Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) başta olmak üzere devlet kurumlarında kendilerine rakip olarak gördükleri bürokrat ekibini tasfiye etmek için sahte delillerle 'askeri casusluk' kumpasına imza atan zanlılara cezaevi yolu gözüktü. İzmir merkezli soruşturmada önceki gün gözaltına alınan 49 kişiden 36'sı, sorguları sonrası tutuklanmaları talebiyle mahkemeye sevk edildi. Kalan 13 şüpheli ise İzmir Emniyeti'ndeki ifadelerinin ardından savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. Haklarında yakalama kararı bulunan 57 kişiden 8'ine ise halen ulaşılamadı. Bunlardan en önemlisi, ABD'nin Pensilvanya eyaletinde yaşayan paralel örgüt lideri Fetullah Gülen.
18 ilde düzenlenen operasyonlarda aralarında merkez valileri Ahmet Kaya, Mehmet Oduncu, Sadık Altınkaynak, halen görevde olan Eskişehir Vali yardımcısı Mesut Keser, Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri, İzmir'de 10 Kasım 2011-12 Şubat 2014 tarihleri arasında Emniyet Müdürlüğü yapan Ali Bilkay, Afyon Polis Okulu Müdürü Müjdat Karagöz, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden sorumlu İzmir eski Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Şevik, şube müdürleri Erkan Değer, Behzat Tuzcu, Şube Müdür Yardımcısı Taner Aydın ile amirler Yusuf Uzşan ile Yaser Özoğul'un da bulunduğu 49 kişi gözaltına alınmıştı.
2012 yılında 'askeri bilgi ve belge bulundurma' suçlamasıyla 357 kişiyi yargılayan paralel yapı, 2010-2012 arasındaki yasadışı teknik takiplerle elde edilen tapelerle de 3 bin bürokratı tasfiye operasyonuna girişmişti. O dönem İzmir Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan paralel yapı mensubu polislerle bazı merkez valileri, geçtiğimiz günlerdeki operasyonla gözaltına alınmıştı. 'Terör örgütü kurmak, üyesi olmak ve örgüt adına faaliyet yürütmek' iddiasıyla savcılığa sevk edilen 36 kişi hakkında tutuklama talep edildi.
Paralel'in emriyle 3 bin bürokratı sahte delillerle tasfiye etmek istediği belirtilen polis müdürleri Ali Bilkay, Mehmet Ali Şevik, Erkan Değer, Behzat Tuzcu, Taner Aydın ile amirler Yusuf Uzşan ile Yaser Özoğul, sorgulandıkları İzmir Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü binasında uzun süre görev yapmıştı.
Kamuoyunda “İzmir Askeri Casusluk Davası” olarak bilinen davaya ilişkin soruşturma sırasında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) üyelerini numaralandırdıktan sonra gruplandırıp fişlediği tespit edildi. FETÖ/PDY'nin hiyerarşisinin de belirlendiği hazırlık sürecinde, örgütün işleyişinin ortaya çıkarılmaması, örgüt içi ihanetin önlenmesi ve üyelerinin deşifre olmaması için birçok terör örgütünün başvurduğu bazı yöntemleri kullandığı belirlendi. Örgüt mensuplarını “yönetici, üye ve sempati duyanlar” başlığıyla da gruplandıran FETÖ/PDY'nin ayrıca “sohbete gelenler, himmet verenler, gazete ve dergiye düzenli abone olanlar” şeklinde fişlediği üyelerden istenilen nitelikleri taşıyanları atamada ön sıralara aldıkları tespit edildi.
