|

Sürdürülebilirlik insan haklarında geçer

Günün gereksinimlerini karşılarken, yarınının gereksinimlerini de öngörmeyi amaçlayan sürdürülebilir mimarinin dünya çapındaki temsilcileriyle bir araya geldik. İtalya, İngiltere ve Türkiye'de yaşayan mimarlara göre mimari, toplumun en temel insan haklarından birisi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 7/05/2017 Pazar
Güncelleme: 09:14 - 7/05/2017 Pazar
Yeni Şafak
​Sürdürülebilirlik insan haklarında geçer
​Sürdürülebilirlik insan haklarında geçer

Binaların tasarımının yaşam kalitemizi doğrudan etkilediği inancına sahip 'sürdürebilir mimari'nin dünyanın farklı yerlerinde çeşitli uygulanış yöntemleri var. Mimarlara göre yaşam kalitemizi binaların yanında, kentsel tasarımları da etkiliyor. Fiziksel bağlamdaki bu endişelerse pek çok mimarı yerel iklime, kültüre ve topografyaya duyarlı projeler üretmeye itmiş. Bu anlamda yaptıkları ilginç tasarımlarla dikkatleri üzerine çeken İngiltere merkezli Plasma Stüdyosu bu örneklerden sadece birisi. Venedikli şirket TAMassociati Jr içinse mimari, toplumun en temel insan haklarından birisi. Geçtiğimiz hafta düzenlenen Mimari ve Tasarım Zirvesi’nde sürdürülebilir mimari alanında pek çok başarılı proje üretmiş isimlerle bir araya geldik. Onlara göre binalar barınma ihtiyacının yanında, insanların keşfetme içgüdüsünü harekete geçirmeli ve sosyal anlamda destek sağlamalı. Mimarinin insan haklarına hizmet etmesi gerektiğini söyleyen TAMassociati Jr isimli şirketin ortağı Enrico Vianello, “Mimarinin sürdürülebilir olanı her zaman en iyisi ama biz daha çok insanlara ulaşmayı hedefliyoruz. Bize göre projelerimiz toplumu hedef aldığında sürdürülebilir olur” diyor.


Doğanın şiirsel yapıları yol gösteriyor

Holger Kehne Almanya ve İngiltere’de eğitim görmüş bir mimar. Uluslararası mimari uygulama Plasma Stüdyosu ve Hong Kong Üniversitesi profesörünün kurucu ortağı ve eş-direktörü. Pek çok büyük ölçekli yarışma ve Çin'de Xi’an Dünya Fuarı’nın inşasını kazanan Holger Kehne, 2011’de Pekin’e ve daha sonra halen gelişmekte olan çok çeşitli projeleri denetlemek üzere Hong Kong’a taşınmış. Kurucusu olduğu Plasma Studio şimdilerde İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi için yeni bir kampüs üzerinde çalışıyor. Kehne'nin çalışmalarında dikkat çeken ayrıntı ise çizimlerin topografya ile uyum içerisinde olması. Bunun temelinde halihazırda olan şeyi, yer yapısını sadece dönüştürerek değerlendirme fikri olduğunu söyleyen Kehne, “Mimarlık bizim için bir yandan küresel, bölgesel, çevresel sistemler ve güçler arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmak. Diğer taraftansa bireylerin bu fiziksel deneyim alanından ne çıkaracağını merak ediyoruz. Var olan doğanın şiirsel yapılarından bazılarını görünür kılmak ve toplumun bu yapıya daha aktif katılım sağlamasını istiyoruz. Çalışmalarımız bu yüzden yer yapısıyla bağlantılı. Bir de genellikle binalarda keşfedilmeyi bekleyen bir çok ayrıntı kullanıyoruz. Gören insanların kendilerinde bir parça keşfedip benimsemesi bizim için daha önemli. Teknolojiyle birlikte etrafımıza bakmayı bile bıraktık artık. Bu yüzden insanları dışarıya bakıp ayrıntıları bulmaya itiyoruz. Uzaklarda değil de, çevrenizde olan şeyleri görmek sizin için daha değerli. Belki mimari bu konuda insanları uyandırır ve etraflarına bakmalarını sağlar” şeklinde konuşuyor.

Binalar
insana
hizmet
etsin

Venedikli mimar Enrico Vianello TAMassociati Jr isimli şirketin ortağı ve insani yardım proje yöneticisi. Şirket sürdürülebilir mimari, kentsel planlama, peyzaj tasarımı, grafik tasarım ve sosyal iletişim alanlarında aktif olarak projeler yürütüyor. Şirketin mottosu ise mimariyi ortak bir iyilik olarak kabul etmeleri. Çalışmaları da bu sebeple temel olarak uluslararası işbirliği, sağlık hizmetleri projeleri, konut, kamusal alan planlamaları üzerinde yoğunlaşıyor. Şirket olarak mimariyi insan hakkı olarak gördüklerini belirten Vianello, “Bunu tüm topluma mâl etmeye çalışıyoruz. Evet, mimarinin sürdürülebilir olanı her zaman en iyisi ama biz daha çok insanlara ulaşmayı hedefliyoruz. Çünkü bize göre projelerimiz toplumu hedef aldığında sürdürülebilir olur. Sağlık hizmeti mimari yoluyla insanlara ulaştırmaya çalıştığımız en temel insan hakkı. Sudan, Uganda gibi gelişmekte olan ülkelere giderek hastaneler inşa ediyoruz. Halkın ücretsiz sağlık hizmeti almaları için çabalıyoruz. Bize göre toplum ile sanat arasında ortak bir yön olması gerek” diyor.

Temel hedefimiz kültürel ortam

Sivil ve kamusal mimari, araştırma ve şehir tasarımı üzerine odaklanan Alexis Şanal ise İstanbul merkezli SANALarc’ın kurucu ortaklarından. Kültürel ortamlar meydana getirmek onun mimari tutkusunu oluşturuyor. Güncel çalışmaları içerisinde pazar yerleri ve halk kütüphaneleri bulunuyor. Los Angeles’ta büyüyen Alexis'in stüdyosu Şişhane Park, SALT Research, Pazar Yapımı, Boğaziçi Üniversitesi Rasathane Ana Planı gibi projeleriyle çeşitli ödüllere layık görülmüş. Bilgi odaklı çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Şanal, “Toplumun sosyalleşebildiği alanlar pratiğimizin önemli kısmını oluşturuyor. Kütüphaneler de en önemli noktalardan birisi. Yapılaşan yerlerde yaşam alanı olmayabiliyor. Alışveriş merkezleri bu alanların yerini tutuyor. Kütüphanelerin sayıları gitikçe artıyor. Bir diğer konumuz ise semt pazarları. İstanbul'un her metrekaresi çok değerli. Ama bir günlüğüne 40 bin metrekarenizi verin gibi bir şey hiçbir yerde yok. Bence bu çok önemli” ifadelerini kullanıyor.


#Doğa
#İnsan hakları
#Mimari
7 yıl önce