Kara Kuvvetleri Komutanlığında Öğretmen Kıdemli Yüzbaşı olarak görev yaparken 28 Şubat sürecinde rütbesi piyade ere düşürülüp ordudan ihraç edilen Emekli Albay İbrahim Keleş, “28 Şubat 15 Temmuz'un tarlasıdır” dedi. 28 Şubat mağduru Keleş, 17 yıl görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) disiplin ve çalışkanlığı dolayısıyla çok sayıda ödül aldığını ancak süreçte bu ödüllerin ihraç edilmesinin önüne geçemediğini söyledi.
TSK'da 90'lı yılların başından itibaren dindar kişilerin sıkıntılarla karşı karşıya kaldığını dile getiren Keleş, ihraç gerekçeleri oluşturulurken “eşinin başörtülü olması”, “namaz kılıp kılmaması”, “eğlence gecelerine katılıp katılmaması” gibi kriterlerin göz önünde tutulduğunu kaydetti. Keleş, o süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı: “1993 yılında tayin formu doldurmamızı istediler. Daha önce hiç tayin formu doldurtmamışlardı. Form için eşlerimiz ve 12 yaşından büyük çocuklarımız için de fotoğraf istediler. Eşimin başörtülü fotoğrafını verdim. Sonra tayinler geldi. Görev süremin 4 yıl daha olmasına rağmen Gaziantep'e gönderildim. Orada çok uydurma bir kadro olan eğitim subay yardımcılığına görevlendirildim.”
Keleş, eşinin kıyafeti bahane edilerek bir günde kapının önüne konulduğunu, sağlık karnesi, fişi, silah taşıma ruhsatı gibi tüm hak ve kazanımlarının da elinden alındığını dile getirdi. İhraç edildiğinde 2 çocuğu olduğunu ifade eden Keleş, ihraçtan sonra yerleştiği İstanbul'da iş bulmakta çok zorlandığını, bulduklarından da gelen baskılar sonucu işten çıkarıldığını kaydetti. Keleş, iade-i itibarla albaylık rütbesine terfi ettirildiğini kaydetti.
Şu anda FETÖ'den tutuklu, fiilen darbeye karışan 159 generalin olduğunu hatırlatan emekli Albay Keleş sözlerini şöyle tamamladı: “Bunların sicillerini az çok biliyorum. Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülen Semih Terzi, 89 girişlidir. 28 Şubat'ta üsteğmendi. Ben de o dönem yüzbaşıyım. Biz ihraç edilirken onlara kimse dokunmadı. 28 Şubat, 15 Temmuz'un tarlasıdır. 28 Şubat'ta FETÖ'cüler için çok verimli bir tarla oluşturuldu. Onlar, o tarihlerde namazı imaya çevirdiler. Yani gözle namaz kılmak gibi bir tür geliştirdiler. O eğlence gecelerine gittiler. Eşlerinin başlarını açtırdılar. Bizim dediğimizi yapıyorlar diye onlara dokunmadılar. Bizi ihraç edenler, o FETÖ'cülere uygun bir ortam oluşturdular."