|

Annesiz kalınca haltere sığındım

Küçük yaşta yetiştirme yurduna verilen ve 12 yaşında annesini kaybeden milli haltercimiz Sibel Özkan Konak, yaşadığı zorluklara rağmen kazandığı altın ve gümüş madalyalarla birçok başarıya imza attı. Konak bu başarısı için “Yanımda kimse yoktu. Yalnızdım. Ben de annesiz kalınca haltere sığındım” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 28/05/2017 Pazar
Güncelleme: 08:59 - 28/05/2017 Pazar
Yeni Şafak
Sibel Özkan Konak
Sibel Özkan Konak

Türkiye ve dünyada birçok başarıya imza atan altın ve gümüş madalyaları ülkemize kazandıran milli haltercimiz Sibel Özkan Konak'ın hayat hikayesi oldukça etkileyici. 6 yaşındayken anne ve babasının boşanmasıyla yuvaya bırakılan milli haltercimiz 12 yaşından sonra Çocuk Esirgeme Kurumu'na verilmiş. O yıl annesini kaybeden Konak'a hocaları bu acı haberi psikolojisinin bozulmaması için tam 3 ay sonra söylemiş. Annesinin vefatı Konak için bir dönüm noktası olmuş ve öğretmenleri kafasını dağıtması için spora yönlendirmiş. Konak'ın judo ile başladığı spor hayatı halterle devam etmiş. Geçirdiği zor yılların kendisine başarı getirdiğini söyleyen Konak, başarısını şu sebebe bağlıyor: “Halter annemin ölümünden sonra bana çok iyi geldi. Sürekli meşgul olduğum için zaman zaman yalnızlığımı unutuyordum. Annemin acısını dindirmedi ama yalnızlığımı bir nebze giderdi. Annesiz kalınca haltere sığındım.” Şimdi 5 yaşında bir erkek çocuğuna sahip olan Özkan, çocuğunu yanından ayırmadığını, antremanlara dahi onu götürdüğünü dile getiriyor.

ÖDÜL PARASIYLA GEÇİNDİM

Annesinin vefatından sonra hocaları Konak'ı judo sporuna yönlendirmiş. 3 yıl boyunca bu sporla ilgilenen Konak, branşın kapanmasıyla halter alanına geçmiş. Başladığında halterin ne olduğunu dahi bilmediğini söyleyen Konak, “Beni çok zorladılar. Israrlardan sonra antremanları izlemeye gitmiştim. Sonra bir baktım ki teknik öğrenmeye başlamışım. Haltere başladıktan 3-4 ay sonra Yıldızlar Milli takımına girdim. Yurtdışında uluslararası müsabakalara katılıp dördüncü oldum. 2004 yılında Avrupa Şampiyonu, 2005 yılında da dünya şampiyonu oldum. Ardarda birçok madalya aldım” diyor. Kazandığı madalyalara kolay ulaşmadığını belirten Konak, yaşadığı zorlukları ise şöyle anlatıyor: “Üniversite döneminde parasızdım. Okulumu değiştirmek zorunda kaldım. Yurttan ayrıldığımda da yanımda kimse yoktu. Hiç destek göremedim. Yalnızdım. Antreman yapamadığım zamanlar oldu. 18 yaşında kendime ev tuttum. Yalnız yaşadım. Sadece kazandığım ödüllerden aldığım parayla geçiniyordum.”

ZAMANIMI ANTREMANLA GEÇİRDİM

Halterin yalnızlığına iyi geldiğini, acılarını anlık da olsa unutmasına sebep olduğunu ifade eden Konak, “Halter annemin acısını dindiremedi ama yalnızlığımı giderdi diyebilirim. Bir süre düşünmemi engelledi ama antremanlarda yine annemi düşündüm, kaybettiğim şeyleri düşündüm. Yaşanılanlar insanda hırs yapıyor. Bunu antremanlarla atlatmaya çalıştım. Beni motive eden atremanlarım ve yarışmalar oldu. Küçük yaşta birçok şeyimi kaybetmiş olmam ve ihtiyacımın olduğu dönemde çevremdeki herkesin kaybolması psikolojimi çok etkiledi. Anneme çok bağlıydım ve onu kısa süre içinde kaybettim. Kalabalığın içinde yapayalnız kaldım. Kaldığım yerde 250-300 kişi vardı ama ben yine yalnızdım. Yanımda sadece Allah vardı. Bu yüzden zamanımın çoğunu çalışarak geçirdim. Madalya almaya başladıkça çıtamı hep yükselttim” diyor.

HEDEFLERİMİ KENDİM BELİRLEDİM

Konak, başarıya ulaşmak için güçlü olmanın gerekmediğini, yeteneğin daha önemli olduğunu söylüyor. “Bana yeteneğimin ve kas yapımın farklı olduğunu hep söylerlerdi. Bunları birleştirdiğim zaman başarılı olabildim. Her sporcuyu hırslandıran bir sebep vardır. Kimin çocuğu kiminin eşi kiminin annesi ve babasıdır. Benimde kendi yaşadıklarımdı. Rakibimi geçme gibi bir hedefim hiç olmadı. Her zaman kendimle mücadele ettim. Kendi hedefimi kendim belirledim. Hep kendimle yarıştım” diyen Konak, bu zamana kadar en fazla 125 kilo kaldırdırarak rekora ulaştığını ifade ediyor.


Oğlumu yanımdan
ayırmıyorum

Anne özlemiyle büyüyen Sibel Özkan Konak, 5 yaşındaki oğlunu antremanlarda dahi yanından ayırmıyormuş. Yaşadıklarını çocuğuna yaşatmamak için kendisine söz verdiğini belirten Konak, “ Oğlum 8 aylıkken antremanlara devam etmek zorundaydım. Daha emekliyordu. Anne sütünden hiç kesmedim. Antreman aralarında çocuğumu emzirdim sonra spora döndüm. Hiçbir zaman çocuğumdan sevgimi esirgememeye çalıştım. Emzirirken 1 saatlik antreman kadar efor harcıyordum. Buna rağmen yoruldum demedim. Bunu düşünseydim başarılı olamazdım. Olimpiyat hazırlığı sürecinde 3 yaşındaydı ve oyun oynamak istiyordu. Boya kalemlerini alıp onu salona götürüyordum. Hem onunla resim yapıyordum hemde çalışıyordum. Bu şekilde şampiyon oldum” şeklinde konuşuyor.


Halterin tadı tuzu kalmadı

Halter dalında gelecek vaad eden kadın sporcuların kalmadığını söyleyen Sibel Özkan Konak, “Parmakla sayılacak kadar bile yok artık. Yetiştirilme problemleri var artık. 1 madalya alabilmek için çabalıyoruz. Halterin eski tadı tuzu kalmadı. Türkiye'ye yakışır madalya sayısı artık gelmiyor” diyor.

Bana iftira attılar

2008 Pekin Olimpiyatları'nda doping kullandığı gerekçesiyle kendisine iftira atıldığınısöyleyen Sibel Özkan “Bunu kabul etmiyorum. Gerekli hukuki mücadelem hala deva ediyor. Kan sonuçlarıma bakarak araştırdılar ve sonuçlar temiz çıktı. Fakat yine araştırıyorlar. Ceza alıp almayacağım belli değil. Hukuki süreci bekliyorum" diyor.

#Halter
#Sibel Özkan Konak
7 yıl önce