Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, uluslararası sistem ile ilgili yazdığı yazıda sistemin yaşadığı sorunları ve krizi ele aldı. Kalın, “Mevcut küresel bozukluk, sistem içindeki bir arıza semptomu mudur yoksa tüm sistem mi hatalıdır?" sorusunu soruyor. Kalına göre iyimser olan kesimler bu soruya ilk cevabı verebilir ve mevcut küresel sistemin daha iyi bir şekilde uygulanmasının herkes için barış, istikrar ve refah getirebileceğini savunabilirler. Ancak bu dünyadaki kaosun derinliği bunu mümkün kılmıyor. Kalın'a göre mevcut kaos herkesi ve her şeyi etkiliyor. Bir ülkeden diğer bir ülkeye ve bir bölgeden diğer bir bölgeye taşınabilir. Dünyanın birbirine bağımlı halde olması da yaşanan krizin herkesi etkilemesine yol açabilir. Kalın bu durumu, “Çağın nüfuz edici krizlerinden hiç kimse dokunulmazlık talep edemez" diye açıklıyor.
Kalın'a göre son dönemde zengin ve yoksullar arasındaki uçurum genişliyor ve bu durum milyonlarca insanın güvensizlik ve umutsuzluğunu derinleştiriyor
Daily Sabah'ta yer alan yazısında küreselleşmenin her şeyin yeniden düzenlenmesini vaat ettiğini belirtiyor. Kalın, “Büyük beklenti, bireysel ve toplumsal kimliklerin sert sınırlarının yerine herkesin anlayabileceği, az yada çok benzer bir yaşamın yaşandığı bir dünya vatandaşlığı duygusu ile yer değiştireceğiydi" diyor. Bunun ise 'Tarihin Sonu' tezini ortaya atan Fukuyama ile somutlaşan bir isim haline geldiğini belirtiyor.
Kalın, Fukuyama'nın tezinin aksine tarihin sonun hiç gelmediğini söylüyor. Kalın, yaşadığımız çağın karmaşıklıkları gözüne alındığında “Bunun yerine adaletsizliği ve eşitsizliği sona erdirmek için en iyi uygulamalara odaklanmalı, akıl ve bilgelik değerlerini elimizden gelen en iyi şekilde kullanıma koymalıyız" diyor.
Kalın, “Küresel adalet ve eşitlik meseleleri yoksul ülkeler için sorun değildir. Tam aksine bunlar dünyanın zengin ve güçlü ülkeleri tarafından çözülmesi gereken sorunlardır" diyor. Kalın bunun nedenini mevcut güç boşluğu ve güç dengesizliğine bağlıyor.
Kalın, “Siyasal cephede, Ortadoğu ve Afrika'da yaşanan mevcut Proxy savaşları, başka ülkelere barış, istikrar ve ya refah getiremeyecek" diyor. Kalın, terörle mücadele için küresel çapta bir çaba gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Kalın, “mücadelenin dürüst ve samimi bir mücadele olması gerekiyor" diyerek mevcut mücadelenin samimiyetsizliğine dikkati çekiyor.
