|

İlknur İnceöz, TBMM’deki o geceyi anlattı: Seyit Onbaşı’nın gücünü yüreğimde hissettim

Cumhurbaşkanının telefonu moral verdi. AK Parti Grup Başkanvekili İlknur İnceöz, işgal girişimi sırasında Türkiye Büyük Millet Meclis’inde yaşananları Yeni Şafak’a anlattı. İnceöz, darbe girişimi olduğunu öğrendiğinde hissettiklerini “O anı tam olarak tarif etmem gerekirse, Seyit Onbaşı’nın Çanakkale savaşındaki gücünün aynısını ben kendimde yüreğimde hissettim” sözleri ile tarif etti. İnceöz şunları söyledi:

Yeni Şafak ve
20:27 - 15/07/2017 Cumartesi
Güncelleme: 20:30 - 15/07/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
​
İlknur İnceöz, TBMM’deki o geceyi anlattı: Seyit  Onbaşı’nın  gücünü  yüreğimde  hissettim
​ İlknur İnceöz, TBMM’deki o geceyi anlattı: Seyit Onbaşı’nın gücünü yüreğimde hissettim

DANIŞMANIM DARBE HABERİNİ VERDİ

15 Temmuz Cuma günü, Meclis’teki çalışmalarımızı tamamladıktan sonra, Aksaray’a gitmek için hazırlıklarımı yapmak üzere evime geçtim. Saat 21.00 sıralarında danışmanım Fatma Hanım beni arayarak, endişeli bir ses tonuyla, “Boğaziçi Köprüsü askerlerce tek taraflı olarak trafiğe kapatıldı, darbe girişimi olacağına ilişkin duyumlar alıyoruz” dedi. Daha sonra arayan danışmanım Engin Bey de aynı ifadeleri kullanınca, hemen telefon trafiği başladı. İlk olarak Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Özel Kalem Müdürü Hasan Doğan Beyi aradım. Telefonu, çalar çalmaz açınca içimde şüpheli olan durum netleşti. Hasan Bey, “Evet başkanım bu darbe girişimi, sesimizi duyurmalıyız” dedi. Ben de “Sayın Cumhurbaşkanımızın yerini sormuyorum ama iyi mi?” diye sordum. O da Sayın Cumhurbaşkanımızın iyi olduğu bilgisini paylaştı.

TELEVİZYON

BAĞLANTILARI

Yaşananların bir darbe ve işgal girişimi olduğunun teyidini aldıktan sonra hızlı bir şekilde televizyon bağlantılarımız oldu. İlk olarak saat 23:05 sularında canlı yayınına bağlanarak bunun bir kalkışma olduğunu ve darbeci hainlere asla geçit verilmeyeceğini, milletimizle beraber meydanlarda olacağımızı bildirdik. Ardından yine 23:53’te bir başka canlı yayınına bağlanarak milletimize aynı mesajları verdik ve ardından evden çıkışımız oldu. İlk duyduğumda o anda gerçekten uzun yıllar boyunca, 14 yıllık iktidarımız boyunca darbelere, muhtıralara, vesayetçilere karşı verdiğimiz amansız mücadeleyi düşündüm. Adeta darbeler tarihi olan yakın siyaset tarihimizi göz önünde bulundurduğumuzda 14 yıllık mücadelemizin, aldığımız önlemlerin, attığımız adımların ve yaptığımız düzenlemelerin önemi ortaya çıkıyor.

BİR KAÇ SANİYE DERİN ÜZÜNTÜ DUYDUM

Demokrasimizi güçlü kılmak adına aldığımız tüm önlemlere rağmen hala böyle bir girişimde bulunulabiliyor olması, böyle bir kalkışmaya cesaret edilebilmesi, devlet kurumlarının içine sızılmış olması, ordunun içerisine kendilerine emanet edilmiş olan F16lar, helikopterler, tanklar, silahlar, bombalar bütün o savunma mekanizmalarının, milletin vermiş olduğu vergilerle alınmış ve kendilerine ülkesini ve milletinin geleceğini korumak, ülkemizin sınırlarını korumak, düşmana doğrultması gereken silahları millete doğrultulduğu seçilmiş hükümete karşı ve milletin geleceğine karşı darbe girişimi kalkışmasının yapıldığına ciddi anlamda derin bir üzüntü duydum. Bu bir kaç saniye...

