Bu kararı almadan önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yetkili organları, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun temsilcileri, şehir plancıları, mimarlar ve tarihçilerle kapsamlı çalışma yaptıklarını vurgulayan Demir, şöyle devam etti:
“Turizm alanlarında inanılmaz bir değer, oraya çok ciddi bir yöneliş var. Buna karşın hemen yanı başındaki konut alanlarında da özellikle Nişanca çevresi ise çöküntü alanı olmaya, iç ve dış göçe maruz kalmaya başladı. Sıkıntılı bölgeler oluştu. Bunu dengelemek gerekiyordu. Yani koruma kullanma dengesiyle buraların bir bölgeye sıkışmış değeri, Tarihi Yarımada’yı Eminönü bölgesine yaymak gerekiyordu. Yine Tarihi Yarımada içerisinde imar planının ruhuna aykırı olmamak kaydıyla ev pansiyonculuğunun önünü açtık. Ümit ediyoruz ki yatırımcıların da yönelmesiyle tabii kısa zamanda Sultanahmet Meydanı, Sultanahmet Camii, Ayasofya ve bu bölgelerde bir dönüşümün olacağını düşünüyoruz.”
Demir, dönüşümle ilgili 2004 yılının mayıs ayında Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca bir karar alındığını hatırlattı. O kararda, fonksiyon değişikliğinde yani iş hanının otele dönüştürülmesinde imar planlarının geçerli olduğunun belirtildiğini kaydeden Demir, “Mesela 6-7 katlı bina iş hanıdır, otele dönüşecekse yıkılıp yerine 5 katlı bina yapılacaktır. Böyle de bir avantajımız var. Tarihi Yarımada’da hem kentsel dönüşümü gerçekleştireceğiz hem bir yere sıkıştırılmış değerleri her tarafa yayılmasını hem de depreme dayanıklı binaların oluşmasını sağlayacağız. Bu sayede hayal ettiğimiz mimariye kavuşmuş olacağız” değerlendirmesinde bulundu.