|

Oyuna gelmeyin

350 milyon dolarlık ihracata imza atan dizi sektörü sayesinde oyunculuğa talep patlaması yaşanıyor. Binlerce liralık kurslar, 500 lira kayıt parası alan ajanslar, komisyoncular ile dev bir pazar oluştu. Piyasanın emekçileri para tuzaklarına karşı uyarıyor.

Yeni Şafak
04:00 - 25/04/2017 Salı
Güncelleme: 11:27 - 25/04/2017 Salı
Yeni Şafak
​Oyuna gelmeyin​
​Oyuna gelmeyin​
ORHAN ORHUN ÜNAL - SERBEST PİYASA

2016’da ihracatı yüzde 20 artışla 350 milyon dolara ulaşan dizi sektörü, oyunculuk piyasasını da coşturdu. 5 yıl önce 500 dolar olan bölüm başı fiyatlar, 50 binleri görse de figüran ve yardımcı oyuncuların ücretleri hala 40 ile 100 lira civarında. Türk dizileri ABD’den sonra en büyük ikinci pazar olurken, oyunculuk piyasasına da talep patlaması yaşanıyor. Bu amaçla açılan kurslar ve ajanslar yanında oyuncu koçluğu pazarı oluştu. 500 ile 5 bin lira arasında değişen kurslar dolup taşıyor, işin emekçileri ise boş vaatler ve para tuzaklarına karşı uyarıyor.

UMUDUN GÜNLÜĞÜ 40 LİRA

Kurumsal firmalarda işler usulüne uygun yürüyor diyebiliriz ancak kayıtdışı yerlerde yaşananlar, ekran önünden çok farklı. Büyüyen dizi sektöründe ekrana yansıyan hayatlar, ana ve yardımcı rollerin on binlerce lirayı bulan kazançları piyasanın en önemli motivasyonu. 'Bir gün bende onlar gibi olacağım' gibi kuvvetli bir duygu, insana binlerce lira harcatıp, bir umudun peşinde 14 saat setlerde bekletebiliyor. Kimi ünlü olmak, kimi işin parası kimi de anısı derdinde. Sadece ekranda görünmek için kurslara giden ve ajanslara kayıt yaptıran, bedava çalışan hatta üste para ödeyen olduğunu öğreniyoruz. Anlayacağınız, bir zamanlar elinde bavulla gelip, 'Seni yeneceğim ulan İstanbul!' sahnelerinin ardından çok şeyler değişmiş. Belki de değişmemiş. Tahmini 150 bin kişinin istihdam edildiği piyasa, ekrandaki gibi değil. 3-2-1 'Motor' diyerek olup biteni anlatmaya başlıyoruz.

ARACILAR YÜZÜNDEN FİYAT YARI YARIYA DÜŞÜYOR

Malum önce bir oyuncu ajansına başvuruyorsunuz. Bunların bazıları kayıt ücreti alırken bazıları da ilk üç işten size para ödemiyor. Ajans, yapımcı ile kendi anlaşmış ise 70 -100 lira verebilir, devreye aracılar ve komisyonu girince rakamlar 40 liraya kadar düşüyor. Domatesin kilosu tarlada 50 kuruş markette neden 5 lira sorusunun bilinen yanıtı gibi anlayacağınız. Figüranlığa en çok talep emekli ve öğrencilerden geliyor. Karı-koca bu işi yapan da var düzenli gelir sağlamak isteyen de. Ayda 30-40 yere birden giderek 2 bin liranın üzerinde kazanan olduğunu öğreniyoruz.

İKİNCİ BAHARINDA EKRAN KARŞISINDA

Kemal Akkoyun, emeklilik döneminde adım atmış oyunculuk piyasasına. Figüran olarak 3 buçuk yıldır çeşitli projelerde yer aldığını paylaşıyor. Ayda en az 10 çekime katıldığını bazen de diyaloglu rollerde yer aldığını anlatıyor. Yaptığı işten ve çalışma ortamlarından memnun, üniversite de yarı burslu okuyan kızından gururla bahsediyor ve ona da katkı sunduğunu söylüyor. “Bir ajansta kursa gittim, Şu anda da tiyatro eğitimi alıyorum” diyen Akkoyun’a piyasayı soruyoruz: “Erken saatlerde kalkmak ve geç saatlerde setlerin bitmesi bizim için zaman kaybı oluyor. Ama bu işi yapmak ve ekranlarda görünmek keyifli bir uğraş.”

