|

Suud Kralı'nın adamları

Körfez’in en güçlü ülkesinde kral değişti. Elbette iş dünyası da yeni yönetici klanına, yeni iklime göre pozisyon aldı. Peki, yeni kralı kim fonluyor? Derin Ekonomi Dergisi, Ağustos sayısında hanedanlığın ekonomik ilişkiler ağını mercek altına aldı.

Yeni Şafak ve
13:45 - 4/08/2015 Salı
Güncelleme: 14:36 - 4/08/2015 Salı
Z Raporu

Suudi Arabistan para, petrol demek; uluslararası yatırım-lar ve Hac turizmi dahi kendi başına yeter demek. İlkokul seviye-sinde bir metafor ile “Arap tersi para" demek…



Sadece petrol fiyatlarını siyasi ne-denlerle düşük tutmak adına cebin-den çıkarmayı göze aldığı para bile on milyarlarca dolar tutarında. Kaldı ki döviz rezervleri yeter ve bunların tüm dünyada yatırıma dönüşmüş hallerinden de büyük karların krallığa aktığı biliniyor. Şimdi desek ki böylesi bir para imparatorluğunun, dahası her biri ayrı ayrı devasa kişisel servetlere sahip hanedan üyelerinin… Hepsi bir tarafa bizzat Kral'ın da paraya ihtiyaç duyduğu anlar olabilir mi? Bazen!



Monarşi: Parası çok ama ulaşılması zor


Malum, artık Suud Hanedanı'nın başında yeni bir kral var: Kral Salman bin Abdülaziz. Kral Salman'ın gelişi ile birlikte çok doğal olarak Riyad yönetimi de “ona göre" şekillenmeye başladı ve Suudi Arabistan'ın dış politika, iç politika, istihbarat ve ekonomi sistemi de yeniden inşa edildi. Kral'a göre, “kralın adamlarıyla" donatıldı. Veliaht prensin bile veliaht prensi yenilendi.



Elbette iş dünyası da yeni yönetici klanına, yeni iklime göre oluşturuldu ve pozisyon aldı. Burada Suud'a özel “iktisadi hal"i bilmek gerekiyor. Parayla ilgili kast, iş adamları-yüksek bürokratlar yeni iktidarın ekonomi yönetimine dahil. Bu yapının hem siyasi ilişkileri, hem de Suudi Arabistan'da belirleyici olan aile/aşiret ilişkileri var. Yani kimin kim olduğunu “tam olarak" anlamak her zaman mümkün olmuyor. İyi ve hatta sürüklenecek en güçlü ipucu olarak Walid al-Harthi verile-bilir. Harthi, “hanedan hazinedarı" gibi, daha ünvanından bile ne kadar mahrem iş ve bilgilere sahip olduğu anlaşılan bir makama oturmuş bulunuyor.



Bu görev, “diplomatik maliye" denebilecek özel bir alanı da finansal olarak destekliyor. Ucu ve anlamı nereye kadar gidiyor meçhul ama güçlü ve monarşiye en yakın koltuklardan biri bu. Bu koltuk sahiplerinin “ketum"luğu Arap yarımadasında bir efsane gibi anlatılıyor.



Harthi eninde sonunda bir bürokrat ve pozisyonu yüzünden hanedanla yakın ilişkileri var. Peki ama hepsi bu mu? Tabii ki değil. Mesela, Harthi'nin Kral Salman ve çocuklarının özel yatırımları için ayrılan, şimdiye dek bilinmeyen iki firmanın yönetim kurulunda olduğu söyleniyor.



Bu çok büyük firmalar Lüksem-burg kayıtlı Safason Corporation ve Valburton Investments. Bu şirketlerin sahibesi, Kral Salman'ın üçüncü karısı Fahda bint Falah bin Sultan el Hitalayn ile çocukları. Bu çocukların arasında bu yılbaşında savunma bakanı olarak da göreve başlayan Kral'ın özel kalemi olan Muhammed bin Salman da bulunuyor.



Herhalde durum ya da ne denmek istendiği anlaşılmıştır ama durmayalım… Üçüncü şirket Shaf Corporation'ın sahipleri ise, içlerinde turizm bakanı Sultan bin Salman, petrol bakanı yardımcısı Abdülaziz bin Salman ve Medine valisi ve aynı zamanda firmanın direktörü olan Faisal bin Salman'ın bulunduğu, Kral Salman'ın şu an hayatta bulunmayan Sultan bin Türki el-Sudairi ile olan ilk evliliğinden çocuklarıdır."



