Bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Zeytinburnu Öykü Festivali tüm hızıyla sürüyor. “Bu senin hikayen" temasıyla yerli ve yabancı 34 öykücüyü ağırlıyor. Karabatak, CF, TRT Çocuk gibi dergilerde öyküleri yayımlanan, "Çal Bahtiyar" adlı ilk kitabı iki yıl önce okurla buluşan Arzu Kadumi de festivalin konukları arasındaydı. Arzu Kadumi'nin gazeteci eşi bundan beş yıl önce Halep'te görülmüş, o günden beri kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Yaşadığı zor zamanların üstesinden kalemiyle gelmeye, acılarını yazarak hafifletmeye çalışan Arzu Kadumi ile festivalde buluştuk. Hem öyküyü hem yazarlık serüvenini konuştuk.
Yaşadıklarının yazdıkları üzerinde etkili olduğunu dile getiren Kadumi, öykünün yaşadığımız zamana, koşuşturmaya, hıza daha kolay temas ettiğini dile getiriyor. Roman yazmanın ve okumanın bir sabır işi olduğunu belirten yazar, hem form hem yoğunluk açısından öykünün daha gerçekçi olduğu görüşünde.
“İnsanın yazıyla uğraşması hayata açılan bir pencere, tutunacak bir dal diye düşünüyorum" diyen yazar, öykünün iyileştirici gücüne vurgu yaparak şunları söylüyor: “Öykü şifadır. Pek çok öykü yazarı da bunu söyler. Benim durumum biraz daha özel. Yaşadıklarımdan sonra bir kitabımın çıkması insanlarda böyle bir algı oluşturmuş olabilir ancak ben 2010'dan beri edebiyatla uğraşıyorum. Ali Ural'ın öğrencisiyim. İyi ki öykü yazmaya başlamışım." Öykülerinde daha çok kendinden beslendiğini dile getiren Kadumi, "Bir yazar olarak kendimi yazıyorum aslında. Doğal olarak insandan besleniyorum. Sokağa adımımı attığım andan itibaren müthiş bir duyarlılığım oluşuyor. Eskiden de böyleydi ama öyküden sonra keskinleşti" diyor.
Çalışmalarını sürdüren yazar şu sıralar yeni bir kitap hazırlığında. “Öyküyle irtibatımın kesileceğini hiç düşünmüyorum" diyen yazan “Şu an bir çocuk kitabı çıkma aşamasında. Ortaokul öğrencilerine yönelik olacak. Kelimeler ne zaman kapımı çalarsa o zaman yazabiliyorum. Sabır işi" şeklinde konuşuyor.
