Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, en son görülen duruşmada, görev yönünden değerlendirme yapmak üzere Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin Ergenekon Davası ile ilgili verdiği kararının istenmesine hükmetmişti. Mahkemenin İsmail Hakkı Karadayı ve kuvvet komutanlarıyla ilgili dosyayı ayırarak Yüce Divan sıfatıyla AYM'ye göndereceği belirtildi. “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçlamasıyla 103 kişinin yargılandığı 28 Şubat postmodern darbesine ilişkin dava, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmeye devam ediliyor.
Son olarak eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, o dönem Tansu Çiller'in danışmanı olan Hüseyin Kocabıyık ile 54'üncü dönem Doğru Yol Partisi Milletvekili Jefi Josef Kamfi gibi isimleri 'tanık' sıfatıyla dinleyen mahkeme, Çiller'in dinlenmesi için de çağrı kağıdı çıkarmıştı. Ancak Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin Ergenekon Davası'na ilişkin verdiği karar, 28 Şubat Davası'yla ilgili yeni bir tartışmayı gündeme getirdi. Özellikle davanın sanığı Orgeneral İlker Başbuğ yönünden verilen bozma kararı, 28 Şubat Davası'nın sanıkları dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile kuvvet komutanlarının yargılanmasını da etkileyecek.
Daire, müebbet hapse mahkum edilen Başbuğ'un, gerek yargılama gerekse temyiz aşamasında ileri sürdüğü Yüce Divan itirazını haklı bulmuştu. Daire'nin verdiği kararda, Anayasanın “Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan'da yargılanırlar" şeklindeki hükmü hatırlatılmıştı. Kararda ayrıca, “Yüce Divan yerine Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılması ve yargılamaya bu mahkemede devam edilmesi Anayasa'ya ve yasalara açıkça aykırılık oluşturmaktadır" denilmişti.
16. Ceza Dairesi'nin söz konusu kararının 28 Şubat Davası için imsal oluşturacağı belirtiliyor. Bu karara istinaden 5. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile kuvvet komutanları yönünden “görevsizlik" kararı verecek. Daha sonra bu sanıkların dosyası Yüce Divan sıfatıyla yargılamayı yapacak olan Yüksek Mahkeme'ye gönderilecek. Böylece, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ile dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi'nin yargılanmasında Yüce Divan'da devam edilecek. Dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya 24 Haziran 2000'de, 28 Şubat Davası'nda yargılanan dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman 14 Aralık 2013'te hayatını kaybetmişti.
Bu kişilerin dosyaların AYM'ye gönderilmesini kesin gözüyle bakılırken, diğer sanıklar yönünden yargılanmanın nasıl olacağı ise merak konusu. Yargıtay'ın İlker Başbuğ kararında, “Başbuğ ile bağlantılı suç işlediği iddia olunan diğer sanıkların durumlarının da Yüce Divan tarafından takdir edilmesi uygun görülmüştür" denilmişti. Yargıtay'ın bu kararına istinaden 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, sadece Karadayı ve diğer sanıkların dosyasını AYM'ye gönderip, diğer sanıklar yönünden takdirin Yüce Divan'a bırakılabileceği belirtiliyor.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, en son celsede verdiği ara kararda, görev yönünden değerlendirme yapmak üzere Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin Orgeneral Başbuğ'un Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini belirten kararının istenmesine hükmetmişti. 2013'ün Mayıs ayında Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan davanın en son 84. duruşması görülmüştü. Dava kapsamında 477 klasör belge bulunuyor. Emsal niteliğinde bu kararın yargılamayı uzatabileceği belirtiliyor.
103 kişinin yargılandığı 28 Şubat postmodern darbesinde diğer bir ihtimalin ise diğer sanıkların dosyalarının da AYM'ye gönderilebileceği yönünde. Hukukçular bu ihtimali ise Yüce Divan'da “rüşvet" iddiasıyla yargılanan ve beraat eden eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan'ın davasına dayandırıyor. Bir davanın sonucunu Yargıtay aşamasında etkilemek için rüşvet verdiği iddia edilen aralarında İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'ın da bulunduğu 15 kişi hakkında Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı.
2013'te vefat eden eski Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanı Hasan Erdoğan hakkındaki soruşturma ise suç tarihinde görevi başında bulunması nedeniyle Yargıtay'ca yürütülmüştü. Soruşturma sonucunda Erdoğan'ın Yüce Divan'da yargılanmasına karar verilmişti. Yüce Divan heyeti, Erdoğan'ın yargılandığı davayla 15 sanık hakkında açılan davayı, 'bağlantılı' olduğu gerekçesiyle rüşvet suçu yönünden birleştirmişti.