Savunma Bakanlığı konuya dahil olduğuna göre daha uzak bir düğü-mü de şu bağlantı üzerinden ata-biliriz: Harthi'nin Salman üzerindeki etkisi ABD savunma sanayi için de hayli yüksek görünüyor. Çünkü Hart-hi 2006-2010 yılları arasında Suudi Arabistan'ın Washington büyükelçiliği misyonunda Savunma Ataşesi olarak görev yapmıştı.



Hac Treni ne kadar hızlı olmalı


Muhammed Eyad Kayali… Suriye-İspanya kökenli üç büyük firması var. Kral Salman'a yakın bir isim daha. Kral'ın Mekke Valiliği döneminden başlıyor yakınlıkları. Kayalı, Suud Krallığı'ndaki önemli ihalelere, hatta ifade şu, “ana ihalelere" vaziyet ediyor. Bunlardan biri de; hayli kalıplı duran, Mekke ile Medine'yi birbirine bağlayan ve “Hac Treni" denen hızlı tren hattını inşa etmek üzere anlaşma yapması için bir İspanyol firmasına yardım etmesi. Bu yardımın nasıl bir karşılığı olduğu veya Kral'a konunun nasıl yansıdığı bilinmez ama kesin olan şu ki adı geçen işin kontrat değeri yaklaşık 10 milyar dolar.



Network'ü çözmeye devam edelim… “Eyad Kayali'nın, Suudi Arabistan Doğu Eyaleti valisi ve Veliaht Prens Vekili ve güçlü İçişleri Bakanı Muhammed bin Nayef'in ağabeyi Saud bin Nayef'e yakın olduğu anlaşılıyor. İddialara göre, İspanyol kraliyet ailesine de yakın olan Kayalı'nın gemi imalatçısı Navantia'ya karakol gemilerini satmada yardımcı olmak üzere sözleşme içerisinde olduğu hissediliyor. “E, bunun Nayef'le ilgisi ne" sorusuna da yine iddia sahipleri, “bu gemiler, deniz sınırlarını korumak üzere alınabilir. Bu sınırlar sanılacağı gibi Suud ordusu veya Savunma Bakanlığı'nın değil, İçişleri Bakanlığı'nın sorumluluğunda" diyor.



Lübnanlı işadamı Muhammed Dohok da bu listeye eklenen isim. Basit bir işi var; “arabulmak". Dohok da tabii Muhammed bin Salman'a yakın. Özellikle Fransa-Paris'e her seyahatinde kendisine eşlik ediyor. “Fakat aynı zamanda, Conseil d'Affaires Franco-Saoudien (CAFS) Başkanı ve Thales'in danışmanı olan, geniş nüfuzlu avukat ve işadamı Muhammed bin Laden ile de rekabet ediyor." Bunun anlamı da şu; uzay, havacılık, savunma ve güvenlik konularında ve “big data" denilen “veri" koleksiyonculuğunda krallık nezdinde yarış var.







Kral'ın maaşı olur mu?


Olabilir de olmayabilir de. Soru bu değil. Soru, “Kral'ın veya hanedanın harcamaları ne kadar?". Birleşik Krallık monarşisinin maaşı, Londra hükümetinin cömertliğine bağlı. Ama kesinti yapılırsa İngiltere'de olay oluyor. Suud Krallığı'nda ise para kişisel zenginliklerin üzerinde, aşiret, aile bağları ve çok ilginç bir şekilde küresel ağırlığın bir parçası olarak önemli. Yani bu üçünün sürekli ve tahminlerin üzerinde büyük miktarlarla beslenmesi gerekiyor. Aşiret ve soyadın finansmanı, “tahta giden yolları açmak" demek. Küresel harcamalar için gerekli olan para da varoluş ile ilgili. Örneğin Suriye ya da Yemen konusunda harcanan para önemli ama devede kulak. Fakat yukarıda verdiğimiz “petrolün finansmanı" gibi garip bir kavramın meblağı her türlü ölçüyü zorluyor. Sayısız ülke-ye yapılan milyarlarca dolar yatırım da bu varoluş ve politik gücün inşasına el veriyor...



