|

Melekler şehri Kudüs

Tarih boyunca peygamberlerin tebliğ görevlerini yerine getirdikleri, Efendimiz’in (SAV)’in miraca yükseldiği, sahabe efendilerimizden Abdullah İbn-i Abbas’ın “Kudüs’te bir karış toprak parçası yoktur ki orada peygamberler dua etmemiş, melekler inmemiş olsunlar” şeklinde buyurduğu Osmanlı mirası Kudüs sizi çağırıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/02/2017 Pazar
Güncelleme: 08:30 - 12/02/2017 Pazar
Yeni Şafak
Kudüs
Kudüs

Kudüs öyle bir şehir ki insanlık tarininin özeti gibi. Sanki her şey bu şehirde olmuş ve bitmiş. Her karışında bir tarih gizli. Üç semavi dine de ev sahipliği yapan Kudüs'ün bizim için önemi ise şüphesiz ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa Camii ve Peygamber Efendimiz'in göğe yükseltilerek kutsal yolculuğuna çıktığı Kubbet-üs Sahra 'nın bu şehrin gözbebeği oluşu. Tarihi boyunca şehre hakim olan her devletten bir iz taşıyan Kudüs'te Osmanlı eserleri ise ayrı bir yer oluşturuyor.







Uzun namaz kuyruğu


Kubbet-üs Sahra'nın içinde bulunan, Peygamberimizin (s.a.v) Mirac'a çıkarken bastığı ve ayak izinin de bulunduğu Muallak Taşı, ziyaretçilerin yoğun ilgisini görüyor. Altı boş olan, sadece bir köşesinden destekle durabilen ve içeriden tavana bakıldığında havada asılı izlenimi veren bu kaya parçasının altında namaz kılabilmek için uzun kuyruklar oluşuyor. Bir diğer adı da Hacer-i Muallak kayası (asılı duran taş) olan, aynı zamanda Hz. İbrahim (a.s)'in oğlu Hz. İsmail (a.s)'i kurban etmek için yatırdığı taş olması ise İslam dünyası için ayrı bir önem arz ediyor.







Osmanlı'dan kalan izler


Kudüs'te nereye baksanız bir Osmanlı eseri görüyorsunuz. İşte bunlardan biri de Hürrem Sultan'ın Kudüs'e vakfettiği sayısız eserden sadece bir tanesi olan eski bir hamam. Hamamdan elde edilen gelirle yine sultan tarafından yaptırılan aşevinde Kudüs ahalisine yemek dağıtıldığını öğreniyoruz rehberimiz Bilgehan Bey'den. Ancak ne acıdır ki orada olduğumuz dakikalarda, sonrasında Ermeni Patrikanesi olan hamamın önündeki İsrail polisinin şov yaparcasına Filistinlilerin üstünü keyfi olarak araması ve suçlu muamelesi yapması içimizi burkuyor.







Ezan sesi sizi çağırıyor


Sabah ezanıyla yollara düşüyorsunuz, içinizde bir heyecan. Altın kubbesi ile Kubbet-üs Sahra'yı göreceksiniz ne de olsa. Kudüs'ün o dar sokaklarında namaza giden güzel insanlarla birlikte namaza yetişme telaşı eşliğinde yürüyorsunuz. Ezan sesleri sokakları çınlatıyor ve az sonra taş evlerin arasında altın kubbe sizi selamlıyor. İslam tarihi boyunca hükmeden her devlet tarafından sayısız eser kazandırılan Mescid-i Aksa Camii'ndeyiz artık.







Cami girişinde arama var


Kudüs'e ziyaretinizi tamamlamadan önce El-Halil şehrine mutlaka gitmelisiniz. Zira Peygamberlerin babası olarak bilinen Hz. İbrahim (a.s)'ın kabri de bu şehirdeki El Halil Camii'ndedir. Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)'dan sonra Allah katında insanların en üstünü olduğu bize bildirilen ve Cenab-ı Allah'ın kendisi için “Halil'im” (dostum) şeklinde buyurduğu Hz. İbrahim (a.s) ile ailesinin türbeleri de yine bu camide bulunmaktadır. Ne var ki bu kadar kutsal olan bu mekanda 1994 yılında yaşanan ve 67 Müslümanın namaz kıldıkları bir sırada şehit edilmesiyle sonuçlanan El Halil Katliamı, Siyonizmin gerçek yüzünü bir kez daha ortaya çıkarmış. Üzücü olan ise Müslümanlar için son derece kutsal olan bu camiye İsrail polisinin olağanüstü aramaları sonucunda girmek zorunda bırakılışımızdır. Ve ne yazık ki, Hz. İbrahim (a.s) ve ailesinin türbelerinin bulunduğu bu camide, ezan okunmasının İsrail tarafından yasaklandığını öğrendiğimizde üzüntümüz bir kat daha artıyor.







Kıyamet kilisesinde dua


Kudüs şüphesiz Hıristiyanlar için de çok önemli. Kutsal olan mekanlarının başında ise Kıyamet Kilisesi geliyor. Hz. İsa'nın (a.s) çarmıha gerildikten sonra yürütülerek son nefesini kilisenin hemen girişindeki taşta verdiğine inanan Hıristiyan hacılar bu taşı öperek dua ediyorlar. İçinde değişik mezhepleri barındıran kilisede tarih boyunca kavgalar olduğunu, çözümü ise yine ecdadımızın bulduğunu öğreniyoruz. Kilisenin anahtarını Müslüman bir aileye veren Kudüs'un şanlı komutanı Selahhatin Eyyubi'nin, günümüzde de devam etmekte olan bu uygulama ile sulhu sağladığını duyunca gururumuz okşanıyor.



Kucak dolusu sevgi


Kudüs gezisi boyunca gittiğiniz her yerde bir hoşgörüyle karşılanıyorsunuz. Tabi Filistinliler tarafından. Üzerinizde Türkiye'den geldiğinizi gösteren bir işaret varsa, bayrak gibi, mescitte namazı bekleyen dedeler bile kalkıp size yer vermeye kalkıyor, elinizi sıkıp size içten bir şekilde gülümsüyorlar. Şüphesiz bu durumun oluşmasında ecdadımızın payı çok büyük. Zira Türkler, Filistinliler için çok şey ifade ediyor. Tıpkı hediyelik eşya satan bu dükkanın adının “Topkapı” olması gibi. Ancak kapalı oluşu ve üzerinde çarpı işaretlerinin bulunması bizi düşündürüyor.



Cennete gitmenin bedeli var


Mescid-i Aksa'dan Zeytindağı'na bakınca küçük küçük taşlardan oluşan Yahudi mezarlığını görüyorsunuz. Buraya gömüldüklerinde cennetin garanti olduğuna inanıyor Yahudiler. Ancak buraya gömülmek öyle bedava olmuyor. 500 bin ile 5 milyon dolar arasında ödeme yaparlarsa cenneti de hak ettiklerine inanıyorlar. Bu cümleleri tur rehberimizden duyduğumuz anda manzara önünde, başındaki kipadan Yahudi olduklarını anladığımız iki kişinin, cennetten arsa alma konusunda konuştuklarını düşünerek tebessüm ediyoruz.

































#Kudüs
#Mescid-i Aksa
#Osmanlı
7 yıl önce