|

Piyasalarda kritik hafta geçti

Yurt içi ve yurt dışı piyasalar için kritik bir hafta geçti. Çarşamba günü uluslararası piyasaların da merakla beklediği FED faiz kararını açıkladı, ertesi gün ise TCMB'nın para politikası toplantısı gerçekleşerek dolar/TL 3,61 seviyesine kadar düştü. Ekonomistler açıklanan veriler karşısında, Merkez bankasının fiyat ve finansal istikrarı optimize etmeye devam edeceğini açıkladı.

Yeni Şafak
11:30 - 17/03/2017 Cuma
Güncelleme: 11:58 - 17/03/2017 Cuma
Yeni Şafak
Yurt içi ve yurt dışı piyasalar için kritik hafta geçerken, dolar/TL  3,61 seviyesine kadar düştü.
Yurt içi ve yurt dışı piyasalar için kritik hafta geçerken, dolar/TL 3,61 seviyesine kadar düştü.

Amerikan Merkez Bankası (FED) çarşamba günü düzenlediği toplantıda, faizleri 25 baz puan artırırken, 2017 yılı içerisinde 2 kez daha faiz artışına gidileceği tahmininde bulundu. Ertesi gün ise Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) faiz kararını sabit tuttu. TCMB'nin Geç Likidite Penceresinde (GLP) 75 baz puanlık artış gerçekleşirken, gecelik borçlanma, haftalık repo faizi ve marjinal fonlama oranında herhangi bir değişikliğe gitmediğini görüldü. Karar sonrası dolar/TL 3,61 seviyesine kadar düştü.



Dolar/TL'de Fed ve TCMB sonrası gerçekleşen düşüş devam ederken,FED ve TCMB'nın kararlarına ilişkin ekonomistlerin görüşlerini yenisafak.com olarak sizin için derledik.





"Türk lirası dolar karşısında değer kazandı"

İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nurullah Gür, ABD merkez bankası FED'in 2017'de 3 kere faiz artışına gideceğine yönelik geçen senenin sonunda güçlü bir beklenti oluştuğunu ancak, finans çevrelerinin genelinin, 2017'deki ilk faiz artışının haziran ayında gerçekleşeceğini beklediklerini ifade ederek, "ABD'de istihdam ve büyüme rakamları son birkaç çeyrektir güçlü geliyor. ABD ekonomisiyle ilgili bu olumlu tabloya bir de enflasyon oranını FED'in yüzde 2'lik hedefine ulaşması eklenince faiz artışı için uygun bir ortam oluştu. Trump'un vergi indirimleri ile ilgili politikasını açıklamayı ertelediğine dair sinyallerin de gelmesi sonrasında FED, bu yılın ilk faiz artışını mart ayında gerçekleşirmiş oldu. FED böyle bir artışın gerçekleşebileceği ile ilgili olarak son 20 gündür piyasaları hazırlıyordu. FED, piyasaları iyi bir şekilde yönlendirmesi sonucunda doların değerinin dünya genelinde arttırmasına neden olmayacak şekilde faizi arttırmayı başarmış oldu" dedi.


  • FED'in faiz artışı kararı sonrasında Körfez ülkeleri ve Çin'in merkez bankaları da faizleri arttırma kararı aldığını vurgulayan Gür, "TCMB'nin FED'in faiz artışı karşısında para politikasını belli ölçüde sıkılaştıracağına dair beklentiler vardı. TCMB, piyasa beklentilerine paralel bir şekilde, politika faizine dokunmadan geç likidite penceresi faizinde 75 baz puan artışa giderek para politikasında kısmi bir sıkılaştırmaya gitti. FED'in faiz kararı sonrasında dolar endeksinin artmaması ve TCMB'nin piyasa beklentilerine paralel bir şekilde hareket etmesi sonucunda TL dolar karşısında değer kazandı" açıklamasında bulundu.

Gür, "TL, Kasım 2016'dan bu yana Meksika Pezosu ile birlikte dünya genelinde en fazla değer kaybeden para birimlerinin başında yer alıyordu. Ekonomisindeki dinamikleri baz alarak bir değerlendirme yaptığımızda TL'nin zaten haddinden fazla değer kaybettiği belliydi. Bu durumun bir yerde son bularak, kurun daha dengeli bir noktaya gelmesi gerekiyordu. O yüzden TL'nin FED ve TCMB faiz kararları sonrasında değer kazanmasını geçmişte ekonomik rasyonaliteden uzak bir şekilde kaybettiği değeri geri toplamaya başladığı şeklinde yorumlamak mümkün" dedi.



"Merkez Bankası'nın kararı olumlu"

Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz , FED tarafındaki kilit noktanın Yellen'ın “bir fazla bir az" ifadesi olduğunu, Yellen'in açıklamasıyla FED bu sene “5" adet arttırım yapmadıkça piyasadaki “kademeli" algısının değişmeyeceğini ifade etti.


Yılmaz, "FED'in faiz arttırım beklentisini “3" adette sabit tutması kadar Başkan Yellen'ın “bir fazla bir az" durumu değiştirmez ifadesi 2017 yılı için FED risklerini minimize etmekte. ECB Avrupa'daki siyasi gelişmelere karşı 2017 yılı boyunca varlık alım programı açıklarken FED de 2017 yılı için piyasaların istikrarlı seyredebilmesi için ciddi bir sözle yönlendirme gerçekleştirdi. Bu nedenle FED'in kararı ve açıklamalarının gelişmekte olan ülke merkez bankalarının Dolar riski açısından elini rahatlattıkları söylenebilir" dedi.


