|

'Rabb'imiz bize maddeye esir olmamayı emrediyor'

Türkiye Diyanet Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilciliği tarafından düzenlenen "İyilik Sofrası" iftar buluşmasında konuşan Diyanet işleri Görmez,"İslamiyet'in hızlı bir şekilde yeryüzüne yayılmasını sağlayan taife helal rızık peşinde koşturan ticaret erbabı olmuştur" dedi.

Yeni Şafak
23:21 - 16/06/2017 الجمعة
Güncelleme: 23:27 - 16/06/2017 الجمعة
AA
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kahramanmaraş'ta
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kahramanmaraş'ta

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Rabb'imiz bize servet sahibi olmayı yasaklamıyor. Servete mahkum olmayı yasaklıyor. Rabb'imiz bize para sahibi olmayı yasaklamıyor. Parayı kalbe yerleştirerek, kalbi ona mahkum etmeyi yasaklıyor." dedi.

Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı Kahramanmaraş İl Temsilciliği tarafından düzenlenen "İyilik Sofrası" iftar buluşmasında,yüce Yaradan'ın insanı bir kez yarattığını, insanları farklı misyonlar yüklediğini belirtti.

İnsanların çeşitli uğraşlar içerisinde bulunduğunu ifade eden Görmez, "Bu uğraşlar içerisinde kendimizi unutmayalım, kalbimizi unutmayalım, Rabb'imizi unutmayalım. Yüce kitabımızda bu konuda hatırlatmaları var. Allah'ı unutanlardan olmayın, Allah da kendinizi unutturur. İnsanın kendisini unutarak yaşaması ne büyük bir zulümdür." diye konuştu.

'İslamı dünyanın en ücra köşelerine götüren kimlerdir'

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Rabb'imiz bize servet sahibi olmayı yasaklamıyor. Servete mahkum olmayı yasaklıyor. Rabb'imiz bize para sahibi olmayı yasaklamıyor. Parayı kalbe yerleştirerek, kalbi ona mahkum etmeyi yasaklıyor. Rabb'imiz bize maddeye esir olmamayı emrediyor. Bütün verilen maddenin Allah'ın emaneti olduğunu hatırlatıyor. Yeryüzünde 'İslamı dünyanın en ücra köşelerine götüren kimlerdir' diye sorsak, alimler mi yoksa helal kazanç peşinde koşturan ticaret erbabı mıdır? Bu soruya bilimsel olarak baktığımızda İslamiyet'in yeryüzüne yayılmasına baktığımızda Hz. Muhammed'in hayatından itibaren Hz. Ömer'den sonra İslamiyet'in hızlı bir şekilde yeryüzüne yayılmasını sağlayan taife helal rızık peşinde koşturan ticaret erbabı olmuştur."

Sahabelerin Hz. Muhammed'in vefatının ardından, Çin'e dahi gittiklerini aktaran Görmez, 10 binlerce Müslüman'ın helal rızık için birçok ülkeye gittiğini belirtti.

"Bizim dinimiz insanların zengin olmasına karşı değil"

İnsanların paraya, mala ve mülke esir olduğu zaman hem bu dünyayı hem de ahireti kaybettiklerine işaret eden Görmez, şunları anlattı:

"Bizim dinimiz insanların zengin olmasına karşı değil. Servet sahibi olmasına karşı değil. Zenginliğin ve servetin size hükmetmesine izin vermeyeceksiniz. Mümin, malın ve mülkün kendisine yönetmesine izin vermez. Bu yüzden tüm Cuma hutbelerinde iki konuyu anlattık. İki kavramı birlikte zekat ve faiz konuşunu işledik. Bugün 85 bin camimizde bu konuyu anlattık. Üretirken sadece Kahramanmaraş'ı Türkiye'yi düşünerek, üretme lüksüne sahip değiliz. Üretirken Arakan'daki kardeşlerimizi de düşüneceksiniz. Afrika'da açlıkla pençeleşen kardeşlerinizi düşünerek, üreteceksiniz. Bu millet tarih boyunca tüm mazlumların umudu olmuştur. Öyleyse bu umudu boşa çıkarmamalıyız. Biz çok daha güçlü olmalıyız. Helal kazanarak, helal peşinde koşarak üretmeliyiz ve büyümeliyiz. Tüm bu kardeşlerimizi düşünerek, üretmeliyiz."

