidir. İmar affı gündemde, imar affı bir ülke için cinayettir. İmar affı, "siz kaçak olarak yapın, biz onu yasallaştırarak mezara çeviririz" demektir. Bırakın kaçak yapıları, kaçak olmayan yapılarda bile büyük problemlerimiz var. Deprem bölgesinde yıkılan binaların yüzde 90'ının, olması gereken beton kalitesinin altında olduğu ortaya çıkmıştır, bunun affedilir bir yanı yok. Devletin ürettiği çeliğin yüzde 40'ı olması gereken standartta değil.





#İmar affı
#Ekonomi
#İnşaat
#İnşaat Müteahhitleri Derneği Genel Başkanı Mustafa
#Marmara depreminin 2. yılında
23 yıl önce