Güvenlik mi rant mı? Ya da ikisi birden


Kral Salman 2015 başında Suudi Arabistan'ın yeni yöneticisi olunca, iktidar çekişmesinin taht etrafında döndüğü ülkelerde olduğu gibi o da güç odaklı bir yapı değişikliğine gitti. Ya da kendisinin ve ekibinin bekası için yapılması gerekeni yaptı. Ama yine de Değişmeyen ama dönüştürülen birimler de oldu. Örneğin Suudi Ulusal Muhafız Ordusu (SANG). Suudi Arabistan Ordusu'ndan bağımsız bu yapıyı 2010'dan beri Kral Abdullah'ın oğlu Mutaib bin Abdbullah yönetiyor.



Yeni Kral Salman'ın bu pozisyonda değişiklik düşündüğü herkesin malumu. Burayı biraz açmakta fayda var. Ulusal Muhafız Ordusu'nun yapısı ulusal ordudan oldukça farklı. Daha çok aşiret ilişkilerinin ve feodal bağların hakim olduğu bu birim, Savunma Bakanlığı'na değil doğrudan Kral'a bağlı. 1975'ten beri ABD ve İngiliz askerleri tarafından eğitilen birimler, klasik ordudan farklı olarak daha hızlı hareket edebilme yetenekleri ve neredeyse sınırsız yetkileriyle iç güvenlikten sorumlu. Ve elbette Kral'a sonsuz bir sadakat ile bağlı…



Güvenlik konusunda birimler arasında rekabet olduğu ve Savunma Bakanlığı koltuğunda yeni Kral'ın oğlu Prens Muhammed bin Salman'ın oturduğu düşünülürse taht kavgasının komuta kademesine de ulaşması an meselesi. Yani Salman bin Abdülaziz'in güç konsolidasyonu açısından oldukça riskli. Güvenlik uzmanları Kral Selman'ın SANG için yeni bir rol arayışı içinde olduğunu belirtiyor. Örneğin Husiler'e askeri müdahale için aslında sadece “Suudi Arabistan" içinde operasyon için yapılandırılmış SANG'ın Yemen'e gön-derilmesi Orta Doğu'da daha büyük bir değişikliğe hazırlığının işaretiydi, deniliyor.



Yani ulusal güvenlikten uluslararası güvenliğin sağlanmasına evrilen bir süreç söz konusu. Bu değişim yeni kralın hesapları, beklentileri ve politikaları paralelinde gerçekleşiyor. Stratfor'da yayınlanan bir analizde bu dönüşümün, Kral Salman'ın ülke içindeki sorunlardan daha çok bölgesel meselelere eğileceğinin bir göstergesi olduğu ifade ediliyor. Yemen süreci dikkate alındığında doğru bir öngörü olduğu söylenebilir. Ayrıca SANG'in Savunma Bakanlığı'na bağlanması da güç boşluğu olmaması açısından Kral'ı rahatlatabilir.



Güvenlik parasız olur mu?


Tabi göz ardı edilmemesi gereken noktalardan biri Ulusal Muhafız Ordu-su'na aynı zamanda büyük bütçelerin de aktarılıyor olması. Bir fikir vermesi açısından şu bilgi önemli: SANG'in bünyesinde 100 bin asker bulunuyor ve bu sayı Suudi ulusal ordusu ve deniz kuvvetlerindeki askerlerin toplamından daha fazla! Varın Suudi Arabistan'ın savunma bütçesiyle birlikte, SANG'in askeri teçhizat, eğitim vs ihalelerinin büyüklüğünü siz düşünün!



Hanedana ölümüne sadık SANG aslında orduyu kontrol altında tutmak, iç güvenliği güçlendirmek, İslam öğretisine, aşiret değer ve geleneklerine uygun bir savaş gücü oluşturmak için kuruldu. Ülkenin iki büyük aşiretinden biri olan Sudairi'lere karşı Kral'ı korumak SANG'ın başlıca görevlerindendi. Tarihin garip bir cilvesi gibi şimdiki kral Salman Sudairi, halefi ise ezeli rakip Şimmeri aşiretinden. 1962'den 2005'e kadar ise SANG'ı yöneten Kral Abdullah, 1970'lerde bu seçkin ordunun her yönden modernizasyonu için inisiyatif aldı ve programı ABD ile başlattı. Özellikle 11 Eylül'den sonra bu işbirliğinin önemi daha fazla ortaya çıktı.



