Bir Ramazan ayına daha eriştik. Bu nurlu ve bereketli günleri en iyi şekilde değerlendirmek için bütün ruhumuzla Ramazan'ı yaşamak gerek. Daha sabırlı, daha çok şükreden, daha çok iyilikte bulunan kimseler olmak Rabbimiz'in bize en güzel emirlerinden biri. Özellikle yeme - içme konusunda nefsimizi eğitmeliyiz. Sıradan bir günden daha gösterişli kurduğumuz sofralarda tıka basa yediğimiz çeşit çeşit yemekler sağlığımızı korumak, bedenimizi ve ruhumuzu arıtmak için hastalıklara neden olabilir. Bu yüzden iftar saati sabrımızı koruyup yavaş yavaş ve çok çiğneyerek yememiz gerekiyor.
Sahur ve iftarda nelerin yeneceğine dair birçok şey okuyacağız. Ne yersek yiyelim bunun bir ölçü dahilinde olması gerektiğini baştan söyleyerek ben de birkaç bilgi vermek istiyorum. Daha uzun süre tok kalabilmek için sahurda şekerli besinler yerine yağlı yiyeceklerden faydalanmalıyız. Şeker içeren besinler, daha kısa süre tokluk sağladığı gibi su ihtiyacını da artırır. İftarda ise hafif, mideyi yormayacak, sebze ve meyve ağırlıklı sofralar kurmalıyız. Rasulullah (s.a.v.) “Sofralarınızı yeşilliklerle süsleyin” diye buyurmuştur.
Ramazan'ın ilk Pazar’ında, Rasulullah'ın sofrasından bir yemekle iftar sofrasını zenginleştirmeyi öneriyorum. Sahabeden Sad Bin Ebi Vakkas(r.a.) hastalanır. Rasulullah, Sad Bin Ebi Vakkas’ın tedavisi için Haris Bin Kelede’yi çağırtır. Haris Bin Kelede, Sad Bin Ebi Vakkas’ın tedavisi için Ferika adlı yemeği yapar. Bu Pazar iftarında tadımlık da olsa ferika soframızda olsun ve Sad Bin Ebi Vakkas'ı da hayırla yad edip, çocuklarımıza onu tanıtalım.
*150 gram hurma
*2 su bardağı süt
*2 yemek kaşığı tereyağı
