Son yüzyılda küreselleşen ekonomi ile birlikte ülke sınırlarının ortadan kalkması, finansal kurumların dünyadaki etkinliğini artırdı. Gelişmeler ile birlikte uluslararası para alışverişinde kullanılan faiz oranları da küresel ölçekte belirlenmeye başlandı. Bu amaçla 1985 de, İngiltere'nin başkenti Londra'da İngiltere Merkez Bankası ve 16 özel banka tarafından ortak faiz oranı belirleme kararı alındı. O zamandan beri her gün Londra saatiyle 11.00' de bankalar arası para alışverişinde ABD Doları üzerinden uygulanacak faiz oranı dünyaya duyuruluyor. Söz konusu oranda İngiltere'nin 300 yıllık bankası Barclays'ın manipülasyon yaptığının ortaya çıkması ile birlikte dünyanın en büyük finans skandalı ortaya çıktı. Şimdi söz konusu faiz ile borçlanan bankalardan kredi alan şirket ve halka kadar bir çok kesim, milyarlarca dolara varan kayıpları için dava hazırlığı içine girdi. Zira tüm dünyada trilyonlarca dolarlık kredi söz konusu faiz oranları ile dağıtıldı ve özellikle mortgage piyasasında büyük bir kargaşaya neden oldu.
Türk bankaları hemen hemen her yıl LİBOR ya da EURİBOR endeksli krediler alıyor. Geçen yıl 14 milyar dolara yaklaşan sendikasyon kredisi alındı. Tüm dünyada söz konusu faiz ile borçlanan bankalardan kredi alan kesim ayaklandı ve dava sürecini bekliyor. Dava süreci beklendiği gibi sonuçlanması halinde Türkiye'de de Libor mağduru kişi ve kurumların mağduriyetlerinin giderilebilmesi için milyarlara varan kredilerin yeniden yapılandırılması için fırsat doğmuş oldu.
