Gazze işgalini sonlandırıp Mavi Marmara baskını için özür dileyene kadar İsrail mallarını tüketmeyin” çağrısı, toplumun her kesiminde yankı buldu. Tüketiciler Birliği'nin tespitle-rine göre Mayıs ayından bugüne genel boykotta İsrail ürünlerinin cirosunda yüzde 16'lık düşüş gerçekleşti. Uzmanlara göre; boykotun her günü İsrail için ciddi kayıplara neden oluyor. Tüketici dernekleri düşen ciroları artırmak için son günlerde söz konusu firmaların medya organlarına reklam ver-meye başladığını söyleyerek tüketicilerin aldanmaması konusunda uyarıda bulundu.
Aralarında İHH İnsani Yardım Vakfı, Kadın Hakları Derneği ve MÜSİAD'ın da bulunduğu 10 kadar STK'nın oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Platformu da boykota Aftonkarahisar'dan destek verdi. Eskişehir, Aftonkarahisar, Kütahya, Burdur, Bilecik STK'larıyla organize çalışan Aftonkarahisarlı STK'lar, İsrail mallarının kesinlikle kullanılmaması gerektiğini söyledi. Platform Başkanı Avukat Murat Uçar yaptığı basın açıklamasında, “İsrail'in terör saldırısının ardından tüm çağrılara rağmen bugüne kadar özür dilememiş olması nedeniyle İsrail ürünlerine istisnasız boykot çağrısında bulunuyoruz. İsrail özür dileyene, tazminat ödeyene ve Filistin topraklarını gerçek sahiplerine teslim edene ve Kudüs özgür olana kadar boykota devam” dedi. İstanbul AFSİAD Başkanı Kamil Ay, Cansuyu Derneği İl Temsilcisi Mehmet Demir de İsrail'i boykot çağrısına destek verdiklerini açıkladı.
COCA COLA: Yıllık 2 milyar dolar kazanıyor.
FRITO LAY: Frito Lay markası, İsrail'in ambargo altındaki Gazze'ye yaptığı kanlı saldırıdan bu yana ikinci kez boykot listesinde yer aldı. Firmanın Strauss-Elite isimli İsrail firması ile olan ticari ilişkileri ise biliniyor. İki ortağın İsrail Silahlı Kuvvetleri'nin güçlenmesinde yaptığı bağışlar, İsrail basının da birçok defa gündeme gelmişti.
İsrail'in “Ölüm Timi” olarak adlandırılan “Shayetet-13” komandolarının, 31 Mayıs gecesi uluslararası sularda Gazze'ye insani yardım götüren Mavi Marmara gemisinde gerçekleştirdiği katliamda aktivistlerin kişisel eşyalarının yanısıra toplanan yardım paralarını da gasp ettikleri ortaya çıktı.
Akgün Otel'de bir basın toplantısı düzenleyen Mavi Marmara mağdurlarının avukatı Ramazan Arıtürk, aktivistlerin Cumhuriyet Savcılığı'na verdiği ifadeler doğrultusunda, İsrail askerlerinin çaldığı yardım miktarının 150 bin euro, 130 bin dolar, 35 bin TL ve 2 bin pound olduğunu açıkladı. Olayın bir “organize hırsızlık” olduğunu vurgulayan Arıtürk, gemiden aynı zamanda 269 cep telefonu, 121 fotoğraf makinesi, 100 dizüstü bilgisayar, 87 kamera, 6 dürbün, 4 ipod, 4 dalgıç kıyafeti, 2 dalış tüpü, 1 teleobjektif, 1 DVD yazıcı, 1 ses kayıt cihazını alındığını ifade etti. Arıtürk, üç beş kişinin yargılanmasıyla hırsızlığın üstünün kapatılmaya çalışıldığını, olayın peşini ise asla bırakmayacaklarını kaydetti.
Prof. Dr. Hayrettin Karaman: “Boykot çağrısı, sadece Mavi Marmara olayı üzerinden yapılmamalı. İsrail devleti bölgede Filistinlilere zulüm ve şiddet uygulamakta, cinayet işlemekte, acı yaşatmakta. Devletlerin, hükümetlerin sınırları vardır; halkın, STK'ların sınırları yoktur, bu nedenle devlet olarak boykot uygulayamasak bile millet olarak; sadece Müslümanlar olarak da demiyorum, vicdan sahibi insanlar olarak İsrail devleti samimi olarak barış anlaşmasına yanaşana kadar boykot devam ettirilmelidir.”
Yönetmen Ali Murat Güven: “Yahudi sermayesiyle baş etmek zor olsa da siyonizme ait ekonomik örgütlenmelerin canını ne kadar yakabilirsek kârdır. Halkımızın kanının bu kadar ucuz olmadığını anlamalılar.”
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Prof. Dr. Mustafa Usta: “Sonuç alınması için konunun toplum nezdinde duyarlılığa ulaşması lazım.”
Tiyatro sanatçısı Atacan Aslan: “Bu çağrıya tüm kesimler kulak vermeli. Her şeyden önce bu milli bir kaygı olmalı. İsrail'le ilişkili olan iş adamlarının geleceği finansal açıdan parlak olmayacak.”
Tarihçi-araştırmacı yazar Yavuz Bahadıroğlu: “Destekliyorum; ama bu az. Bana aciz bir düzenleme tarzı gibi geliyor. Başka bir tepki de bulmamız lazım. Millet devlete, devlet de İsrail'e baskı yapmalı.”