  • Merkez bankasının kararını üç ilkeli para politikası çerçevesinde olumlu değerlendiren Yılmaz, "Fiyat istikrarına karşı sıkı likidite politikası kapsamında geç likidite penceresinde ayarlama gözlemlemekteyiz. Finansal istikrar içinse destekleyici duruş söz konusu. İstihdamın zor bir süreçten geçtiği konjonktürde merkez bankasının fiyat ve finansal istikrarı optimize ettiğini görmekteyiz" açıklamasında bulundu.

Yılmaz, "ÜFE enflasyonundaki sakinleşmenin teorik açıdan önümüzdeki aylarda TÜFE enflasyonuna yansıması beklenir. Gıda fiyatlarının da Ocak ayında ciddi bir artış gösterdiğini düşünürsek Şubat ayında gerçekleşmeyen düzeltmenin havaların ısınmasıyla bahar aylarında ortaya çıkması mümkün. Bu nedenle Şubat ayında beklenenden daha önce çift haneye yükselen enflasyonun beklenenden daha yüksek bir seviyede zirve yapacağı henüz kesin değil. Bundan sonra merkez bankası için Nisan ayı sonundaki enflasyon raporunun bir sonraki durak olduğu görüşündeyiz. O tarihte merkez bankası uzun vade perspektifinde daha kalıcı politika yönlendirmesi gerçekleştirebilir" dedi.

Sıkı para politikasına devam

AHL Forex Araştırma Uzmanı Özgecan Özdemir, Fed'in piyasaların beklentisine paralel 25 baz puan faiz artışı gerçekleştirdiğini ifade ederek, "Faiz artışı sürecini değerlendirdiğimizde bir ay önce Mart toplantısında yüzde 35 olan faiz artışı beklentisinin FED başkanlarının yaptıkları açıklamalar ve beklentiden iyi açıklanan ekonomik veriler ile son dönemde yüzde 100 seviyelerine kadar yükseldiğini ve 2017 faiz artışlarının 4 farklı tarihte gerçekleşebileceği beklentisinin piyasalar tarafından fiyatlandığını gördük" açıklamasında bulundu.


Özdemir, "Faiz artışı sonrasında yayınlanan açıklama metninde ve Yellen'ın gerçekleştirdiği basın toplantısında içinde bulunduğumuz yıl için hala 3 faiz artışının kademeli olarak gerçekleşeceği ve ekonomik verilerin önümüzdeki dönemde de takip edilmeye devam ederek global gelişmelerin sıkılaştırma politikası için önemli olduğunun vurgulanması ile satın alınan 4 faiz artışı beklentisinin gerçekleşmeyeceği beklentisi ile özellikle doların ve değer kaybetmesi ve tahvil faizlerinde aşağı yönlü hareket ile ons altın ve paritede yukarı yönlü hareket gerçekleşirken, gelişmekte olan ülke piyasalarındaki olumlu havaya paralel yurt içinde kur tarafında 3,70 seviyesinin altına 3,67 seviyesine kadar geri çekilme gerçekleştiğini görüyoruz" dedi.


Dün gerçekleşen PPK toplantısı sonrasında, TCMB'nin Geç Likidite Penceresinde (GLP) 75 baz puanlık artış gerçekleştirirken gecelik borçlanma, haftalık repo faizi ve marjinal fonlama oranında herhangi bir değişikliğe gitmediğini görüyoruz diyen Özdemir, "Bu karar öncesinde piyasanın beklentisinin GLP'de 100 baz puanlık bir artış gerçekleşebileceği yönündeydi. TCMB'nin özellikle marjinal fonlama oranında (9,25) değişikliğe gitmemesi ve sadece GLP'de yukarı yönlü revizede bulunmasında şu anki kur seviyelerinin ve oynaklığın Merkez Bankası için uygun olduğunu, özellikle çarşamba akşamı gerçekleşen FED faiz artışı sonrası GLP'de 75 baz puanlık artışın yeterli olduğunu düşündüğünü söyleyebiliriz. Mevcut enflasyon oranları içerisinde bu toplantı öncesinde günlük ortalama 10.80 faiz oranı ile piyasaları fonlayan MB referandum sürecine kadar oluşabilecek kurdaki oynaklıkların 11,75 seviyesine yükselttiği GLP ile önüne geçilebilir olduğu anlaşılıyor" açıklamasında bulundu.


  • Özdemir, "Açıklanan basın duyurusunda iktisadi faaliyetlerde kademeli toparlanma olduğu ve yapısal reformlar uygulamaya geçtiğinde büyüme potansiyelini arttırabileceğini ve enflasyonda belirgin iyileşme gerçekleşene kadar sıkı para politikasına devam edileceği başlıklarına yer verildi. Yurtiçinde, TCMB'nin 16 Nisan tarihinde yapılacak olan anayasa referandumu öncesinde enflasyon, yurtiçi ve küresel gelişmelere dayalı riskleri göz önünde bulundurarak politikalarına devam ettiği görülmekte" dedi.

#TCMB
#PPK
#ABD
#FED
#Nurullah Gür
#Bora Tamer Yılmaz
#Özgecan Özdemir
7 yıl önce