"TİKA, hayırda yarışan bir müessesemiz"

Müslüman Türklerin yardımıyla dünyadaki birçok mazluma yardım edildiğini belirten Görmez, "Afrika'da açlıkla mücadele eden kardeşlerimize yardımcı oluyoruz. Oralarda heyetlerimiz var. Sizin yardımlarınızı taşıyorlar. TİKA, hayırda yarışan bir müessesemiz. AFAD ve Kızılay, böyle bir müessesemizdir. Bunların yanlarına bir de diyanetin hocası, elemanı olunca oranın nasıl bir rahmete dönüştüğünü, her ülkede nasıl bir rahmete dönüştüğünün mutluluğunu yaşıyoruz." şeklinde konuştu.

Görmez, Cenab-ı Allah'ın Türk milletine yüklediği önemli vazifeler bulunduğunu ifade ederek, geçmişte çok büyük medeniyetlerin son bulduğunu anımsattı.

Türk milletinin bin yıldır bu topraklarda İslam'ın sancaktarlığını yaptığına dikkati çeken Görmez, şunları dile getirdi:

"Eğer dikkatli olsak, 1-2 bin yıl yaşasak da Cenab-ı Allah'ın nimetlerini kaybederiz. Kardeşliğimizi güçlendirmeliyiz. Birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeliyiz. Helalinden üretimimizi çoğaltmalıyız. Tüm mazlumlara yardımlarımızı devam ettirmeliyiz. Bunu yaptığımız zaman hem biz hem de tüm kardeşlerimiz güçlü olur. Tüm Müslüman ülkelerin umudu buraya bağlanmış durumda. Hepsinin umudu sizlersiniz. Tüm bunları dikkate alarak hareket etmeliyiz. Ne büyük acılar yaşadık. Bunlar yetmiyormuş gibi kendi ülkemizde 15 Temmuz'da yaşadıklarımız var. Kendi elimizle, kendi içimizden 40 senelik geçmişi dikkate olarak bugünden değerlendirme yaptığımızda 3 büyük değişim oluyor dünyada.

"
Toplantılarında Kur'an-ı Kerim ile başlamadılar"

Sovyetler Birliği ve Yugoslavya yıkılıyor. Buralarda yüz binlerce Müslüman topluluklar çıkacak. Bunların ortaya çıkaracağı o İslami kimliği küresel dünya nasıl yönetecek? Birinci gelişme o. İkincisi, Afrika'da resmi sömürgeler sona eriyor. Üçüncüsü de Avrupa'da göçmenler, Avrupa vatandaşı oluyor. Bu 3 değişim, küresel dünyayı ilgilendiriyor. Nasıl önlediler? Bizim içimizden Türkiye'nin ismini kullanarak, o malum yapıyı oralara taşıyarak bunları önlemeye çalışıyorlar. Şimdi resim çok net görülüyor. Hiçbir fakiri sevmediler. İkincisi, hep Hristiyanları bizlere tercih ettiler. Toplantılarında Kur'an-ı Kerim ile başlamadılar.''

Görmez, Türkiye'nin çok fazla acılar yaşadığını belirterek, "Bir taraftan PKK terörü, bir taraftan içimizde yaşadığımız ihanet, bir taraftan da bölgemizde yaşanan acılar. Tüm bunlar bize bir şey anlatıyor. Bu topraklarda yaşayan her birimizin tüm bunları dikkate alarak yeni başlangıç yapması lazım. Herkesin bu aziz ülkeyi nasıl daha güçlü yapabiliriz, kardeşliğimizi nasıl daha güçlü hale getirebiliriz, bunların üzerinde düşünmek durumundayız. Diyanet İşleri teşkilatı, Diyanet Vakfıyla beraber, bu aziz milletimizin hizmetinde ve dini istikrarın teminatı olarak yoluna devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

#Mehmet Görmez
#Kahramanmaraş
٪d سنوات قبل