Tan, 4. Uluslararası Uygunluk Değerlendirme Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, Uygunluk Değerlendirmesi Derneği (UDDer) Başkanı Selçuk Uçar'ın en çok endişe edilen alan olarak kozmetik ve ilaç grubu olduğunu söylediğini anımsattı.
Fatih Tan, sözlerine şöyle devam etti:
"Özellikle ilaç grubunda zaten hasta olan bir kişinin belki ölümle sonuçlanabilecek bir şey ile karşılaşması söz konusu. Tüketicilerimize de sesleneyim. Endişe duymasınlar. Belki de ilaçta dünyadaki tek ve en güvenli sisteme sahip ülkeyiz. Yeter ki eczanelerden sağlık profesyonellerinin tavsiyeleri doğrultusunda ilaçlarını alsınlar. Endişe neden duyuluyor? Ürünlerin pazarlaması, internet ve televizyon ile en ücra merkezlere kadar varabiliyor. Sahibi, menşei belli olmayan ürünlerin, daha fazla ve kolay yoldan para kazanma maksadıyla, özellikle 'her derde deva' denilen ürünler halkımız kandırılarak ya da dini duyguları sömürülerek satılmaya başlandı. Hiçbir teşhis ve tedavi edici ürün eczane dışında satılamaz. Sizi tedavi ettiği, iyileştirdiği, mucizevi etkiler gösterdiği söylenerek internetten, televizyondan satılan ürünlerin tamamı sahtedir."
Bu yıl içinde 5 bin 300 internet sitesini kapattıklarını belirten Tan, "Bunlarla ilgili sadece bu yıl içinde 8 milyon 650 bin lira idari para cezası kestik. İnsan sağlığına kastedenlerin sadece maddi yaptırım ile değil, adli merci önünde hesap vermesi adına 350 suç duyurusunda bulunduk." diye konuştu.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü Piyasa Gözetimi ve Denetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan da tekstil, kırtasiye ve çocuk kullanım, bakım gereçleriyle denetimlere başladıklarını ve şaşırtıcı sonuçlar elde ettiklerini belirterek, "İlk yıl elde ettiğimiz sonuçlar çok kötüydü. Piyasada güvensiz ürünler çok yüksek oranlarda mevcuttu." dedi.
Bu süreçte hem denetimler hem de üretici ve ithalatçılarla yaptıkları çalışmaların önem kazandığını ifade eden Karaaslan, el ele çalışarak güvensizlik oranlarında ciddi düşüşlerin yakalandığını kaydetti.
Karaaslan, oyuncakla ilgili olarak şu anda Türkiye'de Avrupa Birliği'nde (AB) uygulanan mevzuata birebir uyumlu bir yönetmelik yayımlandığını, 6 aylık bir geçiş sürecinin olacağını anlatarak, şunları kaydetti:
"Burada uygunluk değerlendirme kuruluşlarına çok büyük işler düşecek. Önümüzdeki günlerde oyuncakla ilgili olarak uygunluk değerlendirme kuruluşlarının atanmasını gerçekleştireceğiz. Deterjan ile ilgili olarak da mevzuat uyumu tamamlanmak üzere, AB Komisyonu'nun onayı ve yayımından sonra aynı şekilde birebir uyumlu onaylanmış kuruluşların atanacağı bir mevzuatı hep birlikte yürütmüş olacağız. Bu faaliyetler hassas tüketici dediğimiz çocuklarla ilgili ürünlerde başladı. Hassas tüketici kavramına çok önem veriyoruz. Bu yüzden oyuncak, kırtasiye, çocuk ayakkabıları gibi ürünlerde ağırlıklı denetim çalışmalarımız devam ediyor. Güvensiz ürünlerdeki düşüşler de bizleri son derece memnun ediyor. Bu yöndeki çalışmalar hızla devam edecek."
Okul malzemelerinde denetimlerin olumlu sonuçlar verdiğini belirten Karaaslan, "Kırtasiye grubunda 38 bin ürün denetlendi. Bunlardan 582'si güvensiz ürün. Bin 224 üründe de teknik düzenlemeye aykırılık denilen birtakım eksiklikler mevcut. Kırtasiye ürünlerinde 2011'de yüzde 53 olan güvensizliğin 2016'da yüzde 1,53'e gerilediğini sevinerek söylüyoruz." dedi.
Karaaslan, okul kıyafetleri olarak da 18 bin 442 ürünün denetlendiğini aktararak, daha önce 3 kimyasal denetlenirken, mevzuattaki değişiklikle 10 kimyasalın denetlendiğini, buna rağmen ürünlerin tamamının güvenli bulunduğunu söyledi.
Ayakkabılara yönelik denetimlerde ise 51 bin 218 üründen 9 bin 219'unda güvensizlik tespit edildiğini, bunlarla ilgili idari işlemlerin devam ettiğini belirten Karaaslan, takıları, saatleri, renkli bileklik gibi her şeyi denetim altına aldıklarını, bunlarla ilgili de güvensizlik oranlarında düşüş gözlemlediklerini kaydetti.
Sempozyum, çeşitli oturumların ardından yarın sona erecek.
