Türkiye’nin öncülüğüyle Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Kudüs için kazanılan diplomatik zaferin perde arkasında yaşananlara Yeni Şafak ulaştı. İşte Türkiye’nin en önemli diplomatik başarıları arasına giren Kudüs zaferine giden yolda adım adım yaşananlar:
ABD’nin Kudüs ile ilgili bir karar alabileceği haberi, Ankara’ya 4-5 gün önce, Aralık ayının ilk günlerinde ulaştı. Haberin doğruluğunu araştırmaya başlayan Ankara, ABD ile temasa geçti. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Herbert Raymon McMaster ile telefon görüşmesi yaparak ABD’nin böyle bir karar alıp almayacağını sordu.
McMaster’ın, “Başkanın böyle bir niyeti, hazırlığı var. Birkaç gün içinde bu açıklamayı yapacak." yanıtı üzerine Ankara ilk tepkisini verdi. Kalın, muhatabına, “Büyük hata olur, sadece İslam dünyasından değil, tüm dünyadan tepki gelir, bunu kestirebiliyoruz musunuz?” dedi. McMaster’ın, geri adım atmayacaklarını ve bu adımın barış sürecine katkı sağlayacağını öne sürmesi üzerine Kalın, “Bunu barış sürecinin ilk adımı diye planlıyorsanız, barış süreci baştan ölü doğar.” dedi.
Bu telefon görüşmesinin ardından Ankara harekete geçti. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuyla ilgili temaslarda bulundu. Elde edilen bilgiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunuldu. Cumhurbaşkanı, “ABD böyle bir yola girerse tanımayacağımızı açıklayacağız. Hemen İslam İşbirliği Teşkilatı’nı (İİT) olağanüstü toplantıya çağıracağız ve ardından konuyu BM’ye taşıyacağız. Hemen görüşmelere başlayalım.” talimatını verdi. Kudüs diplomasisi başlatıldı. Erdoğan bu süreçte 20’ye yakın isimle telefon görüşmesi yaptı. Başbakan Binali Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da ayrıca görüşme trafiği yürüttüler.
Bu sırada Erdoğan, görüştüğü Papa’yı da İİT zirvesine davet etti. Yoğun programı sebebiyle zirveye katılamayacağını söyleyen Papa ise açıklamaları ile destek vereceğini taahhüt etti. Erdoğan’ın görüştüğü Putin de “Bu konu çok önemli, normalde büyükelçi gönderiyoruz ama bu kez bakan yardımcısı göndereceğiz” dedi. Suudi Arabistan Kralı Selman da “Bu konuda esneklik yapmamız mümkün değil.” diyerek Kudüs konusunda net tavır sergiledi.
İİT’nin olağanüstü toplantısına Ankara’nın beklentisinin üzerinde katılım oldu. Zirvenin yapıldığı gün Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ile McMaster arasında bir telefon görüşmesi daha gerçekleşti. Görüşme, McMaster’in “Türkiye ve Katar radikal ideolojilerin yeni sponsorları” açıklamasının ardından İbrahim Kalın’ın Türkiye’nin tepkisi için haber göndermesi üzerine McMaster’ın talebiyle gerçekleşti. Görüşmede önce zirveyi soran McMaster’a İbrahim Kalın “Ne bekliyordunuz? Çok güçlü bir karar çıktı. Kudüs herkesi birleştirdi. Herkes aynı masada oturdu, aynı bildiriye imza attı” dedi. Deklarasyonun yayınlandığını belirten İbrahim Kalın görüşmede “Kararınızı reddediyoruz, BM sürecini de başlatacağız” ifadelerini kullandı.
Ankara, BM Güvenlik Konseyi’deki Kudüs oylamasının 14’e karşı 1 çıkacağını öngörüyordu. Bu tablo iyi bir netice olarak görüldü ve ABD’nin yalnız kalacağı değerlendirmesi yapıldı. BM Genel Kurulu için gereken zemin oluşacaktı. Hemen ardından da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile genel kurul süreci başlatıldı. BM Genel Kurulu’ndaki oylamanın sonucunda Ankara, 140-150 kadar ülkenin tasarıya evet demesini bekliyordu. Ancak oylamanın olacağı gün Ankara’ya ABD’lilerin tek tek ülkeleri arayıp, tehdit ettiği haberi geldi. Bu haberden sonra oylarda bir düşüş olabileceği ancak 3’te 2’nin bulunacağı değerlendirildi. Düşünüldüğü gibi de oldu. Ezici bir çoğunlukla tasarı BM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
