Terör örgütü PKK'nın Doğu'daki yıkımlarına açıklamalarıyla adeta meşruiyet sağlayan CHP vekilleri bu kez de gittikleri Şırnak'ın Cizre ilçesinden skandal bir raporla döndü.
Partinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) tarafından görevlendirilen, başkanlığını Genel Başkan Yardımcısı Zeynep Altıok'un yaptığı, aralarında İstanbul Milletvekilleri İlhan Cihaner, Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker, Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile Kocaeli Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan'ın yer aldığı heyet, ilçenin teröristlerden temizlenmesinin ardından Cizre'ye gitti. 4 Mart'ta bölgeye giden ve incelemeler yapan heyet döndükten sonra bir rapor hazırladı. Baştan sona devletin ve güvenlik güçlerinin suçlandığı raporda, PKK'dan ve HDP'li belediyedense tek kelime dahi bahsedilmedi.
Sivil halka zarar verilmemesi hassasiyetiyle uygulanan sokağa çıkma yasağı eleştirilen raporda devlet "orantısız güç kullanmakla" itham edildi. Patlayan bombalar ve verilen şehitlerden hiç bahsedilmeyen raporda "Cudi, Sur, Nur ve Yafes mahallelerinde sivil vatandaşların yaşam alanları ağır silahlar, tanklar ve uçaksavarlar ile orantısız güç kullanılarak yerle bir edilmiş durumdadır. Bazı mahallelerde binaların tamamına yakını tahrip edilmiş, binalar yıkıntıya dönüşmüştür" ifadeleri yer aldı.
CHP'li heyet raporunda teröristleri kaçırmak için Cizre'de emniyet güçleri ve sağlık personeline tuzak kuran ve PKK'ya silah kuryeliği yapan HDP'li Faysal Sarıyıldız'ın iddialarına da yer verdi. HDP'lilerin evlerin bodurumunda sıkışan PKK dağ kadrosunu kurtarma çabaları, sivil insanlar hayatını yitirmiş gibi yansıtıldı. Sarıyıldız'ın iddialarını önceleyen CHP'li vekiller, kaymakamdan alınan bilgiler için "tahmine dayalı bilgiler olduğu" notu düştü.
Raporunda PKK ve HDP iddialarını önceleyen CHP, bölücü örgütün açtığı hendekleri, bina duvarlarına açtığı delikleri, yer altı tünellerini, kaldırımları sökerek kurduğu barikatları görmezden gelerek, şehirleri bu hale güvenlik güçlerinin getirdiğini de ima etti: "Bazı mahallelerde binaların tamamına yakını tahrip edilmiş, binalar yıkıntıya dönüşmüştür. Evlerin çoğuna kapıları kırılarak girilmiş ve içerideki eşyaları tahrip edilmiştir." Sokağa çıkma yasağı süresince sivil halka yapılan gıda, su vb. yardımlar göz ardı edilerek halka asgari hizmetler dahi verilmediği öne sürülürken devletin bölgeye dönen vatandaşlara yaptığı yardımlara hiç değinilmedi ve "insanların yıkıntılar arasında yaşamaya terkedildiği" iddia edildi.
Öldürülen teröristlerin cesetlerinin sivil vatandaşlara aitmiş gibi yansıtıldığı raporda, "Hayatını kaybeden vatandaşların bazı vücut parçalarının dökülen hafriyatlar arasından çıktığı konuştuğumuz Cizreliler tarafından ifade edilmektedir" denildi.
Raporun en skandal önerisi ise, bölgedeki operasyonlara katılan güvenlik güçlerinin yargılanmasının istendiği bölüm oldu. Canları pahasına ülkelerini koruyan ve kendilerine sivilleri kalkan yapan teröristlerle savaşan güvenlik güçleri için "Bölgede terörle mücadele gerekçesiyle insan hakları ihlallerinde bulunan, hukuk dışına çıkan güvenlik görevlileri varsa bu konuda gerekli idari ve hukuki soruşturmalar derhal açılmalı" şeklinde skandal bir öneri getirildi.
PKK ağzıyla bir rapor kaleme alan CHP heyeti, metnin sonuç bölümünde de PKK'den ve HDP'li yöneticilerden bahsetmekten kaçındı. Sonuç bölümünde özetle TBMM çatısı altında, bölgedeki yurttaşlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de görüşleri alınarak Meclis Araştırma Komisyonu kurulması, sağlık, eğitim, insan hakları ihlalleri, yeniden imar gibi konularda sistemli bir çalışma yürütülmesi önerisinin yer aldığı raporda, bölge insanına nefes alanı açacak önlemler ve olanaklar sağlanması, yardım ve teşvik paketlerinin uygulanması istendi. CHP heyetinin PKK ağzıyla kaleme aldığı ve güvenlik güçlerinin hedef gösterildiği bu rapora TBMM'nin nasıl bir cevap vereceği merakla bekleniyor.