SEYİT ONBAŞI GİBİ

Onlara karşı size bir anda inanılmaz bir güç geliyor, böyle bir gerçekle yüzleştiğinizde olaylara çözüm üretebilme konusunda herhangi bir şekilde canınızı göz önüne getirmeksizin kendinizi çok güçlü kılıyorsunuz. O anı tam olarak tarif etmem gerekirse, Seyit Onbaşı’nın Çanakkale savaşındaki gücünün aynısını ben kendimde yüreğimde hissettim.

MİLLETİMİN ÜSTÜNDE HİÇBİR GÜÇ TANIMADIM

Vatandaşımızı doğru bilgilendirme adına evden televizyon bağlantılarımızı yaptık ve hep birlikte dinlediğimiz Sayın Cumhurbaşkanımız net açıklamalar yaptı adeta bir ülkenin milletine tarihine yön veren o açıklamasıyla şu cümlesi çok önemli, bunu özellikle belirtmek istiyorum; “Ben milletimin üstünde hiçbir güç tanımadım.” Ve milletimizi sokağa çağırması... Bu vatan hainlerine milletçe ne kadar güçlü olduğumuzu o gece hep birlikte gördük. O anda hissettiğim buydu. Daha güçlü mücadele edecek şekilde, milletimizle 1’e 10 o gücü hissettik. Ve hemen evden hareket ettik.

MECLİS’E ULAŞMAYA ÇALIŞTIK

Meclis’e ulaşmaya çalıştık önce başbakanlığa gidelim diye bir düşüncemiz oldu daha sonra meclise geldik. Gelirken TRT’de baskın olduğunu öğrendik sanırım sözde darbe bildirisi o anda okundu. Meclis’e ilk gelenlerden biri olduğum için sorunsuzca içeriye girdik. Biliyorsunuz vatan hainlerinin, cuntacıların yaptığı en büyük saldırı Gölbaşı’ndaki Özel Harekat, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve Çevresi, Genelkurmay Bölgesi MİT binaları, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve köprülerde gerçekleşti. Ama en yoğun saldırı Özel Harekat’a yapıldı. Özel Harekat ülkemizin özellikle 20 Temmuz’dan sonra terörle mücadele konusunda en çok katkıyı veren, en çok yetişmiş elemanı, beyin takımı her şeyiyle bu mücadelenin içerisinde olan bir yerdi. Bütün buralara Genelkurmay da dahil buranın başka bir alan olduğunu gördük. Meclis’e girerken bir taraftan koşuşan insanlar, görevli polisler, birbirine ateş etmeler, silah sesleri, atılan bombaların sesleri; bütün bunlar durumun ne kadar ciddi olduğunu gösteriyordu ve biz de buna canlı olarak şahitlik yapıyorduk.


CANSA CAN DEDİM;

IŞIKLARI YAKTIK

Doğruca Meclis’e girdik, burada kapılar kapalı ışıklar yok, her zaman yapıp bildiğiniz şey o an zor olabiliyor. Koridorların ışıklarını yaktık. Şunu hiç unutmuyorum; arkadaşlar da zaman zaman hatırlatıyor. Ben, “Işıkları açın; milletimizin sokaklarda açık hedef olduğu bir durumda, parlamentoda iradesini temsil etmek üzere milletvekilleri olarak biz de burada olduğumuzu göstereceğiz” dedim. Çalışanlarımızdan bazıları “Başkanım ışıkları yakarsak burası direk görünür ve hedef olur” telkinlerinde bulundular. “Milletin sokakta canını ortaya koyduğu bir durumda burada cansa can. Bu gece can verilecek” deyip burada ışıkları yaktırdığımızı biliyoruz.

