İslam’da sünnet olması nedeni ile padişahların da büyük önem verdiği güzel kokuların ana kaynağı olan gül, portakal, bergamot, turunç bahçeleri, apartman sitelerine yenik düşmeye başladı. Osmanlı padişahlarının kokularını, sekiz yıllık bir araştırma sonucu yeniden gün yüzene çıkartan Koku Ekseperi ve Sosyolog Bihter Türkan Ergül, Isparta’da gül, Antalya’da portakal tarlalarının müteahhitlere verilmesinde dolayı, bu bahçelerin yok olmaya başladığını söyledi. Bu nedenle koku esanslarının Fransa’dan ithal edildiğini vurgulayan Ergül, "Burada 4 bin liraya imal edilen damıtılmış gülü, şimdi Fransa’dan 9 bin Euro’ya alıyoruz” dedi.
Osmanlı'dan günümüze kokulardan bahseden Ergül, o dönemde kokuların bir iletişim aracı olarak da kullanıldığını söyledi. Kanuni Sultan Süleyman’ın anber, sedir, misk, divan günleri amber kullandığını söyleyen Ergül, Fatih Sultan Mehmet’in ise Hz. Muhammed’in sevmesinden dolayı gül kokusunu tercih ettiğini söyledi. Amberin siyasi zekayı artıran bir koku olduğunu belirten Ergül, “Kehribarı, amberi kullananlardan biri de Yavuz Sultan Selim'dir" dedi.
Kokularda alkol konusuna da değinen Bihter Ergül, “Kokularda alkol girdiği andan itibaren bitkiler psikolojik ve fizyolojik desteğini yitiriyor. Nedir bunlar? Kan portakalı hafızayı güçlendirir. İngiliz nanesi mide ataklarına iyi gelir. Karanfil, heyecanı sakinleştirir. Alkol ve diğer kimyasallar girdiği andan itibaren bu özelliğini kaybeder” dedi. Mimar Sinan'ın ise çizimlerine başlamadan önce bergamot, mandalina, limon kabuklarını sıkıp eline sürdüğünü belirten Ergül, "Çizimine bu şekilde başlarmış. Bunlar, haya gücünüzü, dikkatinizi artırıyor ve hafızayı güçlendiriyor” bilgilerini paylaştı.
Isparta’da gülün damıtıldığı tarlaların artık müteahhitlere verilmesi nedeni ile yok olmaya başladığına işaret eden Ergül, şöyle devam etti. “Tarlaların sahipleri, gül bahçelerini müteahhitlere vererek, büyük sitelerin yapılmasına sebep olduğu için artık gül yetişmeyecek hale geldi. Bir kilo gül yağı için 4 ton gül yaprağı gerekiyor. 4 ton alan bir tarlada yaklaşık 10 apartmanlık bir siteden bahsediyoruz. Onlar da koşullara göre tarlayı müteahhide satıp, karşılığında gayrimenkul satın alıyorlar. Bu şekilde gül tarlaları da ortadan kalkıyor. Ben burada litresini 4 bin liraya mal ettiğim gülü, şimdi Fransa’ya çıktığında 9 bin Euro’ya alıyorum. Antalya’da yetişen portakal, bergamot da aynı durumda. Portakal bahçeleri bir anda otellere satıldığında, muazzam bir kokusu da ortadan kalkıyor. Suriye'nin attığı bombalardan dolayı, Mardin'de yetişen defne tarlaları kurudu."
