Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin Jandarma Okullar Komutanlığı ayağına ilişkin eski Jandarma Okullar Komutanı Tuğgeneral Sadık Köroğlu, Kurmay Başkanı Kurmay Albay Özkan Doğanay ve kursiyer teğmenlerin arasında bulunduğu 317 şüpheli hakkındaki soruşturmayı tamamladı.
İddianamede, Köroğlu'nun talimatı üzerine şüpheli durumdaki kursiyer teğmenlere bulundukları WhatsApp grubundan saat 20.45'te içtima alanında toplanmaları için mesaj atıldığı belirtildi. Tatbikat kılıfıyla içtima alanında toplanan teğmenlere silah ve teçhizat dağıtıldığı vurgulandı. Darbe faaliyetlerinde kullanılmak üzere eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın talimatıyla kalkışma günü 8 bin G3 mermisinin Jandarma Okullar Komutanlığı'na götürüldüğü ifade edildi.
Darbecilerin sözde atama emrinde jandarma eğitim komutanı olarak yer alan Köroğlu ile Yüzbaşı Çoşkun Kazankaya ve Yüzbaşı Özkan Doğanay'ın Eğitim Komutanlığı karargah binasını ele geçirmek ve karargah içindeki faaliyetleri yönlendirmek amacıyla 15 Temmuz saat 21.15 sıralarında toplantı yaptıkları anlatıldı. Köroğlu, Doğanay ve Görener'in makam odalarında bulunan askeri hatlardan darbe teşebbüsünün koordinasyonu ve planlanması amacıyla telefon görüşmeleri yaptıkları anlaşıldı.İddianamede, kursiyer teğmenlerin bazılarının haber merkezine girerek, gelen mesajlar da dahil olmak üzere buradaki faaliyetlere müdahale ettiklerine dikkat çekilirken, nöbetçi personele bundan sonraki tüm darbe mesajlarının şüpheli Köroğlu'na çıkarılması talimatını verdiği belirtildi.
Şüpheli Tarık Görener'in kursiyer teğmenlere yönelik olarak, “Arkadaşlar, bugün çok önemli bir gün. Artık kursiyer değilsiniz, artık teğmensiniz, teğmen gibi davranın, çocuk gibi davranmayın. Ülkenin geleceğini siz belirleyeceksiniz. Birazdan farklı komutanlarınız gelecek onların emirlerine harfiyen uyun. Ateş olursa ateşle karşılık verin, hiç kimse emirlerin dışında hareket etmesin, kimsenin telefonunu açık görmeyeceğim, ışık dahi görürsem o telefonu alır kırarım” şeklinde konuştuğu aktarıldı. Şüphelilerden Ramazan Atım'ın saat 02.30 sıralarında nizamiyedeki cuntacıları yüreklendirmek için “Hava Kuvvetleri devreye girdi. Birazdan zırhlı birliklerden tanklar çıkacak. Cumhurbaşkanı Almanya'ya kaçmış. Hepsini alacağız” dediği belirlendi.
İddianamede şüpheli Albay Arif Kalkan'ın 15 Temmuz'a ilişkin itirafına da yer verildi. Kalkan ifadesinde, “Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki 15 Temmuz'da gerçekleştirilmeye çalışılan silahlı darbe teşebbüs olayı Fetulluh Gülenin talimatı ile olmuştur” dedi.
Beytepe'deki Jandarma Okullar Komutanlığında FETÖ'nün darbe girişiminde yaşananlara ilişkin 317 şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelilerin ifadelerine yer verildi. İddianamede, şüphelilerden tutuklu sanık eski jandarma albay Arif Kalkan, darbeden 8-9 gün önceden haberi olduğunu itiraf etti. Albay Kalkan, görüşmelerin yapıldığı evde telefonuna haberleşmede kullanmak için “Line” programı yüklendiğini bildirdi. Ayrıca proxy gizlemek için kullanılan bir programın da telefonuna yüklendiğini anlatan Kalkan, emirlerin ise “Merkez” diye tanımlanan bir numaradan geldiğini kaydetti. Darbe gününe kadar haberleşmeleri buradan yaptıklarını belirten Kalkan, kendisine Güvercinlik Karargah Lojmanlarında ikamet eden tüm generallerin alınarak Akıncı Üssü'ne götürülmesi görevinin verildiğini vurguladı. Kalkan, ifadesinde darbe günü saat 18.00'de Line üzerinden Yurtta Sulh'u simgeleyen “YS” ismi açıldığını, bundan sonraki mesajlaşmaların ise buradan yapıldığını dile getirdi.
İddianamede, karara bağlanması beklenen Yasin Börü davasına ilişkin ise şu tespite yer verildi: “Emniyetin içindeki FETÖ kadroları, 2014 yılından itibaren Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bölücü terör örgütünün işini kolaylaştıran, işlemler gerçekleştirmiştir. Diyarbakır'da 6-7 Ekim 2014 Kobani olayları sırasında öldürülen Yasin Börü'nün cesedine ve olay yerine müdahalede emniyet kasten ihmalkar ve geç davranarak olayların büyümesini beklemiştir.”