HAİNLER YAYINLARI

KESMEK İSTEDİLER

Daha sonra Meclis Başkanımız İsmail Bey geldi, Genel Kurulu açma kararlılığı içerisindeydik, kendisinin gelişiyle beraber önce anahtarlar bulunamadı kapıyı kıralım diye düşünüldü, kulisin ışıkları yakıldı. Bunlar normalde hep yapılan işler ama o anda bu işi yapanların orada olmadığı bir zaman dilimine denk geldi, nihayetinde anahtarları buldular. Kapıları açtık ve basın mensuplarını içeriye aldık. Basın mensupları böylece sadece milletvekillerinin girebildiği TBMM Genel Kurul Salonuna ilk kez alınmış oldu. Daha sonra da hepimizin bildiği, ekranlara yansıyan o görüntüleri izledik. Hainler, cuntacılar buradaki yayınları kesmek istemişler. Buradaki milleti dağıtıp, “Meclis işgal edildi, ele geçirildi” gibi bir görüntü vermek istediler ama herkes canını verir teslim olmazdı. Hiç birimizin silahı yoktu ama dilimiz döndüğünce hepimiz kararlıydık. Daha sonra Meclis’i bombalamaya karar vermişler. Başbakanımızın kullandığı yerler de dahil olmaz üzere Meclis’in pek çok bölgesine, kampüs alanına bombalar atıldı.

TAHRİBATIN BOYUTU

ERTESİ GÜN ORTAYA ÇIKTI

Salonda 68 AK Parti Milletvekili, 2’si Grup Başkanvekili olmak üzere 15 CHP milletvekili, MHP’den grup başkanvekilinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 6 milletvekili - belki sonra sayılar artmış olabilir - vardı. Vatandaşlar ve çalışanlar da vardı. O gece korunduğumuza inanıyorum. Sayı önemli değil, bir milletvekili bile olsa bizim için önemliydi. Orada siyasi farklılıklarımızı ortadan kaldırdık, yekvücut olduk. Biz orada konuşmalarımızı yaparken, düşmanların bile silahlarını doğrultmadığı Meclis’e bombalar yağmaya başladı. Helikopterle asker indirilmeye çalışıldı. Sabaha kadar sığınaktaydık, Meclis’i terk etmedik. Sabah da Meclis’teki tahribatın boyutunun ne kadar büyük olduğunu gördük.”

ERDOĞAN MORAL VERDİ

Saat 03.00 sıralarında sığınağa indik. Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul’a ulaştıktan sonra, kendisi ile bir telefon bağlantımız oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız telefonda, “Hiç bir endişeniz olmasın, bu darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlanacaktır, size buradan sesleniyor olmaktan duyduğum derin üzüntüyü iletiyorum. Meclis’in hedef olmasından duyduğum üzüntüyü dile getiriyorum. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, Türkiye bundan çok güçlü şekilde çıkacaktır.” dedi. Cumhurbaşkanımız o gece bize, her zamanki o güçlü ses tonuyla, hiç bir endişeye kapılmamamız gerektiğini söyledi.

Biz de kendisine “Allah

yardımcınız olsun” dedik.

DÜN ELİNDE KALEM

OLANLARIN ELİNDE

SİLAH GÖRDÜK

“Devletin içine kırk yıldır sızmış bir terör örgütünden bahsediyoruz. Dün elinde kalem olanların bugün elinde silah, milletimize doğrulttuğunu gördük. Bunların bütün kurum ve kuruluşlardan kökleri kazınana kadar, mücadele devam edecektir. Terör örgütlerinin bir hedefi var; 79 milyonun birlik ve beraberliği, ülkemizin geleceği ve bu coğrafyanın kaderi... Ne olursa olsun bunlara taviz verilmeyecek.”  ANKARA

#15 temmuz
#darbe gecesi
#Meclis
7 yıl önce