|

Bakan Özhaseki rezerv alanı tartışmasına son noktayı koydu: Kimsenin mülkiyet hakkına zelal gelmeyecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki rezerv alan tartışmalarına son noktayı koydu. Muhalefetin iddiaları çürüdü. Bakan Özhaseki dönüşümde "rezerv alan" tartışması hakkında, "Bakanlık millete hizmet etmek için kurulur. Bakanlık milletin evlerine el koyup ne yapacak? Rezerv alanı dediğimiz yerler boş alanlar veya kamu alanları olacak. Mevcut yasadaki yeni yerleşim alanı tabirinde yerleşim alanları rezerv alanı sayılmayacak. Kimsenin mülkiyet hakkına zelal gelmez" dedi.

13:19 - 28/11/2023 Salı
Diğer
Mehmet Özhaseki
Mehmet Özhaseki
Dönüşümde "rezerv alan" tartışması hakkında vatandaşların gönlünü rahatlatacak açıklama geldi. Gündeme ilişkin bir TV kanalında dikkat çeken açıklamalarda bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı
Mehmet Özhaseki
, "Rezerv alanı dediğimiz yerler boş alanlar veya kamu alanları olacak. Mevcut yasadaki yeni yerleşim alanı tabirinde yerleşim alanları rezerv alanı sayılmayacak. Kimsenin mülkiyet hakkına zelal gelmez" dedi.

"Kimsenin mülkiyet hakkına zelal gelmez"


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki dönüşümde "rezerv alan" tartışması hakkında, "Bakanlık millete hizmet etmek için kurulur. Bakanlık milletin evlerine el koyup ne yapacak? Rezerv alanı dediğimiz yerler boş alanlar veya kamu alanları olacak. Mevcut yasadaki yeni yerleşim alanı tabirinde yerleşim alanları rezerv alanı sayılmayacak. Kimsenin mülkiyet hakkına zelal gelmez" dedi.


Bakan Özhaseki yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı:

Bir deprem değil iki depremi yaşadık. İkisinin uzunluğu 3 dakika kadar sürdü. O zaman hasar daha da ağır oldu. 680 bin kadar konut, 170 bin kadar da iş yeri ağır hasarlı, yıkılmayı bekliyor. Devlet olarak biz bu zararları tazmin etmek zorundayız. Depremlerden 14 milyon insan etkilendi. 18 tane ilde hasar var.


850 bin konut ve iş yeri dediğiniz zaman Anadolu'da orta ölçekli 5 tane şehir demektir. Bin yıllık Anadolu medeniyetimizde karşımıza gelebilecek en büyük belaydı bu. Bütün millet ayaklandı, herkes yardım etti.



"250 bin konuta başladık"


Bizim belediye başkanı arkadaşlarımız, bakanlarımız aylarca orada kaldılar. Gelinen son noktada 179 bin kadar rezerv alanlarda konut inşaatına başladık. Boş bulabildiğimizi Hazine arazilerinde, zemin sorunu olmayan yerlerde mevcut yıkılan şehirlerin etrafında bulabildiğimiz yerlerde inşaata başladık.


Şehirlerin meydanlarını yapalım, ana caddelerini düzgün bir şekilde yapalım diye karar aldık. 70-80 bin civarında ihale ya yapıldı ya bitmek üzere. Yaklaşık 250 bin konuta başladık.


9 şiddetinde dayanıklı köy konutu yapılması kararı çıkmıştı. Onun da ihaleleri çıktı. 100 bin konuta yakınını da böyle yapacağız.


Yıl başına kadar ne kadarı teslim edilecek?


Yılbaşından önce yaklaşık 50 bin civarında konutu teslim edebileceğiz.


Orta hasarlı binalara ne yapılacak?


Orta hasarlı bina sahipleri için ikili bir seçenek var. Diyorlarsa ki hükümet bizi düşünüyor binalar yorgun, yıkın ağır hasarlıya atın bizi, yeni binamızı verin diyorlarsa tamam, onların hepsini ağır hasarlı gibi göreceğiz, hak sahibi yapacağız yeni evlerini vereceğiz. Yerinde dönüşmek istiyorlarsa 1,5 milyon TL para vermeye devam edeceğiz.


Güçlendiririz diyorlarsa ne yapmak lazım? Önce rapor almak lazım, sonra uygun şekilde statik hesaplarını hazırlayıp müracaat etmek lazım. O süre içerisinde İçişleri Bakanlığı tarih öngördü. Önümüzdeki ayın 29'una kadar müracaat edin, nisan ayının başına kadar raporlarınızı getirin, başlayın güçlendirin.


"Tercih vatandaşta"


İtirazlar oluyor. Heyelanlı bölgede orta hasarlıya izin vermek heyelan geldiğinde bunların ölümünü beklemek olur. Bazen güçlendirme noktasında vatandaşın zorluğu oluyor. Birtakım hesaplarının yapılması, belediye müracaata kadar yorucu bir süreç var. Kahramanmaraş'ta karar aldık. Büyükşehir belediyemiz uzmanlarla anlaşacak. Vatandaş orta hasarlı binasını güçlendirmek istiyorsa belediyenin yol göstericiliğinde statik hesaplar yapılacak. Kendileri güçlendirecekler. Tercih vatandaşta.


Vatandaş genellikle ilk deprem olduğunda kolon, bağlantı yerlerinde patlama oluyor, onun üzerini boyuyor, sıvıyor diyor ki "Gel bak bir şey yok. Üstünkörü baktılar orta hasarlı dediler gittiler siz bunu az hasarlıya alın." Buna rıza gösterilemez bu doğru bir şey değil.


