Hiperaktivite son dönemin gözde rahatsızlığı… Çocuğu yerinde durmayan, sıkça yaramazlık yapan bir çok ebeveyn “Benim çocuğum hiperaktif” diyebiliyor. Uzmanlara göre ise “hiperaktivite” teşhisi sadece hekimler tarafından konulmalı. Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi Başhekimi Psikiyatri Uzm. Dr. Asil Budaklı; “Teşhis konulmamış dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) olan çocuklar uygun tedavi ve yönlendirme yapılmadığı takdirde eğitim ve iş hayatlarında ciddi başarısızlıklar yaşayabiliyor. Oysa okul başlamadan önce yapılacak klinik değerlendirme ve basit testlerle hiperaktif olup olmadığı belirlenebilir, çocuğunuzu böylece doğru yönlendirebilirsiniz” şeklinde konuşuyor.
Birçok kişinin merak ettiği bu sorunun yanıtını Psikiyatri Uzmanı Dr. Asil Budaklı “tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan” paradoksuna benzetiyor. Bununla ilgili bilimsel bir kanıt bulunmadığını belirten Dr. Budaklı “ DEHB'de hafıza sorunu olmasa bile bilgiyi alma, işleme ve gerektiği yerde kullanma zincirinden mutlaka birinin ciddi anlamda etkilendiğini, bir türlü istenen performansa ulaşılamadığını görüyoruz. Çoğu zaman bu şikâyetlerin ardında da hiperaktif çocukların tedavi edilmediğinde dikkatini sürdürememesine, bilgiyi doğru yerde kullanamamasına bağlı olarak derslerinde yaşadığı başarısızlıklar yatıyor. Doğru gözlemle çok küçük yaşlarda teşhis edilen ve tedavisi düzenlenenler başarılı olurken tedavisi düzenlenmemiş bireyler ise zorlu bir okul yaşantısına sahip oluyorlar"diyor.
Toplum arasında bir yanlış algı da “Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu”nin sadece çocuklarda görüldüğü. Çocukluk döneminde belirti gösteren bu bozukluk “yaramazlık ya da tembellik” denilip geçildiğinde yetişkinlik dönemlerinde de hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Bu etkiler bu kez iş ve sosyal yaşamında kendini gösteriyor.