Yeni dönem elbette kendi ilişkilerini de yaratacak, Network'ünü kuracak. Örneğin yeni Kral'a yakın olduğu bilinen Muhammed Dohok'un etkisiyle SANG'a askeri malzeme satan Fransız Nexter ve Thales arasındaki Ceasers International şirketinin devre dışı kalması bekleniyor. Sebep? Elbette ki Mutaib bin Abdullah'a yakın olması. Zira Ceasers International şirketi bizzat Mutaib bin Abdullah'ın “dayıları" olan Fustok kardeşler tarafından Nexter ile ilişki-leri yürütmek için kurulmuş. Fustok ailesinin ABD, İngiltere ve Fransa üçgenindeki partnerlerinin Amerikan, İngiliz ve Fransız (CIA, MI6 ve DGSE) istihbarat birimleri ile direkt bağ-lantılı olması da birden fazla şekilde yorumlanabilir.



İstihbaratçılar, rüşvet ve uluslararası ağlarKral Abdullah'a eşi tarafından akraba olan Fustok kardeşlerin Londra'da büyük yatırımları var. SANG'ın modernizasyon çalışmaları başladıktan sonra 1980'de İngiltere merkezli International Hospitals Group (IHG) ile askeri hastane inşaatı bunun örneklerinden birisi. Yine bu süreçte İngiltere'deki aracı kişinin Avrupa Havacılık ve Uzay Savunma (EADS), Aerospace ve İngiltere Savunma Sistemleri (BAE Systems) ve Airbus Group'da uzun süre çalışmış Peter Austin olduğu belirtiliyor. Austin aynı zamanda İngiltere Nitelikli Dolandırıcılık

Bürosu (SFO) tarafından yürütülen bir yolsuzluk soruşturmasının tam ortasındaki isim. Geçtiğimiz yıllarda çıkan SANG'a yapılacak 2.20 milyar dolarlık bir satış için 18 milyon dolardan fazla rüşvet ödendiği haberleri Suudi Arabistan ve İngiltere ilişkilerini germişti. Tabi Austin'in John Mason ve Bryan Somerfield gibi iki eski İngiliz istihbaratçıyla uzun yıllar çalışmış olması da ayrı bir sansasyondu. Görünen o ki Kral Salman her yeni yönetici gibi kendi elitini oluştururken selefinden kalan yapıyı, tasfiye etmek durumunda kalabilir.SANG'a satış yapan ve eğitim veren bir diğer şirket Amerikan Vinnell. Fus-tok kardeşler 1975'te dönemin ilk özel savunma şirketi olan Vinnell ile ortaklık yapmayı da ihmal etmemiş. Vinnell'in asıl sahibi Amerikan Carlyle Group iken 2002'de savunma alanındaki devler-den Northcorp Grumman tarafından satın alınmış. Vinnell'in 1998'de aldığı 5 yıllık ihalenin yaklaşık bedeli 831 milyon dolardı ve 280 ABD personeli, 1400 Vinnell personelini Suudi Arabistan'a taşıdı. 2010'da Vinnell'in 550 milyon dolarlık ihaleyi 5 yıl daha uzatmayı başardığı ifade ediliyor. Suudi Öger için ise aksine daha fazla açılım bekleniyor. Eski kral ile arasının çok da iyi olmadığı bilinen, Oger'in sahibi Lübnanlı Hariri ailesinin Sudairi aşiretine çok daha yakın olduğu belirtiliyor. Görünen o ki kral Salman her yeni yönetici gibi kendi elitini oluştururken selefinden kalan yapı-yı, belki de rant grubu demek gerekir, tasfiye etmek durumunda kala-bilir. Bunun için ilk başta SANG'dan başlayacak gibi. Fakat bu grubun adının geçtiği yolsuzluk skandalları ve dev bütçeli ihaleler Kral Salman'ın işini kolaylaştı-rabilir. Aşiret rekabeti yeni dönemde daha fazla hissedilecek.


#Suudi Arabistan
#Kraliyet Ailesi
#Kral Salman bin Abdülaziz
#Derin Ekonomi Dergisi
9 yıl önce