|

Diyanet’ten hiç hazzetmediler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, paralel yapının, Diyanet ve TİKA'nın yurtdışındaki faaliyetleri kendi alanlarına girdiği için rahatsız olduğunu söyledi. Erdoğan, “Zaten malum çevreler, Diyanet’ten hiç haz almadılar. Yani bunlar artık bir çok yerde dökülmeye başlayınca adeta buradan kendilerince bir rövanş alma gibi bir yola girdiler” dedi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/05/2015 Cuma
Güncelleme: 11:35 - 15/05/2015 Cuma
Yeni Şafak

Arnavutluk'ta çeşitli temaslarda bulunan, bir cami inşaatının temelini atıp, bir de cami açılışı yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye'ye dönüşünde gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu.



Arnavutluk'taki paralel yapıyı da konuştunuz mu?

Evet. Arnavutluk'taki paralel yapılanmayı da konuştuk. Cumhurbaşkanı ile de Başbakan ile de konuştuk. Olumlu yaklaştılar.



Avrupa'daki merkezleriymiş?

Balkanlar diyelim ama Avrupa demeyelim. Olsa olsa Balkanlardaki merkezleri olabilir, Avrupa olamaz.



Arnavutluk'taki imam hatipleri paralel yapı kullanıyormuş deniliyor?

Medreseleri kastediyorsunuz sanırım.. Size ilginç bir şey anlatayım. Malum yapıdan biri zamanında Diyanet İşleri Başkanımıza gelmiş. Paralelin ileri gelenlerinden, şu anda kaçak olan biri... Demiş ki, 'Normalde biz cami işleriyle uğraşmayız ama Arnavutluk bir istisna. Burada müftülüğü biz halledeceğiz'... Tabi Mehmet Hoca da (Görmez) şaşırmış. Bu benim görevim demiş, bana böyle bir şeyi hangi cüretle teklif ediyorsunuz' diye itiraz etmiş... O zaman ki Arnavutluk yönetimi de malum yapının telkini neticesinde, Arnavutluk'taki Diyanet İşleri Başkanlığı görevini, Boğaziçi Psikoloji mezunu birine vermiş. Kendisi Türkiye'de imam hatipin sadece orta kısmını okumuş. Halen de aynı görevi yapıyor ama Balkanlardaki müftüler tarafından kabul görmüyor.



RÖVANŞ ALMAK İSTİYORLAR


Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'le ilgili araç polemiğiyle ilgili ne diyorsunuz?

Ben bu konuda ne düşündüğümü meydanlarda da söyledim. Bir kere o Mercedes'in iddia ettikleri gibi 1 milyon TL falan olması için zırhlı falan olması lazım. O tür normal Mercedes'lerin fiyatları 300-320 bin TL civarındadır. Kaldı ki artık eski dönemlerde değiliz. O tür araçlara artık herkes binebiliyor. Üstelik Diyanet İşleri Başkanı'na tahsisli bir araçtan söz ediyoruz. Kendisine de ifade ettim: 'O gazete böyle yazmış filanca şöyle yazdı diye o şekilde davranmanız pek doğru olmadı' dedim. Ama sosyal medyada sarığının üzerinde Mercedes resmi iliştirildiğini görünce ciddi manada üzülmüş. Arabayı durdurmuş. Oradan inip eve yaya gitmiş. Gerçekten çok üzülmüş. Adamcağızın oturduğu evi bile yalanlar eşliğinde polemik konusu yapıyorlar. Ev zaten Diyanet'e ait bir ev.



Diyaneti neden bu süreçte hedef aldılar?

Zaten malum çevreler, Diyanet'ten hiç haz almadılar. Yani bunlar artık bir çok yerde dökülmeye başlayınca adeta buradan kendilerince bir rövanş alma gibi bir yola girdiler.



Paralel yapı Diyanet, TİKA yani bunların yurtdışındaki faaliyetlerinden rahatsızlar?

Aynı şekilde tabi Yunus Emre Vakfı'ndan da rahatsızlar. Onların alanlarına girdiği için. Mesela DEİK. Onların yurtdışındaki tüm alanlarına giriyor. Tabi bu da onları rahatsız ediyor. Şimdi mesela biz Maarif Vakfı'nı kuruyoruz. Vakıf kurulduğu andan itibaren. MEB, Maarif Vakfı herhangi bir ülkenin eğitim bakanlığıyla ilişkiye girip orada işleri ele alacaklar.



SİZE UYUMSUZ OLAN BİZE DE UYUMSUZDUR


Maarif Vakfı'nın statüsü belirlendi mi efendim nasıl olacak?

Üzerinde çalışılıyor halen. Kurumların temsilcilerinin yanı sıra sanıyorum STK'lar da olacak. Ama ağırlık kurumların temsilcilerinde olacak. Yunus Emre Vakfı gibi ama daha çok eğitim öğretim alanında etkin olan kişilerin yer aldığı bir vakıf olacak.



Ne zaman faaliyete geçecek?

Şu anda oluşum aşamasında.



Paralel okullarla mücadeleyle ilgili Türkiye çeşitli çalışmalar yapıyor ama bu okullara destek veren ülkelerin hatta belli bir ülkenin olduğunu ileri sürenler de var. Böyle bir defans hissettiniz mi?

Bizim temaslarımızın ardından, kapanmalar başladı. Mesela Azerbaycan başladı. Gabon buradaydı. Size uyumsuzluk sağlayan bize de sağlar dediler. Nasıl yol izleyeceksek adımlarımızı atalım. Senegal'den aldık. Peyderpey devreye sokuyoruz. 1 Eylül'den itibaren hızlanacak. Dershane meselesi kapanıyor biliyorsunuz. Maarif Vakfı da devreye girdiği andan itibaren biliyorsunuz orada okuyan çocuklar var açıkta kalmaması lazım. Maalesef o ülkelerin devlet erkanının çocukları da var o okullarda.



