|

'İmam hatip okulları için yapılması gerekenler'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hayrettin Karaman köşesinde imam hatip okullarını ikmal için neler yapılması gerektiğine ışık tuttu. Yusuf Kaplan, İsmail Kılıçarslan, Merve Şebnem Oruç ve Hasan Öztürk de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:15 - 27/11/2016 Pazar
Güncelleme: 06:42 - 27/11/2016 Pazar
Yeni Şafak
İsmail Kılıçarslan, Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Hasan Öztürk ve Merve Şebnem Oruç.
İsmail Kılıçarslan, Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, Hasan Öztürk ve Merve Şebnem Oruç.

Hayrettin Karaman, Yusuf Kaplan, İsmail Kılıçarslan, Merve Şebnem Oruç ve Hasan Öztürk'ün yazılarının en dikkati çeken bölümleri:







İmam hatip dostlarına düşen görev

Bize (imam hatip dostlarına) düşen, her durum ve şartta imam hatip okullarının varlık hikmetini gerçekleştirmek üzere sivil toplum olarak da elden geleni yapmaktır.




Neler yapılabilir?




Önce bir tecrübeyi hatırlatayım:




1963-'65 ders yıllarında bazı sınıf ve dava arkadaşlarımızla birlikte İstanbul İmam Hatip Okulu'nda meslek dersleri öğretmenliği yapmıştık. İki yılda hemen bütün meslek dersleri için kitaplar hazırladık, bunlar yıllarca okutuldu. Her bir arkadaş 15 civarında çalışkan öğrenciyi seçerek ve 15 günde bir evlerimizde müsafir ederek özel bir program uyguladık. Bu programda Arapça ve yabancı dil takviyesi yanında seçilmiş kitapların okunup tartışılması da vardı. Bu gençlerde oluşan fark öğrenci genelini de müspet etkiliyor, eğitim ve öğretimin kalitesini iyileştiriyordu. Biz bunları yaparken aile ve sağlığımız başta olmak üzere her şeyimizi ikinci plana bırakıyor, faaliyetimizin yaratılış gayemiz bakımından en önemlisi olduğuna iman ediyorduk.





Türkiye dik duracak

980'lerde Margaret Thatcher'ın gelişi, Soğuk Savaş'ı sona erdirdi. “Demir Leydi” lakabıyla anılan Thatcher, Demir Perde olarak adlandırılan sosyalist dünyayı, tarihin mezarlığına gömen fitili ateşledi: Soğuk Savaş alelacele bitirildi; küresel sistem, kendisine yeni bir düşman icat etti: İslâm.




Yeni düşman, NATO Genel Sekreteri'nin ağzından telâffuz edildi açıkça: “Küresel sistemin önündeki en büyük tehdit, İslam'dır,” denildi ve “İslâm tehdidi”, NATO'nun resmî doktrini hâline getirildi NATO Genel Sekreteri Willy Cleas tarafından.




Bildik Soğuk savaş okumasını tersyüz edecek bir şey söylüyorum burada: ABD, tıpkı Rusya gibi süper güç olma özelliğini yitirdi. Soğuk Savaş sürecinde iki büyük süper güç vardı: ABD ve Sovyetler Birliği.




Abdülkadir Geylani türbesindeki o kadının hikâyesi

Musul'u hayal meyal, hatta tam olarak bir hayal gibi hatırlıyorum. Çöl görmeyi beklerken yemyeşil bir ormanda durup neredeyse piknik benzeri bir mola vermiştik ve soğuktu çok.




Sene 90, yaş on dört ve yolculuk kalbin şehrine, Mekke'ye doğru… Amcamın sürdüğü otobüsün en küçük yolcusu olarak aklım Kâbe'de değil henüz. O kadar öyle ki bu 'aklım Kâbe'de değil' diyorum. Aklın hiç öneminin olmadığını, Kâbe'nin bir kor ateş gibi kalbimi kırk yerinden dağlamasıyla öğrenmeme on gün var daha. Ve hayır, işin o kısmını sana anlatacak değilim sevgili okur. O benimle Kâbe arasında. Onu anlatmak çok ayıp…





Özetle, uyanın artık, rüya bitti

Avrupa Parlamentosu, bu hafta Türkiye-AB arasındaki müzakerelerin dondurulması yönünde karar aldı. Kararın AB bağlayıcılığı bulunmuyor ancak zaten kötü olan ilişkileri daha da kötüleştireceği malum. Açıklama metnine, OHAL kapsamındaki önlemler, idam tartışması, AB'nin vize serbestisi için şart koştuğu Türkiye'nin terörle mücadele yasasında değişikliğe gitmemesi gibi başlıklar var. Son dönemde açılan Lozan Anlaşması tartışmalarından da endişeli olduklarını eklemişler. Bir de üstü kapalı bir tehdit var: Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin Türkiye için önemli olduğu not düşülmüş ve bu doğrultudaki çalışmaların askıya alınmasının ciddi ekonomik sonuçlar doğuracağının altı çizilmiş.



Ona göre 'insancık' onlar!

Dikkat ettiniz mi; etkin pişmanlıktan yararlanmak için “itirafçı” olan FETÖ'cülerin ifadelerinde hiç “Biz şöyle yaptık” diyeni var mı?




Birkaç istisna dışında yok…




“Yapıyla 2007 yılında tanıştım” diyor mesela…




“FETÖ'cülerle şurada buluştuk. Şunları anlattılar. Benden şunu istediler” diyor mesela…




Bir sürü örnek daha verebiliriz. Ne hikmetse birkaç istisna haricinde, “Ben o yapının elemanıyım” ya da “Biz devleti ele geçirmek için şunları şunları yaptık” diyen yok, kalburüstü FETÖ'cülerden!




#Hayrettin Karaman
#Yusuf Kaplan
#İsmail Kılıçarslan
#Merve Şebnem Oruç
#Hasan Öztürk
7 yıl önce