15 Temmuz hain darbe girişiminde subayların ‘haberimiz yoktu’ iddiasını çökerten itiraf FETÖ imamından geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki (KKK) FETÖ yapılanmasına ilişkin 71 şüpheli hakkında düzenlediği iddianamede, mahrem hizmetler biriminde görev aldığını anlatan K.Y kodlu imamı, şok itiraflarıyla örgütün KKK’ndaki yapısıyla ilgili önemli bilgiler verdi. K.Y, “Boğaz köprüsünün kapatıldığı, uçakların uçmaya başladığı sıralarda ‘Adi’’ kod adlı temsilci ‘Viber’dan ‘darbe başlamıştır, öğrencileri cep telefonundan arayın, direnenleri ezsinler’ diye mesaj attı” ifadesiyle, gözü dönmüş hainlerin neler yapabileceklerini ortaya koydu.
Star gazetesinin haberine göre, lise sırasında tanıştığı FETÖ’de üniversite için geldiği Ankara’da da mahrem hizmetler biriminde “Emre” kod adıyla görev alıp, örgütün KKK yapılanmasında birim sorumlusunun hemen altında yer alacak şekilde yapı içinde yükselen K.Y.(41),Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı KKK döneminde de dinlemek istediklerini, ancak bu işi yapabilecek örgüt mensubu güvenilir bir subay bulamadıkları için yapamadıklarını belirtirken, bunun yerine, Akar’ın o dönem Özel Kalem Müdürlüğü’nü yapan ve her ikisi de darbe girişiminde aktif rol alan Albay Nuh Altınsoy ve Genel Sekreteri Ramazan Gözel’den haftalık olarak komutana gelen bilgi ve belgeler ile konuklar hakkında bilgi aldıklarını kaydetti. Örgütün KKK yapılanmasına ilişkin önemli bilgiler veren K.Y.’nin ifadesindeki şok itiraflar özetle şu şekilde:
1998 yılında üniversiteyi bitirdim. 2000 yılında bir bankada uzman yardımcısı unvanıyla işe başladım. 2000 yılı Aralık ayında Devlet Planlama Teşkilatı’na geçiş yaptım. 2002 yılına kadar mahrem hizmetlerde subayların abisi ‘öğretmen’ olarak çalıştım. Daha sonra ise tank, muhabere ve personel sınıfı öğrencilerden sorumlu müdür yardımcısı (öğretmenlerin bağlı olduğu örgüt abisi) oldum. 2005’te ABD’ye yüksek lisans yapmaya gittim,
- Öğrencilere mesaj
- Öğretmenlerden aldığımız bilgileri rapor haline getirip dijital ortamda, kriptolu flash bellek içerisinde Ahmet Sakınan’a götürüyordum. Daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Şadan Sakınan’ın (FETÖ firarisi) kardeşi olduğunu anladım. Darbe teşebbüsünü televizyondan öğrendim. Öncesinde haberim yoktu. Başlangıçta ordu içinde bir kanadın bu işe kalkıştığını düşündüm. Boğaz köprüsünün kapatıldığı, uçakların uçmaya başladığı sıralarda ‘Adil’ kod adlı temsilci ‘Viber’dan ‘darbe başlamıştır, öğrencileri cep telefonundan arayın, direnenleri ezsinler’ diye mesaj attı. Bu mesaj tüm müdürlere çekilen genel bir mesajdı. Sabaha doğru aynı şekilde bir mesaj daha göndererek, Cumhurbaşkanı’nın Almanya’ya kaçtığını yazdı.
Kara Kuvvetleri Komutanının özel kaleminde görevli öğrenci subay, sürekli ona gelip gidenleri rapor ediyordu. Fakat Komutanın görüştüğü kişilerle görüşme içeriğini bilmiyorduk. Zaman zaman temsilci Hamit isimli abiden (Ahmet S.) komutanın dinlenmesi yönünde talepler geliyordu. O dönem müdür yardımcısı arkadaşlar, bunu ilgili öğrenci subaylarla görüştük. Bu işi yapacak güvenilir kapasitede birisi bulunamadı. Bu nedenle benim dönemimde Kara Kuvvetleri Komutanı dinlenmedi. O dönem Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulusi Akar idi. Belge taşımak riskli olduğu için belge getirmiyorlardı. Onlardan aldığımız bilgilerle işleyişten haberdar oluyorduk.