EYLÜL'DEN ÖNCE BAŞLAR


Maarif Vakfı mı alacak?

Mülkiyet meselesi dahil, tüm konular ilgili ülkenin eğitim bakanlığıyla konuşulacak. Gerekiyorsa mülkiyet devralınacak ya da bu hususta destek vereceğiz. Diyelim öğretmenleri Maarif Vakfı gönderecekse, o ülke de diğer masrafları üstlenecek. Destek vermemiz gerekiyorsa da destek vereceğiz.



Eylül'den önce de başlayabilir mi?

Daha önce de başlayabilir.



Yurtdışındakiler değil mi?

Yurtdışı tabi. Yurtiçinde dönüşebilenler dönüşecek dönüşemeyenler kapanacak.



Dönüşme ne durumda?

Hakkını veremiyorlar ondan dolayı dönüşümde sıkıntı çekiyorlar.



Balkanlarda da bir üst akıl var


Erdoğan, Balkanlardaki yapıya dikkati çekere, “Orada da bir üst akıl var. Malum Bosna Hersek'i baklava dilimine ayırdılar. 8 ayda bir, dönüşümlü olarak bir dönem başkanı Bosna Hersek'e komuta ediyor. Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar. Şu son seçimler öncesinde nüfus sayımı yapılmış olmasına rağmen, sonuçlar açıklanmadı. Bildiğim kadarıyla halen de açıklanmadı. Boşnaklar nüfusun yüzde 54'ünü oluşturduklarını düşünüyorlar. Ve bu ülkenin halen güçlü bir ordusu yok. Üst aklın böl parçala yönet yöntemi buralarda da devrede. Kosova'da da benzer bir durum söz konusu" dedi.





Takvim 2019


Seçimden AK Parti güçlü çıkarsa şu an var olan gergin ortam yumuşar mı? Yine aynı şekilde şu an size karşı olanlarların pragmatik olarak size karşı tutumunu ve cemaate karşı tutumlarını değiştitirler mi?

Bir kere taşlar yerine oturacaktır. Burayı güvenli liman haline getirmiş olacaktır. Referandum sayısına ulaşırsak başkanlık sistemini takvimine alacaktır AK Parti. Bunun takvimi 2019'mu olur daha mı erken olur bilemem. Böyle bir süreç söz konusu. Tabi bunun artılarını, eksilerini 12 yılda çok rahat görüyoruz. Gerek içeride gerek dışarıda ülkemin menfaati ne olursa onu yapmak durumundayım. Sorunun ikinci bölümüne gelince. Bunu içeride de dışarıda da çeşitli mahfillerde yapıyorlar. Koaslisyon vs. gibi. Ben koalisyonun bu ülkenin zararına olduğuna inanıyorum. Bu çok açık ve net. Tarihte örnekleri var. Terörle mücadele noktasında da sıkıntılar meydana gelir. Biz gelemeden önce koalisyon hükümet vardı. 5 yıl dayanamadılar. 3.5 yıl yapabildiler. Daha geriye de gidelim. Tek partiden parlamentere çok partili sisteme geçildi. Ortalama 16 ayda bir hükümet değişmiş. Bu durum istikrar olmayınca bu tarz kaoslar olur.



Seçimden sonra diğer ülkelerden tutum değişikliği bekliyor musunuz?

Zaten hazırlanıyorlar. Bunu görüyoruz. Bunun sinyallerini alıyoruz.



Tehdit edenler bedelini öder


HDP barajı aşamazsa çatışma çıkar mı diye Selahattin Bey'e soruyorlar. Demirtaş, baraj altında kalır da olaylar çıkarsa bu durumla seçim sonucu hakkında bir bağ kurmak doğru olmaz diyor?

Devlet kendini baraj altına şartlamaz. Yaparsa yanlış yapar. Nerede terör olursa olsun hazır olmak durumundadır. Şu anda da devlet tüm güvenlik güçleriyle, jandarmayı da dahil ediyorum. Güvenlik güçlerini valiler göreve çağırır. Güneydeki gelişmelerden dolayı zaten bir hazırlık var. Diğer bölgelerde de buna benzer şeylerin olması durumunda gereken yapılır. Barajın altında kalınırsa şunu bunu yaparız diyenler bunun bedelini öder.



Barzani'nin Türkiye'nin yardımı olmasaydı Kobani kurtulamazdı şeklindeki açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Barzani'nin söylediği doğru. Türkiye topraklarını Peşmerge'nin geçişine açmasaydı girebilecek miydi? Giremeyecekti. Özgür Suriye Ordusu da aynı durumdaydı. Tek sıkıntı Obama ile yaptığımız telefon görüşmesinde iki gün içinde Kobani düşüyor PYD'ye destek vermemiz lazım sözüne PYD, PKK'nın eşdeğeridir. Birlikte çalışıyorlar. Bu desteğiniz DEAŞ'a da gidebilir dedim. Öyle de oldu. Bir kısmı PYD'ye diğeri DEAŞ'a gitti. Sıkıntı oldu. Kobani'de kimse kalmamıştı bizim tarafa geçmişti. Şimdi 60 bin kişinin yeniden Kobani'ye geçtiğini arkadaşlar söyledi.



İmar faaliyeti başlamış diyorlar

Olsa bile çok zor. Bu insanlar mali durumu müsait olan insanlar değil. Sağını solunu kapatıp girecekler. Dışarıdan yardım diyorlar. O tür yardımlar gelecekse ancak o zaman mümkün olabilir yeniden imar.





----



ve en güzel

için tıklayınız







#Cumhurbaşkanı Erdoğan
#paralel yapı
#Diyanet
9 yıl önce