Rezerv alan tartışması hakkında


Milletin evlerine el koyup bakanlık ne yapacak? Olan şu: Mevcut yasada yeni yerleşim alanı olarak geçen tabir var. Onu mahkemelerimiz rezerv alanları yerleşim alanı deyince bizim yerleşim alanlarının dışında boş bir alan olarak anlıyor. O zaman şehir içinde bulduğunuz araziyi mahkeme siz yapamazsınız diyor. Ve yürütmeyi durdurma kararı veriyor. Bizim yapacağımız kentsel dönüşüm sekteye uğruyor. Yeni yerleşim alanı tabiri çıkınca bizim kullandığımız alanlar içinde yer varsa rezerv alan olarak kullanmak istiyoruz.



Mülkiyet hakkı endişeleri nasıl giderilecek?


Biz genellikle rezerv alan olarak ilan ettiğimiz yerler boş yerler. Siz bir yerden kentsel dönüşüm yaparken, bir de gidip de milletin oturduğu evleri rezerv alan ilan edip uğraşır mısınız?


Yerleşim yerlerinde böyle bir uygulama olmayacak mı?


Olmayacak tabi, orada kamu alanı varsa mevcut yerleşim yerleri içerisinde, burayı biz rezerv alan ilan edelim istiyoruz. Yürütmeyi durdurma kararı vermesinler istiyoruz.


Orada belki bizim sosyal donatıya ihtiyacımız var. İlle de konut olması şart değil, orada çıkardığımız sadece üç kelimeden ibaret. Herkes endişe etmesin, evinde rahatça otursun, kimsenin malında, mülkinde, toprağında gözümüz yok.


Bizim için önemli olan boş alanın bizim için kullanılabilir olması. Eğer herhangi bir yerde binalarda siz karot örneği alarak depreme dayanıksız olduğunu kesinleştirmişseniz, burayı değiştirelim diyorsunuz, vatandaşlar bundan sonra yüzde 50'sini aşan oranda evet diyorsa işleme başlıyorsunuz. İşi hızlandırabilmek adına şu anda yüzde 50+1 şartı getirildi. Vatandaş yarıdan bir fazlası bizim konutlarımızı değiştirin diyorsa onun kendine has bir prosedürü var.


Bizim yapmaya çalıştığımız iki şey vardı. Kentsel dönüşümü şema halinde oturtalım, kim ne yapacak belirleyelim. Kentsel Dönüşüm Başkanlığını kurduk. Birinci Genel Müdürlük Marmara bölgesi diye tarif ediyoruz.


Bizim ne yapmak istediğimiz anlayamamışlar. Ben kendi Bakanlığım içinde kentsel dönüşümü nasıl yürüteceğimi İmamoğlu'na mı soracağım. Ne alakası var. Arkadaşlar polemik konusunu çok seviyorlar herhalde.


Hiç kimse onların elini tutmuyor ki önlerini kesecek bir nokta kadar dahi bir engelleyici yasa gelmedi. Kolaylaştırıcı yasa geldi. Tüm Türkiye için geçerli olan 5-+1 ile karar alabiliyorsunuz. 50+1 ile ruhsat da verebiliyorsunuz, tebligatta sorun vardı. Kötü niyetli insanlar yüzde 0.5'lik hissesini Kenya'da oturan bir tanıdığına satış gösteriyor. Siz kocaman bir arazide binlerce dönüşüm yaparken 0.5'lik mülkiyetin vekaletine tebligat yapamadığınız için 5 sene bekliyorduk. Siz rıza gösterebilir misiniz?


Geldiler konuştuk. İstanbul'da 15 tane toplantı yaptı arkadaşlar. 15'ine İBB'de katıldı, orada söyleselerdi ne diyorlarsa, şu yanlış deselerdi.


Dönüşümde kira desteği nasıl olacak?


Bu işler niye yapılıyor? Biz niye risk alıyoruz? Türkiye Himalaya'lardan başlayarak Aşplere doğru uzanan çizgi var. Buradaki en riskli 5 deprem ülkesi var birisi Türkiye.


Depremsellik neticesinde her deprem olduğunda ağlayıp hep beraber koşup vicdanımızı sızlatıp devam mı edelim? Bunun çözümü ne derseniz? Kentsel dönüşüm.


Yasalar çıkarken yapmaya çalıştığımız tek şey olası bir depremden vatandaşımızı korumak. Bunun dışında bir derdimiz yok. 50+1 sağlandığında itiraz edenler varsa yüzde 100 vatandaşımız evi güvenli hale geitrin diyor. Endişeler var. Nasıl gidereceğiz. Kira yardımında bulunacağız. Kirada kalabilmeleri 2 sene içerisinde ne ise onu vereceğiz. Sonrasında değer farkı oluşacaksa minimize etmeye çalışıyoruz. Ödeyebileceği bir miktarda tutmaya çalışıyoruz.


'Vatandaş ödediği gün tapusunu alacak'


Vatandaşın üstüne çok yük gelmeden cüzi bir miktarda kurtarmaya çalışacağız. Vatandaş diyelim ki 1 lira bile ödeyemem diyor. O zaman yaptığımız teslim ettiğimiz evde oturabilir. Tapuda borcu hususunda şerh düşeceğiz. O borcu ödediği gün tapusunu kendi alacak.


Ödeyemezse el mi konulacak?


Hayır ölünceye kadar oturacak içinde.




#Mehmet Özhaseki
#rezerv alan
#Çevre
#Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı
6 ay önce