Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırladığı muhtarlara hitaben yaptığı konuşmada, gündemdeki önemli konuları değerlendirdi. ABD'nin, "PYD bize göre terör örgütü değil" açıklamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü PYD, YPG ile mi berabersiniz? Bize ne PYD'yi, YPG'yi tanıtabilirsiniz, biz hepsini iyi tanıyoruz. DAEŞ'i de iyi biliriz. Ama siz tanıyamadığınız için bölge kan gölüne döndü" diye konuştu. Suriye'deki iç savaşa da değinen ve mültecilerin yaşadığı zorlukları hatırlatan Erdoğan, BM'nin bu durum karşısındaki tutumunu eleştirdi. Türkiye'ye gerekli yardımların yapılmadığını belirten Erdoğan, "Her şey ortada. Kendileri geliyorlar, görüyorlar hala plan getir, proje getir, bilmem ne getir... Bırakın bu işleri, siz dalga mı geçiyorsunuz bizimle?" dedi.
Erdoğan'ın gündemindeki konulardan biri de terör sorunuydu. Operasyonların kararlılıkla sürdürüleceğini sürdüren Cumhurbaşkanı, ana muhalefet partisinden gelen bazı açıklamaların teröre destek olduğunun altını çizerek, "Kendi devletinin yanında değil de, terör örgütünün yanında bulunarak siyaset yapılmaz" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Birileri Türkiye'yi içine kapatmaya çalışsa da biz hedeflerimiz doğrultusunda yürümeye devam ediyoruz. Milletimizi bölemeyecekler, ülkemizi parçalayamayacaklar. Minarelerden günde beş defa okunan ezanları susturamayacaklar. Türkiye sadece bir ülkenin adı değildir. Türkiye aynı zamanda yüz milyonlarca mağdur için umudun adıdır.
Türkiye terörle mücadelesini kararlılıkla sürdürecek. Karşımıza hangi piyonu çıkarırlarsa çıkarsınlar bizim tarihimizden aldığımız gücümüz var. Eğer mesele sadece teknoloji olsaydı, Çanakkale Savaşı farklı sonuçlanırdı. Afganistan farklı sonuçlanırdı. Biz, karşımızdakilerin ve onların arkasındakilerin cesametine değil, kendi doğrularımıza kendi vicdanımıza bakacağız, böyle yürüyeceğiz.
PYD, YPG terör örgütü değil diyorlar. Bal gibi de terör örgütü. PKK nasıl terör örgütüyse, onlar da terör örgütü. Bu ifadeyi kullananlar, bu terör örgütlerinin avukatı konumundalar. Hele hele bunlar ana muhalefet partisinin mensubu olunca, durum çok farklı bir yere gidiyor. PKK ile YPG'nin bir farkı var mı? Bütün yazılı kayıtları bizim elimizde.
ABD yetkilileri, 'PYD terör örgütü değil' diyor.Ey Amerika, size kaç kere söyledim. Siz bizimle beraber misiniz, yoksa bu terör örgütü PYD, YPG ile mi berabersiniz? Bize ne PYD'yi, YPG'yi tanıtabilirsiniz, biz hepsini iyi tanıyoruz. DAEŞ'i de iyi biliriz. Ama siz tanıyamadığınız için bölge kan gölüne döndü. Defalarca söylememize rağmen karşımızda susuyorlar ama gıyaben biz böyle düşünüyoruz diyorlar. Siyasetin gücünü ihmal etmedik, bundan sonra da ihmal etmeyeceğiz. Ama asıl olan nedir biliyor musunuz? "Galip olan sadece Allah'tır". Bunu bileceğiz. Bugün verdiğimiz mücadele Habil ile Kabil'den beri verilen mücadeledir.
Cizre'de, Sur'da mahalleleri işgal eden teröristlerin neler yaptıklarını sizler de takip ediyorsunuz. Askerimizin, polisimizin dini hassasiyetini bilen teröristler mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim'in içine bomba koyuyor. O bölgeye giden bir gazeteci, bir polisin çok çarpıcı ifadesini veriyor: Birçok şehit verdik ama halkı kazandık. On beş senedir bu bölgedeyim ama halkın desteğini hiç bu kadar kazanmadık.
PYD'ye, 'müttefik' dediğimiz ülkelerin sahip çıkmasından dolayı gerçekten üzgünüm. Avrupa'da tescilli katillerin dolaşmasına izin verdiler. Avrupa ülkeleri ne zaman ki bu ülkelere el uzatmaya kalktılar, işte o zaman terörün acı yüzüyle karşılaştılar. Düşmanımın düşmanı dostumdur basitliği müttefikliğe yakışmaz. İlkeli olmak lazım. Burada ilke yok. Biz teröriste 'terörist' demeyi, o şekilde muamele etmeyi sürdüreceğiz.
Mültecileri öcü gibi görenlerin, Esed'e kör ve sağır kalması ibret vericidir. Ne diyor BM, gelen mülteciler için kapınızı açın. Sen ne işe yarıyorsun? O kadar insanı evimize biz aldık. Siz ne aldınız? 300 kişinin hesabını yapıyorsunuz, biz 10 milyon kişi aldık. Birleşmiş Milletler olarak bize yaptığınız yardım 450 milyon dolar, yaptığımız yardım 10 milyar dolara yaklaştı. Hadi, verin desteklerinizi. Her şey ortada. Kendileri geliyorlar, görüyorlar hala plan getir, proje getir, bilmem ne getir... Bırakın bu işleri, siz dalga mı geçiyorsunuz bizimle? 400 bin masum insanın katledildiği ülkeden çıka çıka düğün görüntülerinin çıkması ne kadar acıdır değil mi? Suriye meselesinde rasyonel çözümlerimizin hayata geçmesinin vakti geldi.
Kendi devletinin yanında değil de, terör örgütünün yanında bulunarak siyaset yapılmaz. Dünya yanıyor ana muhalefetin en büyük sorunu fotoğrafı kimin indirdiği. 50 günde, fotoğrafı kimin indirdiği sorununu çözemeyenlerden, ülkeye katkıda bulunmasını beklemek elbette hayalcilik olur.
Bugüne kadar milletin hiçbir yarasına merhem olmadıkları gibi, sürekli yaraları kaşımayı marifet sayarlar. Oysa biz kanayan yarayı sarmanın peşindeyiz.