Kurslara dikkat!

Oğlu için ajansa gidip, oradaki teklifle tesadüfen oyunculuğa adım atan Fuat Balyemez 1 buçuk yıldır bu işi yapıyor. “Eğitim doğru yerden alınırsa gerçekten faydalı. Bu iş en çok kişinin kendisiyle ilgili" diyen Balyemez, "Ben de ilk figürasyondan başladım. Mesela Sevda Kuşun Kanadında dizisine 3 bölüm gittim, 20 bölüm oynadım. Muhteşem Yüzyıl Kösem’de Subaşı karakterini oynuyorum” diyor.

KENDİNİ GELİŞTİR

Kısa dönemli kurslarda ancak temel eğitimlerin verildiğini anlatan Fuat Balyemez, kendini geliştirmenin en önemli eğitim olduğunu vurguluyor. Herkesin bir şekilde şansı olabileceğini paylaşıyor ancak büyük hayallere kapılmamak gerektiğini söylüyor.

HAYALLER-GERÇEKLER

Bu yola gireceklerin iyi araştırma yapmalarını isteyen Balyemez uyarıyor: “Mesela şu diziye oyuncu aranıyor diye ilan veriyorlar. Alakası yok, sonra kayıt ücreti alıyor. Şu diziye yollayacağım diyor 300-500 lira ne koparabilirse. Günde 10 kişiyi kaydetse zaten 2-3 bin lira demek. Bazıları da ilk gönderdiği birkaç setten para vermiyor. İnsanlar da belki bir şeyler olur umuduyla gidiyor. 'Benim ünlülerden neyim eksik' diyor ama işin gerçek yüzü öyle değil. Biraz yetenek ve kişinin tavrı biraz da şans önemli. Ama yine de denemek lazım. Önemli fırsatlar da var kariyer için."

Tüketimin kurbanı

“Abi siz neden her sabah tek ayak üzerinde duruyorsunuz?” sözleriyle akıllarda yer eden Hababam Sınıfı’nın 40 yıllık ‘Bacaksız’ı “100’e yakın filmde oynadım ama herhangi bir gelirim yok" diyor. Tuncay Akça'ya okulları soruyoruz: “Oyuncu koçu tutuyorlar, ajanstan iş bulabiliyorlar, internet var, devir başka, ancak çoğu hızlı tüketiminin kurbanı oluyor."

500 LİRA KAYIT ÜCRETİ

Oyuncu piyasasında bazı ajansların 500 lirayı bulan rakamlarla kayıt parası aldığını öğreniyoruz. Bazıları da birkaç çekime ücretsiz gitme üzerinden anlaşıyor. Bu tür firmalar sadece bedava çalıştırmaktan ciddi kazançlar elde ediyor. Yani sadece 100 kişiyi ücretsiz yollasa ajansın elinde temiz 10 bin lira kalıyor. Rakamlar size abartı gelmesin çünkü reklam filmleri de dahil olmak üzere 30 projeye birden figüran gönderen var. Çekimlere gitmek için bu tür ajansların önünden günde 20-30 adet servis kalkıyor.

Sen bir meleksin Sabayat

"6 bin, 7 bin, parayı yürüten olmasın, 8 bin, sipariler tamam. Önce mekan parası 2 bin, bu binlik de Güllü'nün payı" derken figüranın elinde kalıyor 40 lira. Anlayacağınız oyunculuk piyasası 'Olmak ya da olmamak' türünden bir yer. İster 40 liralık figüran, ister 40 binlik artist ol, ama Gırgıriye'deki Sabayat gibi hayatının başrolünde sen ol. İşte bütün mesele. Bu arada, sen bir meleksin Sabayat: "Öyleyimdir orhanorhun.”
  • FİGÜRAN: 40 TL
  • DİYALOGLU: 100 TL
  • YAN ROL: 200 TL
#Dizi sektörü
#Oyunculuk
7 yıl önce